Bir kez daha gördük ki…
Bu seçim…
Bir “yerel seçim!” olmaktan çıktı…
Seçimden de öte bir durum sözkonusu!
Liderlerin güç gösterisi şeklinde geçti süreç…
Sandığa değil, sanırsınız ki, savaşa gidiyorlar…
Bu işin bir boyutu.
xxx
Diğer bir boyutu ise şu; hangisi daha çok il il, ilçe ilçe, köy köy dolaştı?
“Sen de abarttın” filan demeyin, çünkü, bazıları yol üstündeki köylere de uğrayarak meramlarını anlatmaya çalıştılar…
Seçmeni hangisi etkiledi?
Hangisi daha çok, hangisi daha az yalan söyledi!
Ya da hangisi diğerine daha çok çamur atıp, bel altı vurdu?
Açık konuşmak gerekirse, bu seçimde at izi it izine karıştı…
Kimse itiraz etmesin…
Televizyonlarda ve meydanlarda ve sosyal medyada sürekli bel altı vuruşlarla, birbirlerini diz çöktürmeye çalıştılar…
Kime inanacağımızı şaşırdık…
Neyse ki, şunun surasında bir gün kaldı…
Hangi başkan adayının şehrimizi ve ilçemizi, hangi muhtar adayının mahallimizi yöneticiğine önce karar, sonra da oy vereceğiz…
Tabii ki meclis üyelerini de aradan çıkartmış olacağız.
xxx
Meydanlarda ve televizyonlarda liderleri dinledik…
Eyvallah…
Ama, adaylar her yerdeydiler…
Çarşıda, pazarda, evlerde ve kendi sosyal medya hesaplarından seçmenlerle gahi göz göze gelerek, gahi kucaklaşarak sıcak temas kurdular…
Haklarını yemeyelim…
Gerçekten koşturdular…
Seçim heyecanının en sönük geçtiği şehrimizde bile, adaylar sahaya inerek, en azından kendilerini tanıtıp, projelerini anlattılar…
Hiçbir aday, Konyaspor kalecisi Serkan Kırıntılı gibi “formam garanti” moduna girmedi…
Hangi partiden olurlarsa olsunlar, Konya’nın tüm belediye başkan adaylarının, başkan adayları bir tarafa, muhtar adaylarının bile “canları çıktı” dersek yeridir…
Allah var, hiçbirisi “öf” bile demedi…
Hemen hemen hepsi, broşürlerindeki iddialı sözlerle oy avına çıktılar...
Sözlerini yememek için de, 7/24 çalıştılar…
Seçildikten sonra mı?
Bilemem…
Ancak, biraz dinlecekleri kesin…
Kolay değil, insanlardan oy istemek…
Ya da birşey istemek…
Biz de hiçbir iş karşılıksız yapılmaz…
Dolayısıyla, ayakkabı boyacısı lostra salonu, simitçi iyi bir yerde tezgah açmak ister…
Ya da çarşı esnafı, malını daha iyi teşhir edebilmek için 30-40 santim daha yer ister…
Başkan adayı ya da muhtar adayı “hayır” dese bir türlü, “evet” dese başka türlü…
Ne desin garipler...
“Bakarız çaresine” demekten başka.
xxx
Bugün cuma, cumartesi’yi atlar, pazar günü de sandık başına gider oyumuzu kullanır, akibetimizi bekleriz…
Seçim, vatana millete hayırlı olur inşallah…
Ancak, şunun altını kesinlikle çizmekte yarar; ülkemizi daha sıkıntılı bir süreç bekliyor…
Özellikle fakir fukara, belki de bugünleri çok arayacak…
İnşallah yanılırım ve yanılmayı öyle çok istiyorum ki.
xxx
Yazımı güzel bir öneriyle noktalamak istiyorum…
Sevgili Feyzullah Ertaş göndermiş…
Seçim sonucu ne olursa olsun bu önerileri dikkate almakta yarar var…
Benim çok hoşuma gitti, umarım sizin de hoşunuza gider ve uygularsınız.
xxx
AZALTIN
Yediğiniz yemeği, yemeğin tuzunu, çayın şekerini, kullandığınız eşyaları, harcadığınız parayı, boşa harcadığınız zamanı.
BIRAKIN
Mızmızlanmayı, çekingenliği, mazaret üretmeyi, başkalarına bakıp yaşamayı, olumsuz düşünmeyi, ön yargıyı, surat asmayı.
ÇOĞALTIN
Gülümsemeyi, sevmeyi, dua etmeyi, olumlu düşünmeyi, şükretmeyi, içtiğiniz su miktarını, çocuklarla geçirdiğiniz zamanı, teşekkür etmeyi, selam vermeyi, özür dilemeyi ve güzel söz söylemeyi çoğaltın.