"Meb'in Uygulamaları İle 8 Bin Okul Müdürü Adeta İdam Edilmiştir"

Türkiye Kamu-Sen Yozgat İl Temsilcisi Seyfi Bayrak, Milli Eğitim Bakanlığı'nın haksız hukuksuz uygulamaları ile 8 bin okul müdürünün adeta idam edildiğini söyledi.Yozgat İl Temsilcisi Seyfi Bayrak, yaptığı yazılı açıklamada "24 Eylül...

Türkiye Kamu-Sen Yozgat İl Temsilcisi Seyfi Bayrak, Milli Eğitim Bakanlığı'nın haksız hukuksuz uygulamaları ile 8 bin okul müdürünün adeta idam edildiğini söyledi.

Yozgat İl Temsilcisi Seyfi Bayrak, yaptığı yazılı açıklamada "24 Eylül tarihinde yani bugün tüm Türkiye genelinde sendikacılığın evrensel asgari standartlarını karakterinde taşıyan bütün sendikaların da desteğiyle iş bırakıyoruz. Okullarımızda bugün ziller çalmıyor, eğitim çalışanları işbaşı yapmıyor. Bugün, Hz. Ömer adaletini elinin tersiyle itenlere, milli eğitimde ayrımcılık kokan uygulamalara, yılların emeğiyle elde edilmiş makamların yandaşlara, torpillilere, sırtı kalın olanlara peşkeş çekilmesine "dur" denildiği gündür." ifadelerini kullandı.

Ülke genelindeki okul yöneticilerinin birer birer tasfiye edildiğini vurgulayan Bayrak, “Bilgisi, birikimi, ödülleri ve başarıları ile adından söz ettiren, okulu TEOG’da, üniversite sınavlarında başarılı olan, öğrenciler, öğretmenler ve veliler tarafından takdirle karşılanan, canını dişine katarak okulunu zirveye taşıyan okul müdürlerinin sırf siyasi iktidarın kapı kulu olmadıkları için, sırf MEB yetkilileri istemediği için görevlerine son verildi. Onların yerine masa başı ilişkileri, akrabalık, dostluk, yandaş sendika, siyaset ilişkileri güçlü olanlar görevlendiriliyor. MEB Yasası ve akabinde çıkarılan Yönetici Atama Yönetmeliği ile okulları hallaç pamuğu gibi dağıttılar. Görev süresi uzatılacak müdürleri kendilerine biat edenlerden, ideolojisi ve siyasi duruşu iktidara yakın olanlardan seçtiler.” diye konuştu.

“Bir de malum bir sendika var. Siz onu biliyorsunuz. O sendikayla AKP ilçe teşkilatları istediği ile okul müdürlerinin listelerini hazırladı” diyen Bayrak, “Bu sipariş listeler ilçe milli eğitim müdürlerinin, komisyon üyesi şube müdürlerinin önüne sunuldu. İşte böylesine ahlaksız, böylesine arsız, böylesine rezil bir dönem yaşıyoruz. Görev süresi uzatılacak müdürlerin, değerlendirme puanlarında yapılan gayri ciddiliği de daha önce defalarca belgeleriyle ortaya koyduk. Vefat edenlere, belediye başkan yardımcısına, müdürlükten ayrılıp öğretmenliğe geçenlere, emekli olanlara, kurum değiştirenlere 75 ve üzerinde puan vermişler. Hatta geçici ilçe milli eğitim müdürleri kendilerine 95-100 puan vermiş.” dedi.

MEB uygulamaları ile 8 bin okul müdürünin adeta idam edildiğini söyleyen Bayrak, şöyle devam etti: “ Okul müdürlerini idam edenler hakkında suç duyurusunda bulunduk. Valiliklere idari soruşturmalar açılması için dilekçeler verdik. Hatta bu tetikçilerle ilgili Milli Eğitim Bakanlığı da soruşturma başlatıyor. Bakalım bu soruşturmalardan ne sonuç çıkacak? Soruşturmalar amacına hizmet edecek mi, yoksa okul müdürlerini idam edenler herhangi bir ceza almadan yollarına devam edecek mi? Şayet soruşturmalarda şaibeler tespit edersek, soruşturmayı yapanların da yakasına yapışacağız. Bu süreçte, okul müdürleri kendi ekibini de oluşturabilecek. Yani okul müdürleri müdür başyardımcılarını, müdür yardımcılarını kendisi seçecek. Böylece okul müdürlerinin büyük kısmı siyasi ve ideolojik görüşü kendisiyle örtüşen insanları yakın çalışma arkadaşı olarak belirleyecek. Hatta büyük bir kısmına kimlerle çalışacakları yine bir yerlerden gelen talimatlarla bildirildi bile.”

Milli eğitimdeki her alanda yaşanan kadrolaşmadan şube müdürlerininde de nasibini aldığını kaydeden Bayrak, “ Mülakatla şube müdürü yapılan iktidara bağımlı kişiler, kariyer, emek, alın teri, liyakat göz ardı edilmiştir. Konu, yargıya taşınmış ve başarı sıralamasının tek başına sözlü sınav sonuçlarına göre oluşturulması hukuka aykırı bulunarak, söz konusu yönetmeliğin yürütmesi durdurulmuştur. Ancak MEB hukuksuzluklarına devam ederek, sözlü sınava dayalı şube müdürlüğü atamalarını iptal etmemiştir. Bu nedenle Türk Eğitim-Sen olarak hukuku hiçe sayan MEB Müsteşarı hakkında suç duyusunda bulunduk. Akabinde de sözlü sınava dayalı şube müdürlüğü atamalarının iptal edilmesi için Danıştay’da dava açtık. Yargının bu konuda da sağduyulu davranacağına inanıyoruz. Şayet yargı bunu da iptal ederse, MEB bu kez ne yapacaktır? Yine mi “Yargı kararını uygulamıyorum” diyecektir.” ifadelerini kullandı.

Milli eğitimde yaşanan sorunların sadece kadrolaşmayla ilgili olmadığını eğitim çalışanlarının angarya görevlerle mağdur edildiğini vurgulayan Bayrak, "Öğretmenlerin nöbet hizmeti bulunmaktadır. Ancak asıl işi eğitim hizmeti olan öğretmenler, sorumluluğu çok geniş olan nöbet hizmetinin karşılığı olarak ek bir ücret alamamaktadır. Bu durum hem iç hukuka ve uluslararası mevzuata hem de hakkaniyet anlayışına aykırıdır. Sendikamızın nöbet ücretleri ile ilgili olarak uzun zamandır ortaya koyduğu bir talebi vardı. Bu talep, öğretmenlerimizin okulda yürüttükleri nöbet hizmetleri karşılığında 6 saat ek ders talebiydi. Hatta bununla ilgili dilekçeler hazırladık ve bu dilekçeler şubelerimiz tarafından MEB’e gönderildi. Davutoğlu’nun ve Çelik’in sözünde durup, durmayacağını zaman içinde göreceğiz. Ancak şu da var ki; bir yandan zam sözleri verilirken, diğer yandan üniversite geliştirme ödeneğinin kaldırılacağına dair haberler kamuoyu gündeminde yankılanmaktadır. Bu nasıl bir çelişkidir? Sendika olarak bunu kabul etmiyoruz. Kazanılmış hakların gasp edilmesine seyirci kalamayız. Üniversitelerin toplumun aynası olduğunu düşündüğümüzde, akademisyenlerimizin insanca yaşayabilecekleri, geçim derdini düşünmeyecekleri ve bunun yanı sıra kendilerini geliştirebilecekleri ücretler alması hayat memat meselesidir." diye ifade etti.

CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri