Mavi Marmara Baskını

Nevzat Laleli
Filistin’de ve özellikle Gazze’de, 1948 den bu yana yaşanan acı dram karşısında ülkemizde ki sağduyulu insanların gösterdiği tepkiler büyüdü büyüdü ve “Mavi Marmara” adında ki bir gemi oldu, yanına aldı 6 gemi ile birlikte bir filo oluşturdu ve Gazze’ye doğru yola çıktı. Bu hareket, “Mavi Marmara Baskını” olarak tarihte ki yerini alacaktır.
21 asrın terörist devleti İsrail, ülkemizden başlatılan ve birçok aydın insanın da yer aldığı adını “Hedefimiz Gazze, yükümüz insani yardım” sloganı ile yola çıkan bu gemi filosunu hiç beklemiyordu. O, abluka altına altığı ve zamanlı zamansız katlettiği masum Filistinlileri böylece “soy kırımı” yaparak yok edecek, Filistin’in bütün toprakları kendine kalacak ve “Büyük İsrail’i kurmak” için sağlam bir zemine oturmuş olacaktı.
İsrail, ikinci darbesini bu yardım konvoyunun tamamen sivil insanlardan meydana gelmesi ile aldı. Bunların yanında çakı bıçağı da dâhil hiçbir kesici delici alet yoktu. Böyle silahsız ve böyle masumane bir filoyu nasıl muhatap alacak onlara ne yapabilecekti?
Önce Güney Kıbrıs Rum devleti yöneticilerini devreye sokarak bu filonun yol almasını engellemeye çalıştı. Onlarla bu filoyu yolundan döndüremeyeceğini görünce elinden kozlarından birini kaybederek deliye döndü.
Mavi Marmara ve diğer gemiler azimle yollarına devam ediyor, hedeflerine ulaşabilmek ve Gazze’ye vararak yüklerini onlara devredebilmek için büyük bir sabır gösteriyorlardı.
İsrail için sonun başlangıcı olacak bir çılgınlığı 31.Mayıs.2010 günü sabah saat 4 - 5 sıralarında yaptı. Mavi Marmara ve diğer yardım filosu gemiler “Uluslar arası karasuları” olarak tarif edilen bölgede ve hedefleri Gazze olduğu halde İsrail helikopterleri ile İsrail hücum botları yardım gemileri üzerine askerî indirmeler ve çıkarmalar yaptılar.
Gemilere çıkan askerler, birinin de küçük çocuk olmasına bile bakmadan silahlarını ateşleyerek 16 kişiyi şehit ettiler, 30 kişiden fazlasının da yaraladılar. Gemilerin güvertesi bir anda ana baba yerine dönüştü.
İsrail yaptığı bu terörist saldırısını ve katliamlarını dünya kamuoyundan gizleyebilmek için gemilerin haberleşme iletişim donanımlarını bloke etti. Fakat ilk başlarda verilen sesler ve görüntüler bütün dünyanın ayağa kalkmasın sağlamaya yeti ve arttı, bile…
Ülkemizde bu konuyu yakından takip eden uyanık insanlar derhal İstanbul Başkonsolosluğu ve Ankara’da ki Büyük elçiliklerin önünü doldurarak İsrail’i protesto etmeye başladılar. Polis izinsiz yapılan bu gösterileri tazyikli su sıkarak dağıtmaya çalışmış ise de bu insanları kalplerinde yanan ateşin daha da artmasından başka bir işe yaramadı.
MİTİNG HAZIRLIĞI
Hükümet yetkililerinin ve bütün dünya milletlerinin, milletler arası kuruluşların büyük bir tepki göstermesinin yanı sıra kırk yılı aşkın siyasi hayatı boyunca İsrail’in zulümlerine, onun versiyonlarından olan Masonluğa, Lions, Rotari ve Propeller kulüplerine karşı gayet hassas olan “Milli Görüş” zihniyetinin zamanımızdaki partisi yine derhal harekete geçerek ilk hafta sonunda İstanbul’da bir büyük miting yapılmasının kararını aldı.
