Ehliyet oto alımı derken bir taraftan da dairede leh ve aleyhte oluşumlar oluyordu.
O yıllarda teknik elemanlar 10194 kararnamesi maddelerine göre çalışıyorlardı.
Ne memursunuz? Nede işçi. Sadece sigortaya pirim ödeniyordu. bu kararnameye göre tayin ve maaş derecesi veriliş şekilleri kayıtlı idi.
Bir dereceden bir dereceye atlaya bilmek için, şefinizin ve bölge müdürünün teklifi ile ancak yüksele biliyordunuz.
***
Bu durumda ben yükselerek giden rakamların 9. derecesine yükselmiş 10. dereceye çıkma zamanım gelmişti.
Gelmişti ama günler geçiyor yükselme olmuyordu.
Hatırlarsanız müteahhidin çimleri düzeltiverdi servis yolu ödeme isteğini çevirmiştim.
Bu çevirişi mi yol yapım şefim Muammer Bey ve Bölge Müdürü İsfendiyar Bey’in ısrarını da çevirince bana karşı olumsuz hareketleri olmaya başlamıştı.
***
Derece yükselmem gelmeyince Şef Muammer beye “Bir olumsuz hatam mı var ki onuncu dereceye çıkamıyorum nedir olumsuz hareketlerim” dediğimde “Hayır, benimki de gelmedi Ankara’dan. Ankara’ya bir sor” cevabını vermişti.
Ankara’daki mert Ağabey İrfan beye sordum. Tetkik etmiş cevaben…
Senin teklif Genel Müdürlüğe gelmemiş. Müdüriyetinden iste” dedi.
Müdür İsfendiyar Beye “efendim benim hatalı bir işlerim mi var ki benim terfi teklifi genel müdürlüğe gitmemiş.
Hatamı öğreneyim ki bir daha tekerrür etmesin” dedim.
Cevaben “Hatan yok. Ama bu bir kanaat meselesi verilir verilmez” deyiverdi
Yapım şefi 6. derecede ben 9. derecede idim. Bir sohbette Ben servis şefiyim o arazi Müh. benden fazla maaş alıyor…” dediği kulağıma gitmişti. Ne kadar doğru bilemem.
Yapacak bir şey yoktu ama onun terfiini de Ankara’dan yapmadılar.
***
O Günlerde yeni personel kanunu kabul edildi. Bu kanuna göre bizde Memur sınıfına giriyorduk.
Çalıştığım hizmetlerin tetkiki neticesi ben Memurin Kanununu en yüksek derecesi olan 1. 4 Derecesine oturdum.
Şef de 6. derecede kaldı. Allah neler verirdi. Şükrettim Allah’ıma.
***
Gün oldu şef askere Müdürde başka yere tayin oldu.
Müdürlüğe Benim karayollarına girmemde rolü olan Muhlis Bingöl tekrar Müdür, Mustafa Bey de Muavin oldu.
Yeni kanunda memurlar cemiyet ve dernek kaydı olmuyor yazı yazamıyordu.
Böylece Cemiyeti kapatmış gazetede ki yazılarıma son vermiştim.
İstanbul’da Yıldız Teknik Okulu’nda Akşam Yüksek Tekniker Okulu açıldı.
Buna hemen yazıldım. “45 yaşındasın gerek var mı?” diyenlere “okumanın yaşı olmaz” cevabını vermiştim.
Müdüre de Ankara’da ki ağabeylere durumu anlatıp İstanbul’a geçici görevle gitmemi istedim.
Kabul ettiler. 1. Bölgeye yerleştim. Üç arkadaş ile bir ev tuttuk.
O zamanlar talebe yurtları ve maaş vermeler yoktu.
Kendimiz pilav, Kuru fasulye yemekleri pişirir çamaşırlarımızı yıkar ütülerdik.
***
Devam mecburiyeti olmadığı için imtihan günleri hariç Konya’ya gelip tekrar gidiyordum 13 saat süren otobüs yolculukları ile.
***
Okulu Pekiyi derece ile bitirip diplomamı aldım.
Konya’daki yerime oturdum
Müdür yeni yapılması planlanan Konya Ereğlisi çevre yolunu yapmamı istedi.
Plana göre çukur yerlerin iki yanına duvar yapıp ortayı dolduruyorduk.
Yolun tam ortasına bir çınar ağacı denk geldi.
Kıyamadım bu ağaca…
Ağacı orta yerde bırakıp iki yanlarından geliş gidiş yolu yaptırdım.
Gören halk teşekkür ediyordu.
***
Teşekkür ediyorlardı ama yıllar sonrası yeni seçilen Belediye başkanı kestirmiş atmıştı.
Bizdeki ağaç sevgisi başkanlarında na mevcuttu.
***
Sağlık esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…