Geçen dönemde Meram Belediyesi bünyesinde bir Sadreddin Konevî Araştırma Merkezi kurulmuştu. Merkez o dönem içerisinde çok faydalı çalışmalar yaptığı gibi konu ile ilgili yapılması gereken önemli tespitlerde de bulunmuştu.
Geçen Cuma günü Bera Otel’de, bu kuruluşun (MEBKAM) Danışma Kurulu toplantısı vardı. Toplantıya Konya’dan ve Konya dışından yirmi beşin üzerinde akademisyen ve araştırmacı üye katıldı. Önemli konuşmalar yapıldı.
Daha önceki bir yazımızda belirttiğimiz gibi Sadreddin Konevî, keşfedilmeyen gizli bir hazine, fakat günümüze kadar ne Konya ve ne de İslâm âlemi bunun farkında oldu. Konevî asırlardır Konya’da ve İslâm dünyasında hep ihmal edildi.
Konya’da MEBKAM’ın kuruluşunu Sadreddin Konevî çalışmaları ile ilgili bir milât olarak kabul ediyoruz. Bu güne kadar yapılmayan güzel şeyler yapılmaya devam edilecek,. Onun değerli eserleri tercüme edilerek asılları ile birlikte basılacak. Ve böylece Sadreddin Konevî, ilim âlemine ve halkımıza tanıtılmış olacak. Ve ayrıca onun yetiştiği döneme de ışık tutulmuş olacak.
Hz. Mevlâna ve ailesi Konya’ya gelmeden önce de Konya bir ilim ve irfan merkezi idi. O dönemde çok değerli ilim adamları ve müderrisler, Konya medreselerinde görev yaptığı gibi devlet adamları da çok iyi yetişmiş ilim adamları arasından seçiliyordu. Birtakım gaflet ve ihanetlerle bu değerlerimiz unutuldu, unutturuldu. İnşallah bu nisyan perdesi MEBKAM sayesinden kaldırılmış olacak.
Sadreddin Konevî’nın babası Mecdüddin İshak, bu dönemin değerli ilim ve devlet adamlarından birisi idi. O dönemin büyük âlim ve mutasavvıflarından İbn-i Arnabî’nin de yakın dostu idi. Mecdüddin İshak’ın vefatından sonra İbn-i Arabî, aldığı manevî bir işaret üzerine Endülüs’ten Konya’ya gelerek Sadreddin Konevî’yi yetiştirdi ve onu ilim âlemine armağan etti.
Bilhassa Konya’da ihmal ettiğimiz hususlardan birisi de, Anadolu’yu bize vatan ve Konya’yı başkent yapan Selçuklu sultanlarının hatırlanmaz oluşlarıdır.Bizim onla vefa borcumuz var.
Yürekten inanıyoruz ki, MEBKAM’ın ülke çapında yapacağı çalışmalar büyük gelişmelere ve hayırlara vesile olacak, hepsinden öte millî tarih şuurunun gelişmesinde önemli katkı sağlayacaktır. Toplumları ayakta tutan bu şuurdur. Yeter ki, Konya aydınları ve Konyalı bu çalışmaların önemini kavramış ve destek vermiş olsun...
Cuma günü akşam üzeri de Meram Kültür Merkezi’nde Marmara İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz’ın, “Sadreddin Konevî ve Tasavvuf” konulu konferansı vardı. Konferansı zevkle takip ettik. Konuşma gerçekten fevkalade idi. Değerli konuşmacı, tasavvufun kaynağının Hz. Peygambere dayandığını ifade ederek, çarpıcı örnekler verdiler.
Konferans ve yapılan çalışmalar için başta Meram Belediye Başkanı Dr. Serdar Kalaycı ve MEBKAM’ın başkanı değerli dostum Hasan Yaşar Bey’i ve mesai arkadaşlarını candan kutluyor, bu hayırlı çalışmaya Konya’daki bütün kurum ve kuruluşları destek vermeye çağırıyorum.
Bu konu üzerinde daha çok duracağız.
Geçen Cuma günü Bera Otel’de, bu kuruluşun (MEBKAM) Danışma Kurulu toplantısı vardı. Toplantıya Konya’dan ve Konya dışından yirmi beşin üzerinde akademisyen ve araştırmacı üye katıldı. Önemli konuşmalar yapıldı.
Daha önceki bir yazımızda belirttiğimiz gibi Sadreddin Konevî, keşfedilmeyen gizli bir hazine, fakat günümüze kadar ne Konya ve ne de İslâm âlemi bunun farkında oldu. Konevî asırlardır Konya’da ve İslâm dünyasında hep ihmal edildi.
Konya’da MEBKAM’ın kuruluşunu Sadreddin Konevî çalışmaları ile ilgili bir milât olarak kabul ediyoruz. Bu güne kadar yapılmayan güzel şeyler yapılmaya devam edilecek,. Onun değerli eserleri tercüme edilerek asılları ile birlikte basılacak. Ve böylece Sadreddin Konevî, ilim âlemine ve halkımıza tanıtılmış olacak. Ve ayrıca onun yetiştiği döneme de ışık tutulmuş olacak.
Hz. Mevlâna ve ailesi Konya’ya gelmeden önce de Konya bir ilim ve irfan merkezi idi. O dönemde çok değerli ilim adamları ve müderrisler, Konya medreselerinde görev yaptığı gibi devlet adamları da çok iyi yetişmiş ilim adamları arasından seçiliyordu. Birtakım gaflet ve ihanetlerle bu değerlerimiz unutuldu, unutturuldu. İnşallah bu nisyan perdesi MEBKAM sayesinden kaldırılmış olacak.
Sadreddin Konevî’nın babası Mecdüddin İshak, bu dönemin değerli ilim ve devlet adamlarından birisi idi. O dönemin büyük âlim ve mutasavvıflarından İbn-i Arnabî’nin de yakın dostu idi. Mecdüddin İshak’ın vefatından sonra İbn-i Arabî, aldığı manevî bir işaret üzerine Endülüs’ten Konya’ya gelerek Sadreddin Konevî’yi yetiştirdi ve onu ilim âlemine armağan etti.
Bilhassa Konya’da ihmal ettiğimiz hususlardan birisi de, Anadolu’yu bize vatan ve Konya’yı başkent yapan Selçuklu sultanlarının hatırlanmaz oluşlarıdır.Bizim onla vefa borcumuz var.
Yürekten inanıyoruz ki, MEBKAM’ın ülke çapında yapacağı çalışmalar büyük gelişmelere ve hayırlara vesile olacak, hepsinden öte millî tarih şuurunun gelişmesinde önemli katkı sağlayacaktır. Toplumları ayakta tutan bu şuurdur. Yeter ki, Konya aydınları ve Konyalı bu çalışmaların önemini kavramış ve destek vermiş olsun...
Cuma günü akşam üzeri de Meram Kültür Merkezi’nde Marmara İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz’ın, “Sadreddin Konevî ve Tasavvuf” konulu konferansı vardı. Konferansı zevkle takip ettik. Konuşma gerçekten fevkalade idi. Değerli konuşmacı, tasavvufun kaynağının Hz. Peygambere dayandığını ifade ederek, çarpıcı örnekler verdiler.
Konferans ve yapılan çalışmalar için başta Meram Belediye Başkanı Dr. Serdar Kalaycı ve MEBKAM’ın başkanı değerli dostum Hasan Yaşar Bey’i ve mesai arkadaşlarını candan kutluyor, bu hayırlı çalışmaya Konya’daki bütün kurum ve kuruluşları destek vermeye çağırıyorum.
Bu konu üzerinde daha çok duracağız.