Lodz şehrindeki ikinci günümde de birbirinden güzel yerleri görme imkanım oldu. Şehrin her köşesi, her sokağı her caddesi buram buram tarih kokuyor. Asırlık taş evler desen desen işlenmiş, evlerin pencereleri çiçekleri süslenmiş. Şehir bugünlerde şantiyeye dönmüş olsa kendine has bir güzelliği var. Ulaşım sorunu ise yok denecek kadar az.
Lodz, sadece bir sanayi şehri değil ayrıca önemli bir üniversite şehri. Şehirdeki çok sayıda üniversite bulunuyor. Özellikle güzel sanatlarla ilgili fakülteler dikkat çekiyor. Lodz şehrinde sanatçı ruhlu insanlar yaşıyor. Herkes neredeyse bir müzik enstürmentali çalıyor. Polonyalı Ressam arkadaşım Piotr Debinski ile birlikte görev yaptığı Güzel Sanatlar Fakültesi'ni görme imkanı buldum. Piotr beyle Konya'daki Ressamlar Çalıştayı'nda tanışmıştım. Piotr bey, sufizme ve Mevlana'ya büyük ilgi duyuyor. Görev yaptığı fakültede yapılan çalışmaları yerinde görme imkanı buldum. Burada görev Magdalina ve Alisa hanım yaptıkları el sanatları hakkında bilgiler verdi.
POZNANSKİ SARAYINI MÜZE YAPMIŞLAR
Lodz'un her yerinde Yahudilere ait bir iz görmek mümkün. Bir zamanlar Polonya ekonomisine hakim olan Yahudilerden geriye çok sayıda fabrika, ev ve saray kaldı. Bu saraylardan birisi ise Yahudi iş adamı İzrael Poznanski'ye ait. Böyle bir saray ancak krallarda olabilirdi. Poznanski ailesi bu 1930'lu yıllara kadar bu sarayda yaşamış. Nazi ordularının Polonya'yı işgali ile Poznanski ailesinin bir kısmı kamplara gönderilmiş, bir kısmı ise öldürülmüş. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ise Polonya Devleti, Poznanski ailesine ait olan bu sarayı kamulaştırmış. Saray müzeye çevrilmiş. Giriş ise ücretli. Müze içerisinde Poznanski ailesine ve Yahudi kültürüne ait eşyalar sergileniyor.
DÜNYANIN EN İYİ FİLM OKULU LODZ'DA
Lodz'de bir göl ya da nehir yok. Kızıl renkli, büyük, virane fabrikalar, sıvası dökülmüş ve camları kırık evler, Rus mimarisindeki dev bloklar, eski tramvaylar ve bütün bunların arasında akıp giden hayat var. Her şey bir film karesini andırıyor dersek yanlış olmaz. Lodz'da Roman Polanski gibi ünlü yönetmenleri yetiştiren dünyanın en iyi film okullarından biri de bu şehirde bulunuyor. Çok köklü bir geçmişe sahip bu okulda eğitim hala devam ediyor ancak burada eğitim almaya hak kazanmak hiç de kolay değil. Lodz, Polonya'ya sanatçı ve ressam yetiştirin bir şehir. Bu şehirde çok sayıda ressam bulunuyor.
ÜNİVERSİTE OKUMAK İÇİN İDEAL BİR ŞEHİR
Lodz şehri sanatla iç içe geçmiş bir şehir. Öyleki Pitrokowska Caddesi'nde gezerken heykellerle fotoğraf çekilebilir, sokaklarda piyanoyla karşılaşabilir ya da yazarların adını sokaklarda görebilirsiniz. Lodz şehri için üniversiteler şehri de diyebiliriz. Şehrin en ünlü üniversitelerinden birisi de Lodz Üniversitesi. Akademik anlamda iddialı gözüken üniversitede hemen hemen her bölüm yer alıyor. Aynı zamanda Lodz Teknik Üniversitesi de Türkiye’den birçok öğrenciye Erasmus'la ev sahipliği yapıyor. Eğer yolunuz bu şehre düşerse, sakın bir Polonyalı’ya şehri sormayın. Polonyalılar, Lodz'u ziyaret eden turistlere çok şaşırıyor. Çünkü onlara göre Lodz, Polonya'nın en çirkin ve en kasvetli şehri.
TÜRK DÖNERİ BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR
Lodz şehrinde geleneksel Polonya mutfağına ait yemekleri bulmak da mümkün. Polonya yemekleri genelde patates ve peynir çok kullanılıyor. Polonya yemekleri pek güvenli değil. Polonya'nın her şehrinde hatta her caddesinde bir dönerciye rastlamak mümkün. Türklerin yanı sıra Araplar ve Arnavutlar da döner lokantası açmaya başlamış. Ayhan Demir usta, Lodz şehrinin kalbi Pitrokowska Caddesi'nde 10 yıl önce döner dükkanı açmış. Ayhan usta müşterilerine evlerinde hissetmeleri için ücretsiz Türk çayı ikramı bile yapıyor. Ayhan ustanın müşterileri arasında Lodz şehrinin yöneticileri, emniyet amirleri ve bankacılar var. Lodz'da okuyan Türk öğrenciler de Ayhan ustanın müşterileri arasında. Aynı cadde üzerinde bulunan bir mağazada ise Türk gıdaları satılıyor. Türk çayı, Türk tahini büyük ilgi görüyor. Mağazanın sahibi Lübnanlı, çalışanlar ise Polonyalı. Mağazada gün boyunca Barış Manço'nun müzikleri çalıyor. Lodz şehrinde 2 güzel günün ardından Polonya'nın başkenti Varşova'ya doğru yola çıktım.
İBRAHİM BÜYÜKEKEN - merhabahaber.com