Destek Patent Konya Bölge Müdürü Hasan Ataseven yaptığı açıklamada, Türkiye'nin patent konusunda beklenen gelişmeyi sağlayamadığını, patent üretiminin yetersiz kaldığını söyledi.
Patent başvuruları ve alımlarının yetersiz olmasının altında Ar-Ge çalışmalarının yetersizliğinin yattığını ifade eden Ataseven, ''bu durum ise maalesef yeterli patent bilincinin oluşmamasından kaynaklanıyor'' dedi.
Ataseven, pek çok Türk sanayicisinin yeni bir malzemeyi ürettiğini, ancak bunun patente konu olduğunu ve patent alması gerektiğinin bilincinde olmadığını ifade etti.
Türkiye'de verimli bir Ar-Ge çalışmasının da yapılamadığını dile getiren Ataseven, ''Türkiye'de bir milyon dolarlık Ar-Ge yatırımı karşılığında 0,14 patent alınırken, Güney Kore'de aynı yatırım karşılığında 4,7 adet patent çıkıyor. Bu durum bizim Ar-Ge çalışmalarındaki verimimizin düşüklüğünü gösteriyor'' dedi.
Ataseven, daha fazla patent başvurusu ve tescili için çözümün Ar-Ge'yi kuvvetlendirip patentlerin içini doldurmak olduğunu, çünkü Türkiye'de patenti alınan ürünlerin çoğu zaman yüksek değerlilikten yoksun bulunduğunu anlattı.
Patent ve marka konusunda karşılaşılan en önemli sorunların başında, ihracatçı firmalar için yurt dışında marka tescili yaptırılmamasının geldiğini dile getiren Ataseven, şunları kaydetti:
''Yurt dışında markasını tescil ettirmemesinden dolayı o ülkeye mal satamayan çok sayıda firma var. Çoğu zaman ihracat yapılan ülkelerde birlikte çalışılan partner firmalar, söz konusu markaya kendileri adına tescil başvurusu yapıp, bu markanın tescilini alıyor.
Daha sonra da Türk firması bu ülkeye o markayla satış yapamamaya başlıyor. Bu nedenle yurt dışına ihracat yapan firmaların, ihracat yaptıkları ülkelerde daha ihracata başlamadan marka tescillerini yaptırmaları gerekiyor. Yurt dışında marka tescili yaptırmak isteyen firmalara KOSGEB ve Dış Ticaret Müsteşarlığının da ciddi destekleri var. Ancak bu desteklerden sanayicilerin çoğu haberdar değil.''
2007 yılında Türkiye'de yerli marka tescil müracaat sayısının 59 bin olduğunu ifade eden Ataseven, yine 2007 yılında Türkiye'de marka tescili yapan yabancı firma sayısının 14 bini bulduğunu, bu durumun yabancıların Türkiye'de marka tesciline verdiği önemi ortaya koyduğunu söyledi.
Ataseven, pek çok Türk sanayicisinin yeni bir malzemeyi ürettiğini, ancak bunun patente konu olduğunu ve patent alması gerektiğinin bilincinde olmadığını ifade etti.
Türkiye'de verimli bir Ar-Ge çalışmasının da yapılamadığını dile getiren Ataseven, ''Türkiye'de bir milyon dolarlık Ar-Ge yatırımı karşılığında 0,14 patent alınırken, Güney Kore'de aynı yatırım karşılığında 4,7 adet patent çıkıyor. Bu durum bizim Ar-Ge çalışmalarındaki verimimizin düşüklüğünü gösteriyor'' dedi.
Ataseven, daha fazla patent başvurusu ve tescili için çözümün Ar-Ge'yi kuvvetlendirip patentlerin içini doldurmak olduğunu, çünkü Türkiye'de patenti alınan ürünlerin çoğu zaman yüksek değerlilikten yoksun bulunduğunu anlattı.
Patent ve marka konusunda karşılaşılan en önemli sorunların başında, ihracatçı firmalar için yurt dışında marka tescili yaptırılmamasının geldiğini dile getiren Ataseven, şunları kaydetti:
''Yurt dışında markasını tescil ettirmemesinden dolayı o ülkeye mal satamayan çok sayıda firma var. Çoğu zaman ihracat yapılan ülkelerde birlikte çalışılan partner firmalar, söz konusu markaya kendileri adına tescil başvurusu yapıp, bu markanın tescilini alıyor.
Daha sonra da Türk firması bu ülkeye o markayla satış yapamamaya başlıyor. Bu nedenle yurt dışına ihracat yapan firmaların, ihracat yaptıkları ülkelerde daha ihracata başlamadan marka tescillerini yaptırmaları gerekiyor. Yurt dışında marka tescili yaptırmak isteyen firmalara KOSGEB ve Dış Ticaret Müsteşarlığının da ciddi destekleri var. Ancak bu desteklerden sanayicilerin çoğu haberdar değil.''
2007 yılında Türkiye'de yerli marka tescil müracaat sayısının 59 bin olduğunu ifade eden Ataseven, yine 2007 yılında Türkiye'de marka tescili yapan yabancı firma sayısının 14 bini bulduğunu, bu durumun yabancıların Türkiye'de marka tesciline verdiği önemi ortaya koyduğunu söyledi.