Çok bilinen ve sizin de bildiğiniz bir hikâyeyle başlayıp giriş yapacağım. İBRİKÇİ BAŞI: Eski zamanlarda çeşmenin, su şebekesinin olmadığı zamanlarda saraylarda 50-60 tane ibrik bulundurulurmuş. Abdest alıp taharet yapmak için. Bunların sorumlusuna da ibrikçi başı denirmiş.
Bir gün padişah ishal olmuş, koşarak en baştaki ibriği alıp tam tuvalete gidecekken; ibrikçi başı bağırmış:-“Bir dakika, bırak onu!” Tabi ki padişah(dolu olmasına rağmen) o ibriği bırakmış. İbrikçi başı: “Şu sondaki ibriği al!” demiş. Tabi bu arada padişahta kaçırmış ve donunu/altını ıslatmış. Sonra padişah yerine/makamına geçmiş: “Çağırın bakalım şu ibrikçi başını bana” demiş. Çağırmışlar ve ona sormuş:- “Bana bak o baştaki ibriği alsaydım ne olurdu, niye onu almama mani oldun? Niye beni en sondaki ibriğe koşturdun?” Demiş. Cevap ne olsa iyi? “-Efendim o kadar havada bizde olsun.”
Evet, ibrikçi başılar maalesef her dönem mevcut. Her ne kadar çeşmeler bol olsa da; kraldan fazla kralcı kesilenler her dönem mevcut olmuş ve olmaya devam etmektedirler. İslam öncesi dönemde de, İslam sonrası dönemde de bu grup hep olagelmiştir.
Kur’an’da peygamberlerin yanında yer alanlara sahabe, (çoğulu) ashap; yani arkadaş, dost veya havari yani yardımcı, davayı//inancı yayıcı gibi isimler kullanılırken; devlet başkanlarının etrafında bulunan kötü, yardakçı takımına ya da normal danışmanlarına Kur’an mele ismini vermektedir. Meselâ Yunus Suresi 83. Ayette: “Firavun ve adamlarının(ve mele ihim) kendilerini bir belâya uğratacağı korkusundan dolayı Musa’ya 3-5 gencin dışında kimse iman etmedi. Çünkü orada Firavun çok kuvvetli ve aşırı gidenlerdendi.” Ya da Mü’min Suresi 46. Ayette: “Onlar sabah akşam o ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı günde: Firavun ve ailesini azabın en çetinine sokun(denilecek)!..
Hadi Firavun iktidar için, makam-mevki için, para için, şu için, bu için zalimliği yaptı bunu anlarımda ben bu yardakçılığı bir türlü anlayamıyorum. Ama diyeceksiniz ki: “Sahip, arkadaş, dost, Ensar kardeşlik… Vs. aynı değil mi? Birinci ve çok ayırt edici özellik; Allah için olmak, Allah için sevmek ve yardımcı olmak, menfaat olmadan yardımcı olmaktır. İkinci ve çok-çok önemli bir diğer madde de; doğruda, hayırda ve iyilikte birleşip; asla ve kat’a kötülükte, yanlışta ve günahlarda birleşmemektir. Diğer birçok maddeyi şimdilik saymaya gerek yoktur.
Yahu kardeşim o adam şahsına münhasır biri, bir zar attı tuttu, düşeş geldi. O bunun peşinden gidiyor. Her türlü varsa günahı, riski, Allah’a vereceği hesabı göze almış gidiyor. Sen burada Konya’da niye onun ibrikçi başlığına soyunuyorsun? Niye kraldan fazla kralcılık oynuyorsun? Senin ne mal olduğunu, kimlerin omuzuna basarak bu makamlara geldiğini de çok iyi biliyoruz. Mele’lik yapma, Hak için, hakikat için, Allah için doğru ol ve samimi ol! Dostluğunu istemiyoruz, düşmanlığından da korkmuyoruz, bari ahiretini helâk etme, zalim olma! Gerçi ben kime diyorum; sen ve senin gibiler kendisini yukarı çeken, yükseğe çıkaran birini; yukarı çıkınca çelme takıp aşağı atan insanlarsınız. Milletin, ümmetin, şehrin parasını çar-çur edip borca, faize ve israfa düşürenden başka ne beklenir ki!
Ama ne olursa olsun namaz kılan biri olarak tekbir almak için ellerini kulaklarına kaldırdığın zaman; hayatını, ölümünü, sorumluluğunu ve cevabını veremeyeceğin amellerini iyi düşün! Bir daha düşün!
Cenabı Allah’ın cenneti çok geniş, biz de girelim, sen de gir, herkes girsin, Ama bunu iste, gereğini yap! Yoksa bizi engelleyerek bizim reklamımızı yaparsın, zulme sebep olursun.