Her hastalığın bir sebebi vardır. Mesela nezle, grip ve öksürüğün sebebi, üşütmedir. Akciğer hastalığın sebebi, şiddetli üşütmedir; akciğer su toplar. Obozite hastalığın sebebi, çok yemedir. Bu konuda Hipokrat şöyle der: “Bütün hastalıkların sebebi, ayazdan ve boğazdandır.” Öyleyse yememize, içmemize, giyimimize dikkat etmemiz gerekir. Acıkmadan sofraya oturmamak ve iyice doymadan sofradan kalkmak gerekir. Mümin günlük iki öğün yemek yer. Biri sabah, diğeri akşamdır.
Bir salih zata sormuşlar, yemek günde kaç öğündür?
-İki demiş.
Üç öğüne ne dersiniz?
-Önüne bir batma yapalım, demiş.
Günümüz şartları iki öğün yemek yemeye uygun değildir. Bunu da burada ifade etmede fayda vardır. Doğrusu olan tıka basa yememek gerekir.
Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurur: “Kâfir kimse yedi bağırsağı doldurmak için yer; mümin ise tek bağırsağını doldurmak için yer.” (Tirmizi, etime, hads. No: 20.)
İbn Arabi şöyle der: “Vücudun ihtiyacından fazla yemek, vücudun ihtiyacından az yemek hastalık yapar.” Yani dengeli beslenmek gerekir. Vücudun ihtiyacı olan gıdayı almak ve fazlasından kaçınmak gerekir. Aksırıncaya kadar tıksırıncaya kadar yemekten kaçınmak gerekir. Bu şekilde kim yer? Haksız yollardan kazanç sağlayanlar. Başkasının hakkını batıl yollardan yiyenler. İhalelerde yolsuzluk- hırsızlık yapanlar. Ölçü ve tartıda hile yapanlar. Başkasının sırtından geçinmeyi marifet bilenler.
Peygamberimiz şöyle buyurur. “Kanaat, tükenmez bir hazinedir” (Kenzü’l-Ummâl, III, 780)
Salgın hastalıklara gelince; söz konusu hususlar salgın hastalıkları tetikler. Mesela 1919 İspanyol nezlesinin sebebi kötü beslenmedir. İspanyol halkı, o dönemde kötü beslendiği için bu hastalık, onların bedenlerinde bir saha temin etmeye muvaffak olmuştur. Gençler, meyhanenin zehirli havasını teneffüs etmektedir. Halkın ekseriyeti, gayr-i sıhhi binalarda yaşamaktadır. İzdiham, kötü alışkanlıklar, mesela zina, fuhuş, sigara içki, kumar, domuz eti yemek…
Harb-i umumide insan zayiatı bilançosu dört buçuk sene zarfında 7.254.000 kişi olarak tespit edilmişken 1918- 1919 İspanyol nezlesi dört ay zarfında asgari on iki milyon tahmin edilmektedir.
2019 Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan coronavirüs de salgın hastalıklardan biridir. Bu salgın hastalık, veba, kolera İspanyol gribi, domuz gribi gibi bölgesel değil, küreseldir. Küre durdu! Kapitalist ekonomi dibe vurmak üzere! Yöneticiler şaşkın! Halklar perişan, birçoğu çırpına çırpına ölmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilen hastalığın ülkelere göre toplam vaka sayısı son bilgilere göre 1 milyon 767 bin 855 kişiye ulaştı.
Coronavirüs salgınından korunmak için alınan tedbirlere dikkat edilirse, salgın İspanyol gribine sebep olan hususlardan kaçınılması istenmektedir. Temizliğe dikkat edin, iyi beslenin, sosyal mesafeye dikkat edin, evde kalın. vs.
Demek ki geçmişten ders alınmamış, küreyi dize getiren coronavirüs, yarın geçtiğinde aynı şekilde dünya eski süfli yaşam tarzına dönecek demektir. O zaman şimdi alınan tedbirlerin pek bir faydası olmaz; ileride coronavirüse benzer bir hastalık zuhur edebilir.
Bu sebeple mazlum dünyanın hukuk çerçevesinde şimdiden harekete geçip fildişi kulelerinden halklarına tepeden bakan kapitalizmi yıkmaları gerekir.
Bunu yerine İslam iktisat sistemini tekrar hayata geçirmesi gerekir. Bu iktisat sisteminde mazlum dünyanın sırtından geçinmek yok, mazlum dünyanın kanını emip vampirleşme yok.
Fildişi kulelerinde barınan vampirler evde kal derler! 20 veya 30 metrekare bir evde sekiz on kişilik bir aile yaşarken sen ise Şato’da yaşamaktasın ey vampir!
Ey vampir kapitalist aileler! Sözde liderler! Egemen güçler! Mazlum dünyanın sırtından kendiniz için refah içinde yaşam tarzını arzu ettiğiniz müddetçe ateşinizin daha da alevlendiğini unutmayın!
Sonuç olarak diyoruz ki, mazlum dünyanın salgın hastalıkların sebeplerini ortadan kaldırabilmesi için kapitalizme son vermesi gerekir. Aksi halde olan yine mazlum dünyaya olacaktır. Hoşça kalın.