Küresel Zulme Karşı Durmak

Süleyman Küçük


Küresel iblisler “YENİ DÜNYA DÜZENİ” ne dair kural ve yasakları, her alanda ve eş zamanlı olarak hızlıca, ama sinsice uygulamaya koymaktan geri durmuyorlar.

İnsanlar daha fazla gecikmeden, içine düşürüldükleri zülüm düzeninden çıkmakta erken davranmazlarsa, “Net Sıfır” denilen katliamdan kurtulamayacaklar.

İnsanları kolayca ikna daha doğrusu kandırabilmek için, “Daha yeşil bir Dünya” ifadesi ile başladıkları propagandaları bu gün artık, “Karbon ayak izi” dayatmalarına kadar gelmiş bulunmaktadır.

Görünüşte insanların kullandıkları fosil yakıtlarla ilgili olarak, ayak izinin hesaplanması programında bu güne kadar söylenmeyen bir hususa dikkat çekmek istiyoruz.

Küresel ısınma ve iklim değişiklikleri sonucu olarak ortaya çıkan olumsuzlukların nedeni olarak, kısa bir zaman önce konuşulmaya başlanan temiz ve sağlıklı su temini adı altında, yeni "Su Kanunu ve Su yasakları" getirilmeye çalışılıyor.

Yüzyılı aşkın bir zamandır ormanlar başta olmak üzere, temiz su kaynaklarını ve okyanusları içinde yaşayan hayvanlar dâhil olmak üzere, yok eden küresel sömürü düzenin şimdilerde insana dönük yok etme projesi olarak, etrafımızda ne varsa tek tek elimizden almaya çalışılıyor.

Yıllardır çevre koruma adı altında yaptıkları barajların ve enerji santrallerinin, aslında en büyük çevre katliamına sebep olduğu ortaya çıktıktan sonra, şimdilerde barajların ve göllerin içini sinsice boşaltıyor ve insanlarla birlikte her cins hayvanı bir damla suya muhtaç hale getiriyorlar.

Küresel şeytanların “Net Sıfır” yolculuğunda ormanlardan sonra sıra et, süt ve buğday öncelikli olmak üzere temiz su ile gıdaya ve enerjiye gelecek, akabinde ise hayvanların yok edilip laboratuvarda üretilen suni gıdaların zorunluluğu için arsa, arazi ve tapulara sıra geldiğinde ise, insanlar dar bir alana sürüklenmiş olacaktır.

Uygulamayı milli devletler eliyle daha kolay yürütebilmek için, “sanitasyon” adı altında temiz içme suyu, atık su ve kanalizasyonunun yeterli arıtımı ve bertarafı ile ilgili olarak halk sağlığı koşullarının güncellenmesi söz konusu olacaktır.

Bu düşüncenin BM kuralları çerçevesinde sorunsuz gerçekleştirilebilmesi için de, insanlara kolaylıkla kabul ettirebileceklerine inandıkları, “Akıllı Şehirler” projeleri icat edilmiş bulunmaktadır.

Lucifer ‘in kulları ve o kulların emrindeki maaşlı memurları, akıllı şehirleri kolaylıkla hayata geçirebilmek için de, depremde veya savaşlarda yıkılan, yakılan şehirlerin “Rezerv Alan” adı altında kendilerine verilmesini istiyorlar.

Böylelikle en verimli tarım arazilere bile betonlaştırılabilmesi için, bu kılıfla kolaylıkla el konulabilecek ve özellikle deprem sonrasında, BM ve NATO tarafından planlanan kararlar hayata geçirilebilecektir.

Diğer taraftan daha komplike hazırlandıkları “TEK SAĞLIK PLANDEMİSİ” adı altında hazırlanan yeni tiyatro için, DSÖ tarafından düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim ve Sağlık çalıştayı konusunda da, derin hazırlıklar içinde oldukları görülüyor.

Geçen pandemi döneminde yapamadıklarını, bu defa aşı ile birlikte biyolojik ve kimyasal silahlarla tamamlayacaklar, kıyım ve katliamlardaki tüm süreçleri de korkuyla kontrol ederek yürütecekleri, “Sahte ve Yapay Yaşam Alanları” nda gerçekleştireceklerdir.

Açlık ve Susuzluk” ortamı oluşturup, insanlara dayatacakları bu şeytani yeni dünya düzeninde, isteklerine karşı direnenler için, oluşturacakları bölgesel veya dünya savaşı ile de, dünya nüfusunu istedikleri miktara kadar indirmeye çalışacaklar, bunun içinde kullanacakları en büyük araç ise, insanlık âlemi için artık en büyük virüs haline gelmiş olan medya olacaktır.

FARKINDA MIYIZ?

TRT'ye göre, aşılar hastalıkları tarihe gömmüşmüş.

2024 yılının son çeyreğindeyiz ve Sağlık Bakanlığı verilerine göre yılsonuna kadar insanların 850 milyon defa, hastane ve diğer sağlık kuruluşlarına gidecekleri hesaplanmış.

Sağlık kurumlarındaki doluluğa bakarsanız; Her geçen gün hasta ve hastalık sayısı artıyor, dolayısıyla milli servet, hastane ve ilaç firmaları aracılığı ile küresel baronlara aktarılıyor.

Kalanlar mı; Ölen ölüyor, ölmeyenler ise ya sakat, ya hastalıklı kalıyor.


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.