Allah’ın (c.c.) lanetine ve gazabına uğramış olan (1), aşağılık ve yoksulluk damgası vurulan (2) Yahudi, mazlum Filistin halkının kanını vampir gibi içmeğe devam etmektedir! Dünya gereken tedbiri almazsa sıra komşu ülkelere gelecek. Sonra dünyanın tümüne gelecektir.
Yahudi fırsat bulduğu zaman vampir gibi kan içer. Dün böyleydi, bugün de böyledir. Yarın da böyle olacaktır. Bu durum kıyamete kadar sürecektir.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Allahın ayetlerine küfredenler, haksızlıkla Peygamberleri öldürenler ve insanlar içinde insaf ve adaletle emredenleri öldürenler yok mu? Onları acıklı bir azapla müjdele” (3).
Bu ayet-i kerimeden anlaşıldığı gibi Yahudi, tabiatı gereği hak ve adalet düşmanıdır. Allah’ın gazabına uğramasının, aşağılık ve yoksulluk damgası yemesinin sebebi budur.
Hak ve adalet olmazsa dünya fesada gark olur. Yani karada ve denizde fesatlık zuhur eder. Bunun sonucu dünya yaşanmaz hale gelir.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “…Eğer Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerleriyle savmasaydı elbette yeryüzü altüst olurdu. Lâkin Allah bütün insanlığa karşı lütuf ve kerem sahibidir” (4).
Bu sebeple Batı, Yahudi’yi desteklemekten, Arap ülkeleri, Yahudi karşısında sessiz kalmaktan vazgeçmeleri gerekir. Aksi halde Yahudi’nin mazlum Filistin halkına yapmakta olduğu zulme ortak olmuş olurlar.
Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: “Bir de öyle beladan sakının ki, sizden zulmedenlere dokunmakla kalmaz (umumi olur.) Ve bilin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir” (5).
Elmalılı bu ayetin tefsirinde, “Bela, zulümden haberdar olmayanlara da dokunur” demektedir. Bu bağlamda diyoruz ki, zulümden haberdar olmayan kimseler de haberdar olup, Hz. İbrahim’in ateşini söndürmeğe koşan karınca misali, zulmün ortadan kaldırılması için üzerine düşen görevi yapmalıdır.
Batı zannetmesin ki, Yahudi’nin emeli sadece “Arz-ı mevut” denilen Nil ve Fırat arasında Büyük İsrail Devleti’ni kurmaktır. Dünyayı Filistin yapmaktır! Çünkü Yahudi, inancı gereği kendisini efendi, dünyayı köle kabul etmektedir. Tarih boyunca plan ve projesi bu olmuştur.
Batı’nın Yahudi’yi Avrupa’dan atmasının sebebi, Kur’an-ı Kerimde ifade edildiği gibi “taşkınlıkları” (6) sebebiyledir. Osmanlı Büyük Devlet olduğu için onları beş yüz küsur yıl önce misafir etmişti.
Lanetli Yahudi, Osmanlı yıkılınca 1948 yılında Filistin’e yerleşme imkânı buldu. O günden beri mazlum Filistin’in kanını vampir gibi içmeğe devam etmektedir.
Durum bundan ibaret olduğu için birinci aşamada yapılacak iş şudur: Mazlum Filistin halkının yanında yer alan ülkeler Filistin’e seferber olmalı. Onlara yardım elini uzatmalı. Yalnız kınama ile olmaz.
İkinci aşamada yapılacak iş ise şudur: Ortadoğu’dan Yahudi’nin atılımsı için plan ve proje geliştirilmelidir. Bu plan ve proje yalnız mazlum Filistin halkının menfaatine değil, komşularının da dünyanın ve Yahudi’nin de menfaatinedir.
Çünkü Halife Hz. Ömer (r.anh) Hz. Peygamber (s.av.) Efendimizin vasiyetine istinaden Hayber’den Yahudileri atmakla yalnız İslam’ın merkezi olan Arap Yarımadası’nın menfaatine olmamıştır. Yahudi’nin de menfaatine olmuştur; çünkü 1948 yılına kadar vampir gibi kan içme imkânını bulamamıştı.
