M. Sami Büyükyılmaz: Esnafa “Ne Haliniz Varsa Görün” Denilemez 

Siyasi partilerin Konya’daki il başkan yardımcıları; fikirlerini, siyasi görüşlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini bugün Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfaları için kaleme aldı.

Saadet Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı M. Sami Büyükyılmaz'ın yazısı şu şekilde: 

Esnafa “Ne Haliniz Varsa Görün” Denilemez 

Ülkemizde bir çok ailenin geçimini temin ettiği küçük ve orta ölçekli işletmeler ve esnâflar ekonomik kriz ve salgın süreciyle işyerini kapatmak zorunda kaldı. Kanunen işyerini açması yasak olan esnâfın yanında, salgın sebebiyle işleri azalan esnâfı da düşündüğümüzde aileleriyle birlikte neredeyse on milyon kişi bu süreçten mağdur oldu. Sabit gelirli (işçi, memur, emekli) kesim de kötü durumdan etkilendiyse de onların en azından aylık gelirleri olduğu için, en çok etkilenen kesim esnâf oldu.

Salgın sadece bizi değil tüm dünyayı, sadece esnâfı değil, tüm toplum kesimlerini olumsuz etkiledi. İşyerleri bazen tamamen bazen kısmî süreli olarak kapanan KOBİ’lerin ve esnâfın kirâsı, vergisi, Bağkur ödemeleri, elektrik, su ve personel giderleri durmadı.

Başlangıçta iktidâr yetkililerinin “çözüm” olarak ortaya koydukları, bakanların, milletvekillerinin “destek paketi” olarak duyurdukları esnâf paketleri ile esnâfımız bankalara, krediye, borçlanmaya, fâize yönlendirildiler. Çaresiz kalan esnâf bankanın, borcun, kredinin yolunu tuttu.

Halbuki dünyada bir çok ülke, salgın sebebiyle gerek devlet bütçeleri ve gerek gayri safi milli hâsılalarına oranla büyük sosyal yardım paketleri açıkladı, karşılıksız yardımlarda, hibelerde bulundular. Biz ise hazinenin Merkez Bankası rezervlerini ve ihtiyat akçesini bile yanlış ekonomi politikaları sebebiyle oluşan döviz ve ekonomik krizin bastırılmasında harcadığımız için bu tür sosyal yardımları sınırlı tutup vatandaşı, krediye, borca ve bankalara yönlendirdik ve bunu “çözüm paketi, destek paketi” adı altında marifetmiş gibi sunduk.

“Çözümü” bankalarda, kredilerde, borçlanmada görmek bir taraftan vatandaşı borçlandırırken diğer yandan piyasaya çok miktarda para sürülmesi ve artan likidite enflasyonu tetikledi. Enflasyonun (ve özellikle gıda enflasyonunun) en çok dar ve orta gelir grubu etkilediği dikkate alınacak olursa bu durumdan yine zararlı çıkan toplumun dar ve orta gelirli kesimi, sabit gelirli (işçi, memur, emekli) kesimi ile küçük esnâf oldu.

BDDK verilerine göre 2019 yılında 3.085.030 KOBİ kredi kullanmışken bu oran Kasım 2020 itibâriyle 3.882.746 kişiye ulaştı. Yani 737 bin esnaf kredi çekmek zorunda kaldı. Yine 2019 Kasım ayında yılında KOBİ’lerin kullandığı nakdî kredi miktârı 609.052.000 lirayken 2020 Kasım ayında 862.651.000 liraya yükseldi. Yani esnâfın bankalara borcu bir yılda 253 milyar lira arttı.

Fakat salgın sürecinin uzaması, işlerinin açılmaması ve üstüne ekonomik kriz ve enflasyon ilave edilince kredilerin ödeme süresi geldiğinde esnâf haklı olarak bankalara olan borcunu ödeyemedi. Borç ertelenmek durumunda kalındı.

Günlük kazanıp, günlük yiyen; ailesinin geçimini, çocuklarının ihtiyaçlarını ancak temin edebilen birçok küçük esnâfın aradan geçen bir yıla yakın zamanda (işyeri giderlerini bir tarafa bırakın) evinin giderleri, ihtiyâçları durmadı, ötelenmedi. Kredi ödemeleri ertelense bile tek gelir kaynağı dükkânı, tezgâhı olan esnâfın bir yıldır içinde bulunduğu bu çıkmazı düşünen maalesef olmadı.

Basit usûlde vergiye tabi küçük esnâfa yapılacağı söylenilen kirâ desteği ödemelerinden bir çok esnâf yasal prosedürü yerine getiremediği için (mesela kirâsını banka aracılığıyla ödeyemediği için) faydalanamadı. Bunun yanında deftere tâbi vergi mükellefi olan bir çok küçük esnâf zaten bu destekten hiç yararlanamadı.

Hülâsa, ne “destek paketi” olarak sunulan krediler, ne de kirâ ödemesi adı altında ortaya konulan “çözümler” esnâfın yarasına merhem olamadı. Esnâfı dinlediğimizde özetle bize söylenilen şey şu : “Biz devletimize 25 yıl vergi ödedik, devlet bize 2,5 ay bakamadı”. Bu noktadan sonra yapılacak şey devletin esnâfın gerçekten yanın olduğunu gösterir adımlar atmaktır.

Esnafı borca, bankaya mahkûm etmek değil karşılıksız destek vermektir. Aylık geçimlerini temin edebilecekleri, asgarî masraflarını karşılayacak kadar, asgarî ücret tutarınca karşılıksız destek verilmeli, Bağkur prim borçları, vergi, stopaj gibi yükümlülüklerini de devlet karşılamalıdır. Kirâ ödemeleri için yapılan düzenleme deftere tâbi küçük esnâfı da kapsayıcı ve prosedürü azaltılarak uygulanmalıdır. Krediye yönlendirilen ve bankalara borçlanan esnafın borç ertelenmesi yetmez, kredi faizlerinin de silinmesi gerekir.

Vak’a sayılarının sıfırlandığı veya en aza indiği ilçelerde kontrollü olarak, esnâfın tüm tedbirlere uyarak dükkânını açmasına izin verilmelidir. Aksi hâlde zaten ekonomik kriz sebebiyle kötü durumda olan ve durumu salgın ve karantina tedbirleri sebebiyle iyice kötüleşen, bunun üstüne bir de bankalara yönlendirilip borçlandırılan esnâfın durumunun düzelmesi imkânı yoktur.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri