Kurbanlık hayvan seçiminde dağlarda organik bir şekilde beslenen kıl keçisi öne çıkmaya başladı. Kıl keçileri, dağlık ve tepelik alanlarda sıcak ve soğuk hemen her türlü iklim şartında yetiştirilebildiği hayvanlar olduğu için ‘doğal organik’ görüldüğü için oldukça ilgi görüyor. Hastalıklara dayanıklı, uzak mesafelere iyi yürüyebilen, süt ve et verimi yeterli, yüksek kalitede deri veren, iri vücut yapılı bir ırk olan kıl keçileri Anadolu'nun iklim, çevre ve yetiştirme şartlarına iyi adapte olan hayvanlardan birisi. Her ne kadar son yıllarda saanen keçileri ikame edilmeye çalışılsa da etinin lezzeti üreticilere göre kıl keçisinin yerini tutmuyor. Üstelik saanen keçisinin masrafının, kıl keçisine göre 5 kat fazla oluyor.
Denizli Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Hasan Öner’in verdiği bilgiye göre devlet kıl keçilerine yasakladığı ormanlık alanlarda otlatma yasağını kaldırması üzerine keçiler yaşlı ormanlardaki kuru otları yiyerek yangınların büyümesine önemli derecede katkıda bulunmuş. Birlik Başkanı Öner, kıl keçisinin etinin, sütünün, peynirinin tamamen organik olduğunu belirterek vatandaşlara bu hayvanın ürünlerini tüketmesini öneriyor. Öner, “Hem daha sağlıklı hem daha uzun ömürlü astım hastalığı kemik erimesi en faydalı olan kıl keçisinin gıdalarıdır. Eskiden ‘tereyağı et yemeyin’ derlerdi yanlış konuşuluyordu. Şimdi kıl keçisinin koyun etinin tüketilmesini istiyoruz.” dedi.
Eskiden vatandaşların kıl keçisinin etini sütünü neye yaradığını fazla bilmediğini belirten Öner, “Birlik başkanlıkları bu konuda ciddi çalışmalar yaptık. Basından destek aldık. Toplumu bilinçlendirdik. Keçinin etinin, sütünün, peynirinin sağlığa çok faydalı olduğunu tamamen organik olduğunu toplumumuza bilgi verdiğimizden dolayı tüketim arttı. Türkiye genelinde kurbanlıklarda eskiden yüzde 10-20 arasındaydı talep vardı. Şu anda yüzde 50-60 talep var.” diye konuştu. CİHAN