----------
Kaynaklar:
1. Fatiha:6–7
2. Bakara: 61
3. Âl-i İmran: 21
4. Bakara:251
5. Enfal: 25
6. Bakara: 61
Yahudi fırsat bulduğu zaman vampir gibi kan içer. Dün böyleydi, bugün de böyledir. Yarın da böyle olacaktır. Bu durum kıyamete kadar sürecektir.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Allahın ayetlerine küfredenler, haksızlıkla Peygamberleri öldürenler ve insanlar içinde insaf ve adaletle emredenleri öldürenler yok mu? Onları acıklı bir azapla müjdele” (3).
Bu ayet-i kerimeden anlaşıldığı gibi Yahudi, tabiatı gereği hak ve adalet düşmanıdır. Allah’ın gazabına uğramasının, aşağılık ve yoksulluk damgası yemesinin sebebi budur.
Hak ve adalet olmazsa dünya fesada gark olur. Yani karada ve denizde fesatlık zuhur eder. Bunun sonucu dünya yaşanmaz hale gelir.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “…Eğer Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerleriyle savmasaydı elbette yeryüzü altüst olurdu. Lâkin Allah bütün insanlığa karşı lütuf ve kerem sahibidir” (4).
Bu sebeple Batı, Yahudi’yi desteklemekten, Arap ülkeleri, Yahudi karşısında sessiz kalmaktan vazgeçmeleri gerekir. Aksi halde Yahudi’nin mazlum Filistin halkına yapmakta olduğu zulme ortak olmuş olurlar.
Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: “Bir de öyle beladan sakının ki, sizden zulmedenlere dokunmakla kalmaz (umumi olur.) Ve bilin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir” (5).
Elmalılı bu ayetin tefsirinde, “Bela, zulümden haberdar olmayanlara da dokunur” demektedir. Bu bağlamda diyoruz ki, zulümden haberdar olmayan kimseler de haberdar olup, Hz. İbrahim’in ateşini söndürmeğe koşan karınca misali, zulmün ortadan kaldırılması için üzerine düşen görevi yapmalıdır.
Batı zannetmesin ki, Yahudi’nin emeli sadece “Arz-ı mevut” denilen Nil ve Fırat arasında Büyük İsrail Devleti’ni kurmaktır. Dünyayı Filistin yapmaktır! Çünkü Yahudi, inancı gereği kendisini efendi, dünyayı köle kabul etmektedir. Tarih boyunca plan ve projesi bu olmuştur.
Batı’nın Yahudi’yi Avrupa’dan atmasının sebebi, Kur’an-ı Kerimde ifade edildiği gibi “taşkınlıkları” (6) sebebiyledir. Osmanlı Büyük Devlet olduğu için onları beş yüz küsur yıl önce misafir etmişti.
Lanetli Yahudi, Osmanlı yıkılınca 1948 yılında Filistin’e yerleşme imkânı buldu. O günden beri mazlum Filistin’in kanını vampir gibi içmeğe devam etmektedir.
Durum bundan ibaret olduğu için birinci aşamada yapılacak iş şudur: Mazlum Filistin halkının yanında yer alan ülkeler Filistin’e seferber olmalı. Onlara yardım elini uzatmalı. Yalnız kınama ile olmaz.
İkinci aşamada yapılacak iş ise şudur: Ortadoğu’dan Yahudi’nin atılımsı için plan ve proje geliştirilmelidir. Bu plan ve proje yalnız mazlum Filistin halkının menfaatine değil, komşularının da dünyanın ve Yahudi’nin de menfaatinedir.
Çünkü Halife Hz. Ömer (r.anh) Hz. Peygamber (s.av.) Efendimizin vasiyetine istinaden Hayber’den Yahudileri atmakla yalnız İslam’ın merkezi olan Arap Yarımadası’nın menfaatine olmamıştır. Yahudi’nin de menfaatine olmuştur; çünkü 1948 yılına kadar vampir gibi kan içme imkânını bulamamıştı.
----------
Kaynaklar:
1. Fatiha:6–7
2. Bakara: 61
3. Âl-i İmran: 21
4. Bakara:251
5. Enfal: 25
6. Bakara: 61