Her yıl 31 Aralık gecesinde AGD Mekke’nin Fethini kutlamaktadır. Mekke’nin Fethinin gerçek tarihi 10 ocak olmasına rağmen 31 Aralık gecesinde kutlanmaktadır. Bunun kutlanmasının yılbaşı kutlamasıyla bir alakası yoktur. Eğer şöyle denirse: “Biz de yılbaşını kutluyoruz, ama farklı kutluyoruz.” En basit ve en hafif ifadesiyle çok büyük günah işlenmiş olur.
Yılbaşı gecesinde tüm dünyada özellikle batılı Hristiyan ülkelerde ve maalesef Türkiye’de bir fecaat yapılmaktadır. Su gibi içki ve uyuşturucu çeşitleri tüketilmekte, gayrimeşru eğlencelerle dini, ahlaki, insani her yönüyle bir rezalet yaşanıyor. Müslümanın yılbaşı gecesini hangi ölçüde ve anlayışta olursa olsun kabul edip kutlaması söz konusu olamaz. Ama Müslüman; gördüğü bir kötülüğü eliyle, diliyle engellemesi mecburiyeti vardır. Bunun için şimdilik en güzel yapılacak iş gençlerin farklı bir ortamda, farklı konularla (İslami konularla) ve farklı etkinliklerle günaha düşmelerine mani olmaktır. Bu konuda da çok büyük bir sevaba nail olunmaktadır.
Bu konuda meselenin daha iyi anlaşılabilmesi için “... vel fitnetü ekberu minel katl...”Bakara 217. Ayetin tefsirine bakılabilir. Yani yılbaşı gecesinde onları taklit etmenin çok ötesinde (günahın çok daha büyüğü) onların emriyle İslam dünyasını perişan eden, yerle bir eden işbirlikçi sözde Müslüman liderler var. Hem de İsrail’in soykırımını normal görüp Hamas’a terörist diyen sözde İslamcı kuruluşlar da var.
Mekke’nin Fethi; 22-23 yıllık mücadelenin, çilenin, meydan savaşlarının ardından Cenabı Allah’ın lütfu inayetiyle meydan savaşı olmadan; toprağı, şehri, vatanı geri alma durumudur. Artık fetihlere başlanmış İslam devletine yeni topraklar katmaya başlanmış olup; savunma savaşları döneminin yerine yeni fetihler dönemi başlamıştır.
Mekke’nin Fethi; Müslümanlara yeni ufuklar açmış hatta uluslararası diyalog, ilişki ve kabul görme pozisyonları oluşturmuştur.
Mekke’nin fethi; bir umuttur, diriliştir, muştudur. Bu diriliş muştusu bize yeni fetihler nasip edip İsrail kafirini yok etme azmini verecektir.
Mekke’nin fethi; hakkın batıla galip geldiğinin her zaman galip geleceğinin bilincine ulaşmaktır. Çünkü “Hak gelince batıl zail olur. Çünkü batıl zail olmaya(yok olmaya) mahkumdur.”
BUGÜN BİZ BU KONUDA:
- Muhammed (sav) in hayatını yeniden hatırlayıp; onun cihadını, fetih anlayışını ve davranışlarını gözden geçirmiş olacağız.
- Hiç ümitsizliğe kapılmadan cihadımıza devam edip, bu toplantılara, faaliyetlere mutlaka katılmalıyız.
- Hiç acele etmeden, sabırla zafere. ulaşmayı hedeflemeliyiz. Çünkü süreci(zamanı) Allah tayin eder.
- Teşkilatlara bağlı kalıp onlara destek vermeye devam etmeliyiz. Birlikten kuvvet doğar.
- Cihad her zaman her yerde yapılmalıdır. Cihada ara verilmez, cihad tatil edilmez.
Allah yardımcımız olsun!..