Bundan önce de İstanbul/Çağlayan meydanında bir milyonu aşkın insanla İsrail yaptığı katliamı tenkit eden Saadet Partisi bu sefer de hamlesini yapmış oldu.
İsrail’in masum bir harekete karşı girişmiş olduğu bu vahşi hareketten sonra atılacak adımların önemli olduğunu dile getiren Saadet Lideri Prof. Dr. Numan Kurtulmuş;
“Biz atılan bütün adımların takipçisi olacağız. Bu sorun önemi artırarak devam ederken şehid olan kardeşlerimize gani gani rahmet diliyorum. Geride kalan yakınlarına ve ailelerine hem sabır diliyor hem de onları böylesine kahraman çocuklar yetiştirdikleri için tebrik ediyorum. Yeryüzünde kan ve zulümden başka bir şey bilmeyen Siyonist rejimin akıllanması için barış yanlılarının seslerini artırmasını temenni ediyorum. Çok büyük bir mitingi organize edeceğiz. Bu zulmü ve artık bu ülkenin insanlarını da öldürmüş katillere karşı mücadele etmeliyiz” dedi.
YAPILMASI GEREKENLER
İstanbul’da yaptığı basın toplantısında bundan sonra yapılması gerekenleri de sıralayan SP lideri Prof. Kurtulmuş bunları, madde madde açıkladı. Bunlar;
“- Acilen İsrail'e karşı diplomatik bir cephenin oluşturulması gerekir. İsrail'in askeri ve teknolojik gücü vardır ancak İsrail'in en büyük gücü son elli yılda saldırganlığını önleyecek uluslararası bir mekanizma hayata geçirilememiştir. Şimdi vaktidir.
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti hükümeti ivedilikle harekete geçmelidir. Türkiye bu süreçte öncü rol oynamalıdır. BM Güvenlik Konseyi şimdiye kadar toplanıp kararı almalıydı. BM Güvenlik Konseyi, Avrupa Parlamentosu, İKÖ, NATO, Kızılhaç, Arap Birliği ve diğer beynelmilel kurumlar harekete geçmelidir.
 - Bu mesele sadece bir grubun bir parti mensuplarının değil artık milletin tüm fertlerinin 72 milyonun meselesidir. Bütün siyasi partiler ortak bir deklarasyon hazırlamalı ve Türkiye tek yumruk olduğu haykırılmalıdırlar. Biz bütün partilerle ortak çalışmaya hazırız.
- Büyükelçimiz geri çekilmelidir. Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması yerinde olmakla birlikte olayın vahameti göz önüne alınarak bu bir deklarasyonlar geçiştirilmemelidir.
- İsrail Büyükelçisi “Persona Non Grata” (İstenmeyen Adam) ilan edilmeli ve derhal ülkesine geri gönderilmelidir.
- Bu olay bir savaş suçu olarak uluslar arası mahkemelerde soruşturulmalıdır
- Gemide şehid edilen kardeşlerimiz nasıl şehid edildi bu önemlidir. Delillerin karartılmasına izin verilmemeli, hükümetimiz harekete geçerek gemilerin tarafsız bir ülkeye çekilmesini sağlamalıdır.
- Mesele askeri boyutlara taşınmıştır. Doğu Akdeniz'de sular ısınmıştır. Türkiye askeri koruma tedbirlerini en ileri derecede almalıdır. TSK alarm durumunda olmalı ve hassasiyetini muhafaza etmelidir.
- Gemide bulunan hiç kimseden haber alınamamaktadır. Bilişim çağında yaşıyoruz ancak burnumuzun dibinde neler oluyor, haber alamıyoruz. Uluslararası camianın haber alma özgürlüğünü sağlaması gerekmektedir.”
Olayların gelişmesinden görebildiğimiz kadarıyla bundan sonra İsrail bir çöküşün, bir yok oluşun içine girecek ve ne adım atarsa atsın bu adımlar kendini yok oluşa götüren adımlar olacaktır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.