Dış transferde atılan ilk 5 imzanın ardından gerek spor kamuoyu ve gerekse Konya spor basını olarak yapılan transferlere onay vermemiz beklenemezdi..
Ancak, her ne kadar yabancı oyuncuların kapalı kutu olması ve bu futbolcuların tanınmaması, Türk futboluna yabancı olmalarına karşın, genç oyuncuların tercih edilmesi yüreklere su serpti.. Bununda ötesinde, Başkan Bahattin Karapınar’ın, Türkiye Spor Yazarları Derneği yönetim kurulu olarak yapmış olduğumuz ziyarette samimi olarak çalışmaları hakkında bilgi vermesi ve alınacak futbolcularda seçici olduklarını dile getirmesi bizi rahattı.. Ama işin takipçisi olduğumuzun da bilinmesini isterim.
Konya’da yaşayan, sporun içerisinde olsun veya olmasın, sporla aktif olarak ilgilensin veya ilgilenmesin herkesin ortak paydası; Konyaspor’un başarılı olması ve Konya’yı Süper ligde en iyi şekilde temsil ederek kalıcı olmasıdır..
Bank Asya 1. ligde yaşadığımızı bir biz biliriz. Temennimiz, borç içerisinde olan Konyaspor’un paralarını boşa atmamaktır, bir daha Bank Asya 1. ligine düşmemektir.. Bunun için de her konuda ince eleyip sık dokumalıyız. Transferde hata yapma lüksümüz yok.. Bu hem Konyaspor’u uçurumun kenarına getirebilir, hem de büyük ekonomik kayıp olur.. Kulübün borçları daha artması bu kulübün sonu demektir.
Bu nedenle, yabancı futbolcu transferinde seçici olmalıyız. Hatta, Türkiye liglerinde yer alan takımlarda oynayan futbolcuların tercih edilmesi daha yararlı olurdu. Bir Denizlisporlu Emil Angelov’u kaçırdık.. Gençlerbirliği’nde Yedinak var.. Tabi ki hoca daha iyi tanır kendisini.. Ama, Güney Afrika’da oynanan Dünya kupasında bu futbolcu Ülkesinin Milli takımında hiçte kötü performans sergilemedi. Ancak, transfer açıklamalarına göre, forvet için düşünülen isimlerin kaliteli olması yönünde ki haberlerden sonra beklemek durumundayız. Umarız ki bu futbolcular üzerinde duruldukları kadar olurlar.
***
Konyaspor’da, kurumsallaşma adına daha bir çok uğraş verilmesi gerekiyor.. Bu eksiklerden bazılarını genel kurulda yaşadık..
Elbette ki, bunların başında kongre üyelerinin sağlıklı bir yapıya kavuşturulması geliyor.
Kulübe gelir sağlama adına üyeleri iki’ye ayırmakta yarar var. Birincisi, yılda sadece 500 ile 100 lira verebilecek üye grubu, diğeri de yılda bin 200 lira verebilecek üye grubu.. Birinci üye grubunun önü açık olmalı.. Bunların sayısı 10 binlere çıkartılabilir ve böylece kulübe her yıl kalıcı ve yüksek gelir sağlanmış olur.. İkinci bölüm üye grubu ise, genel kurullarda oy kullanabilecek, seçici üyeler olmalıdır. Bunlardan ayrılanların yerine diğer gruptan üye alınmalıdır. Tabiî ki, bunun gerçekleştirilmesi için Mart ayında yapılacak genel kurulda tüzük değişikliğine gidilmesi gerekmektedir..
Kurumsallaşma adına yapılacak bir diğer çalışma da, teknik menacerlik sisteminin uygulanmasıdır..
Dünya futbolu hızla gelişiyor. Ona ayak uydurabilmemiz için Konyaspor’da da teknik menacerlik sisteminin getirilmesi kaçınılmazdır.. Başkan Bahattin Karapınar’ın dediği gibi, Mesut Erçetin ile menacerlik sorunu çözülemez..
Otel ayarlamakla, uçak bileti almakla, oyuncu değişimi yapmakla menacer olunmaz.. hatta, çok iyi yabancı dil bilsen de yeterli değildir.
Menacerlik ayrı bir meslek grubudur. Futbolda artık, kaçınılmaz denebilecek bir kurumdur.
Menacerin kafası geniş olmalıdır.. Türk, Avrupa, hatta Dünya futboluna hakim olmalıdır.. Bu konuda bir çok örnekler verilebilir. Hatta, Konya’da da var bu işi yapacak teknik adamlar. Ama, ben biliyorum ki, ne başkan Bahattin Karapınar, nede yönetim bu isimlere sıcak bakarlar. O zaman, tek isim önereceğim: Hakan Şükür.. Alın, getirin ve Konyaspor’un ufku, takımın önü açılsın.. Konyaspor bir anda gündeme otursun ve Dünya futbolunda şimdiden yerini alsın..