Herhangi bir dil bilmeyenden “Konsolos”
Evli olmayan kadından “Aile Bakanı”
Hastaneler zinciri olandan “Sağlık Bakanı”
Onlarca oteli olandan “Kültür ve Turizm Bakanı”
Yayını olmayan akademisyenlerden seçilen “Rektörler”
Sanki baba ocağında her gün ıstakoz yiyerek büyüyen, bilmem kaç yüz bin dolarlık aksesuarlar kullanan lüks düşkünü “Vekiller”
Futbolla zerre miskal ilgisi olmayan “Futbol Federasyon Başkanı”
Hayatında bir tane dahi “Milli Güvenlik Makalesi” okumamış “İçişleri Bakanı”
Hayvanat bahçesi müdüründen “TÜBİTAK Müdür Yardımcısı”
Hukukçu olmayan “Anayasa Mahkemesi Başkanı”
Ateist “İmam”
İlahiyat mezunundan “RTÜK üyesi”
Şimdi de ARAPÇA BİLMEYEN DİYANET İŞLERİ BAŞKANI!
Saymakla bitmez!
Bazen düşünüyorum, “Ülke olarak acaba ne günah işledik de, liyakat bakımından bu kadar güçlü bir ülke iken bir avuç liyakatsiz tarafından yönetiliyoruz?” diye…
Ismarlama öğretim görevlisi alımları, bacanağa & baldıza özel açılan kadrolar, adrese teslim ihaleler, “Benim için profesyonel bir iş!” diye imamlık yapan zevatlar, elifba bilmeyen “Taze Yasin” ciler, Benjamin miktarına göre yazı stili veya görüş değiştiren gazeteciler…
Bu ülke bunları hak etmiyor!
Kasasını ve masasını korumaktan başka derdi olmayan gelmiş geçmiş en bencil insan toplumu içinde yaşıyor olabiliriz.
Rahmetli Erbakan hocamız, “Bizim davamızda kimse kendi için yaşamaz, herkes kardeşi için yaşar! Menfaati öldürmenin en kolay yolu budur!” derdi.
O dönemde anlamıştık bu sözün derinliğini ve manasını aslında.
Ve bu sözü hayatına tatbik etmeye çalışan bir grup insan oldu etrafımızda sürekli sonsuz şükür.
Ancak bu hassasiyetin düşünülmediği bir yerin nasıl olacağını emin olun tahayyül edememiştik. En azından ben edememişim.
Ama şimdi dibine kadar yaşıyoruz maalesef.
Ve dahi en nefret ettiklerim de bencil ve yalancı insanlar olunca, daha fazla katlanamıyorum bu güruha ve avenesine.
Bir de bu ekip zeytinyağı gibi.
Her ortamda ve platformda pekâlâ suyun üstüne çıkıyorlar.
Yaptıkları her şeyin mubah olduğuna da insanları ve yöneticileri inandırıyorlar.
Sonra bir bakıyorsunuz “Bakara & Makara” diyen mahluk, gitmiş en gözde yerlerden birine büyükelçi oluvermiş!
Her ne kadar şükretsek az emin olun.
Zira ahiret var!..