Almanya'nın Brandenburg ve Thüringen eyaletleri yarın sandık başına gidiyor. Yaklaşık çeyrek asırdır SPD’nin yönetiminde olan Brandenburg’da hükümet değişikliği beklenmiyor. Thüringen’de ise CDU’yu 1990’dan bu yana ilk kez muhalefet konumuna düşme telaşı sardı. Saksonya seçimlerine damgasını vuran AfD partisinin ise bu iki eyalette de meclise girmesi bekleniyor. ‘Yeni eyaletler’ diye isimlendirilen eski Doğu Almanya’daki eyaletlerde bir nevi ‘süper seçim yılı’ yaşanıyor. Saksonya’dan sonra Brandenburg ve Thüringen eyaletleri sandık başına yarın gidiyor.
Brandenburg eyaletinde halihazırdaki Başbakan Dietmar Woidke’nin görevinde kalacağına, böylece Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) yaklaşık çeyrek asırlık iktidarı devam edeceğine benziyor. Bu eyalette sadece şu iki değişim bekleniyor: Hür Demokrat Parti’nin (FDP) baraj altında kalması ve Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin ilk kez katıldığı seçimlerde yüzde 10’a yakın oy alarak meclise girmesi.
Thüringen eyaletinde de Liberallerin girmesi zor gözüküyor. AfD’nin ise yüzde 8’in üzerinde oy alması bekleniyor. Ancak Thüringen’deki seçimler diğer iki eyaletteki seçimlerden daha heyecanlı geçeceğine benziyor. Bu eyalette 1990’dan bu yana devam eden CDU iktidarı sona erebileceği göz ardı edilmiyor. Anketlerde CDU yüzde 36 ile birinci parti konumunu koruyor. Sol Parti yüzde 26, SPD yüzde 16 ve Yeşiller yüzde 6 civarında oy aldı. Bu bakımdan Thüringen’de iktidar değişikliğinin olup olmayacağını Sosyal Demokratların belirleyeceğine benziyor.
SPD, Kızıl-Kırmızı-Yeşil koalisyonuna ‘evet’ derse Bodo Ramelow ‘ilk Sol Partili eyalet başbakanı’ olacak. Partinin Genel Başkanı Sigmar Gabriel, hükümet ortaklığı konusunda eyalet teşkilatının kendisi karar vereceğini söylemiş, Thüringen’deki iktidar ortaklıkların 2017’deki genel seçimlerin sonuçlarına bir etki yapmayacağını sözlerine eklemişti. Başbakan Angela Merkel (CDU) ise bu eyaletteki SPD teşkilatının Sol Parti’yle ittifak yapmayacaklarını açıklamamasından endişeli. Çünkü CDU, SPD’yi iktidar ortağı olarak kalmaya ikna edemezse muhalefet konumuna düşme durumu var.
Diğer taraftan ise Merkel’in başı AfD ile dertte. Saksonya seçimlerinde AfD topladığı oylarının yüzde 25’ini eski CDU seçmenlerinden kaptı. Aynı durum Brandenburg ve Thüringen’de de yaşanması bekleniyor. Ayrıca CDU ne kadar da AfD’yi ‘popülist parti, uzun sürmeden dağılır’ diye geçiştirmeye çalışsa da kendilerini devamlı rahatsız eden bir unsur gibi kalacağına benziyor. Dresden Teknik Üniversitesi Siyasi Bilimler Enstitüsü’nden Prof.Dr. Werner J.Patzelt, Yabancı Gazetecileri Cemiyeti (vap) üyelerine yaptığı değerlendirmede AfD’nin tüm partiler için rakip olduğunu söyledi.
AfD’nin CDU’nun sağındaki bir parti, CSU’nun Almanya genelindeki bir versiyonu haline geleceğini dile getiren Patzelt, sola kayarak CDU’nun ihmal ettiği konulara talip olan AfD’nin bir ‘liberal milliyetçi’ bir parti olarak bu boşluktaki seçmenlerin oylarını topladığını ifade etti. Patzelt ancak AfD’nin daha kalıplanmamış ve olgunlaşmamış, henüz ‘ergenlik döneminde’ bir parti olduğuna dikkat çekti. CİHAN