İçimdekileri nasıl yazacağımı bilmiyorum.... Pazar sabahı aldığım telefonla şok oldum.. Önce yanlış anlaşılmıştır isim benzerliğidir dedim ama ne yazık ki acı haber yine tez duyuldu.
Meslek hayatıma başladığım ve 8 yıllık meslek hayatımın yarısından fazlasını birlikte geçirdiğim Mehmet Vural Abim hayatını kaybetmişti. Dondum kaldım
Bir anda birlikte yaşadıklarımız bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti.
Şampiyon Gazetesi'nde mesleğe başladığımda Mustafa Güden, Mustafa Ayaz ve İrfan Şeker ile birlikte çalışırken 'Bir adam' yanımıza gelip köşe yazılarını verir bizimle sohbet ederdi.
Sporu ve yazmayı sevdiği her halinden belliydi.
Daha sonra 'Bu adam' ekibe dahil oldu.
O yaşına ve emekliliğine rağmen yapılacak işler için o kadar heyecanlıydi ki bu heyecanı ile Konya sporu için önemli bir çok röportaj söyleşi ve haber bıraktı. İşte o 'Adam' Mehmet Vural'dı.
Mehmet abimle birlikte çalışmaya başladık.. Konya kazan biz kepçe dolaşıp Konya sporuna hizmet edenleri aradık bulduk röportaj yaptık.
Bununla da kalmadık Konya dışına da gidip Konya sporuna hizmet edenleri bulduk. Daha mesleğe başlar başlamaz en gerekli olan Konya spor tarihini onunla birlikte canlı canlı yaşamış oldum. Sarı Mehmetleri, Ali Palalılar'ı, Aydın Sümeralpler'i ve daha nicelerini onun sayesinde tanıdım. Ankara'ya bile gittik 'Mehmet Abi'mle.
Aradan zaman geçti ve baktık ki spor servisinde ikimiz kalmışız. 4,5 yıl boyunca hiç ayrılmadık. Bu zamanın sonunda kendisiyle alakalı olmayan bazı nedenlerden dolayı ayrılmak zorunda kaldık.Ama gönüllerimiz hep bağlıydı. Aynı meslekte fakat farklı yerlerde yolumuza devam ettik. Ancak toplantılarda spor programlarında hemen birbirimizi bulur konuşur dertleşirdik.
Röportaj yaptığı kişiler onun gözünde hep 'Çok renkli bir kişilik'ti. Oysa asıl renkli olan kişilik ta kendisiydi.Ropörtaja renk verende kendisiydi.
Muhabbet bir insandı konuşmayı sohbet etmeyi çok severdi.
Spor gazeteciliğinin hakkını veren bir insandı. Sadece futbol değil Konya'da ki bütün branşlarla ilgilenir onların başarılarını ve sorunlarını gazeteye taşırdı. Amatör branşlarda başı sıkışan Mehmet Abi'yi arardı. Abi bi haber yapalım destek versinler, abi bi haber yapalım bizim şu derdimiz var. Mehmet abim de hiç birisini geri çevirmeden dertleriyle ilgilenir elinden geleni yapardı. Artık amatörlerin Mehmet abisi yok. Amatörler de Ben de Abisiz kaldık. Artık hakemleri telefonla arayıp kadroları alacak sonuçları alacak birisi yok. Amatör panaroma yapacak birisi yok. Bu yaşına rağmen azminden hırsından makinayı eline alıp amatör maç takip etmeye giderdi.
Oturduğu yerden ahkam kesen ben gazeteciyim diyen bir yerlerden nemalanlara gazeteciliğin dersini veren adam dı Mehmet Abi. Allah sevenlerine ailesine sabır versin Cenazesine katıldım. Tabutuna baktım ve öylece kaldım. Mehmet Abim ustam gidiyordu. Hep ağam diye konuşurdu....
O kalabalıkta başbaşa kaldık Ve bana 'Ağam ben gidiyorum' dedi.
Gözlerim dolu hiç bir şey yapamıyordum gitme abi, gitme abi demekten başka. Elimden birşey gelmiyordu abimin arkasından bakmaktan başka.
Yine birlikte geçirdiğimiz zamanlar geçti gözümün önünden içimde fırtınalar koptu ayaklarımın titrediğini hissetim. Çaresiz ve üzgün bi şekilde döndüm gazeteye.
MSN adresindeki son ileti dikkatimi çekti. ' Duvar yapıldıktan sonra duvarcı unutulur' diye yazmış...
Elimi alnıma koydum ve gözlerim dolu dolu UNUTULMAZ BE USTAM O DUVARCI SENSEN UNUTULMAZ dedim.
Allah Rahmet Eylesin mekanın cennet olsun ABİM.....