“Güvenin yeniden tesis edilmesine kadar insanların işlerinde kalacakları hissinin uyandırılması.
Finansman kaynakları açık tutulmalı.
Ekonomideki küçülmeyi asgari düzeyde tutabilmek için alternatif ihracat kanalları açılmalı.
İç dinamikler daha fazla devreye sokulmalı.
Büyümede kamu harcamaları kısılmamalı.
Yatırımların devam edebilmesi için ihracat kanalları sağlanmalı.
KDV ve ÖTV makul seviyeye düşürülmeli.
Borçlar ertelenmeli, 2010 yılında ödenmeli.
Faiz indirimi reel sektöre finansman kaynaklarına yansıtılmalı.
Halkımız evvela şu hususu bilmeli: Basının ifade ettiği gibi, küresel mali kriz kapitalizmin bir oyunudur. ABD bununla 850 milyar dolar dünyadan çekecek, kendi hesabına göre daha da büyüyecektir.
Kapitalizm, dünya gelirlerinin yüzde 95’ni faiz ve diğer gayrimeşru yollarla dünya nüfusunun yüzde beşinin elinde toplanmasını sağlayan bir düzendir. Burjuva, bu denge (!) sarsıldığı zaman ya harp çıkarır veya küresel mali kriz çıkarır. Böylece dünyanın dişinden tırnağından artırdığı gelirleri kısa bir zaman içerisinde kendinde toplar.
Kapitalizm yıkılıncaya kadar bu böyle sürecektir. Tabii o zamana kadar gelişmelere seyirci kalacak değiliz. Bizim de bu durum karşısında yapmamız gereken işler var ve almamız gereken tedbirler var. Dünya bu hususta üzerine düşen görevi yapmaya çalışıyor.
Hükümetin mali krizle ilgili açıkladığı ve yakında açıklayacağı diğer ekonomik paketler ve MÜSİAD’ın bu 8 maddelik şok tedbirlerini bu çerçevede düşünmemiz gerekir.
MÜSİAD’ın bu sekiz maddelik şok tedbirleri dikkatlice okunduğu zaman görülür ki, ekonomiyi çökerten temel amil: faiz ve ağır vergidir.
Kapitalizm bu iki esas üzerine oturmuştur. Faizi kaldırdığınız zaman ve vergileri makul seviyeye indirdiğiniz zaman kapitalizm çöker. Onun için kapitalizm yıkılıncaya kadar faiz kaldırılamaz ve vergiler makul seviyeye indirilmez. Hükümetin sunduğu paketlerin ve yakında sunacağı paketlerin ve MÜSİAD’ın 8 maddelik bu şok tedbirlerin sınırlı olmasının sebebi budur.
İttihat ve Terakki zihniyeti / Ergenekon Terör Örgütü ve yandaşları kapitalizmin bir parçası olmak için Batı ile bir olarak Osmanlı’yı yıktı. Bu durum, bilinmiyormuş gibi, şimdi yavuz hırsız misali, ev sahibini bastırmaya çalışıyor. Yani küresel mali krizde kendi payı yokmuş gibi hükümeti yıpratmak, milleti umutsuzluğa ve çaresizliğe sürüklemek için felaket tellallığı yapıyor; gayesi, yapısı gereği bulanık suda avlanmaktır.
Hükümet, felaket tellallarına fırsat vermemek ve küresel mali krizin açacağı yaraları hafifletmek için üzerine düşen görevi hızlı bir şekilde yerine getirmesi gerekir; daha da gecikirse bu küresel mali krizin altında kendisi de ezilebilir.
İlave olarak bizim önerilerimiz şudur:
Faiz mümkün olduğu kadar düşürülmeli; mümkünse % 0,50’ye düşürülmeli.
İşçi ve memurun alım gücünü artırmak için vergiyi % 15’ten % 10’a indirilmeli.
Çiftçi desteklenmeli, mazot ve gübre fiyatları makul seviyeye çekilmeli.
Esnafa mümkünse faizsiz kredi verilmeli, vergi yükü azaltılmalı.
İşveren, kadrolu işçisine ve memuruna devletin memuruna ve işçisine verdiği maaşı vermeli; çünkü evli bir işçinin ve memurun asgari ücretle ev geçindirmesi mümkün değil.
-------------
Kaynaklar:
1. Haber 7 Com. 07 Mart 2009