Kumpas Mağduru Emniyet Mensuplarının Avukatlarından Valiye Suç Duyurusu

İzmir’de yargı süreci başlayan kupür davasında kumpas mağduru oldukları ortaya çıkan emniyet mensuplarının avukatları, yargıyı etkilemeye teşebbüs ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla İzmir Valisi Mustafa Toprak ve kumpası düzenledikleri...

İzmir’de yargı süreci başlayan kupür davasında kumpas mağduru oldukları ortaya çıkan emniyet mensuplarının avukatları, yargıyı etkilemeye teşebbüs ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla İzmir Valisi Mustafa Toprak ve kumpası düzenledikleri iddia edilen 6 emniyet mensubu hakkında suç duyurusunda bulundu.

Kumpas mağduru oldukları mahkeme ifadeleriyle ortaya çıkan emniyet mensuplarının avukatları Ali Aksoy, İsmail Hakkı Küçük ve Muzaffer Akyol, İzmir Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun ardından açıklama yapan Av. Aksoy, geçen haftaki duruşmalarda müvekkillerine kurulan kumpasın ortaya çıktığını hatırlattı. Yürümekte olan davada 6 kişinin operasyondan önce istihbarat şubeye saat 03.00’te çağrıldıkları, bu kişilerin diğer müdürlerine yönelik şu anki mevcut müdürleri tarafından iftira atmaları, onları suçlamaları konusunda ikrarları olduğunu ifade eden Aksoy, “Bu durumla ilgili mahkemede suç duyurusunda bulunulmasını istemekle birlikte biz ayrıca savcılığa, bu kişilere mevcut personel tarafından bizim vekillere kumpas kurulduğunun ortaya çıkmış olması nedeniyle suç duyusunda bulunuyoruz.” dedi.

'YA VALİ ALDATILIYOR, YA İZMİR HALKI'

Müvekkillerinin yargılandığı davayla ilgili yaptığı açıklamaya cevap olarak İzmir Valiliği tarafından iki kısımdan oluşan açıklama yapıldığını hatırlatan Av. Aksoy, “İzmir’e gelip valilikte bombalı eylem için keşif yapan terör örgütü elemanının kaçırılması konusu vardır. Bu konuda vali, mevcut istihbarat şube ve terör şube tarafından halen aldatılmaya veya valilik tarafından İzmir halkı aldatılmaya devam edilmektedir. Yakalandığı duyurulan kişi, konuyla ilgisiz bir şahıs. Esas keşfi yapan eylemci kaçırılmıştır. Bunun sebebi ise istihbarat ve terör şube müdürlüğünün o günlerde bizim müvekkillere yönelik kumpas çalışmaları yapması ve esas işlerini yapmaması nedeniyle bu şahıs elini kolunu sallayarak kaçmıştır.” diye konuştu.

Valiliğin yaptığı açıklamanın ikinci kısmında Kudret Dikmen’le ilgili bir dinlemeye cevap verildiğine dikkat çeken Aksoy, şunları söyledi: “Valiliğin açıklamasında 2012 yılında Dikmen’in İzmir’de olmadığını polemik şekilde ifade etmiştir. Vali, burada yapmış olduğu ifadesinde Kudret’in avukatlığına soyunmuştur. M.Muhittin Yıldırım ile ilgili dinleme iddiası yenidir, 2013 ve 2014 yılıyla alakalı dinlemedir; yani vali, mevcut şube müdürünün avukatlığına soyunaraktan, bu şahsın bu yıllar içerisindeki dinlemelerini karartmak için, 'Eskiden bu şahısla alakalı dinleme yoktur.' demiştir. Yine vali, mahkemeyi etkilemek suretiyle, bilirkişilerin vereceği raporu etkilemek suretiyle 2012 yılında yapılan dinlemenin usulsüz olduğuna karar vermiştir. Elindeki gerekçe ve dayanak nedir? Yoktur. Elindeki tek dayanak, İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün basına sızdırdığı, usulsüz olduğunu söylediği evraktan başka, gazetenin iddiasından başka hiçbir delil yoktur vali beyin. Vali bey, Kudret Dikken tarafından ya yönlendirilmektedir, yanıltılmakta ya da vali bey bundan haberdardır ama İzmir halkını yanıltmaktadır. Bu konuların açığa çıkması adına, İzmir Valisi adına savcılığa şikayette bulunduk.”

'VALİLİK KUMPAS KURANLARI AÇIĞA ALMALI'

Yargılama sürecinde bazı polislere vaatlerde bulunularak amirlerine iftira atma teklifinin yapıldığının ortaya çıktığına da vurgulayan Aksoy, “Bunların ortaya çıkması, aslında bu davaların tüm Türkiye’de yürütülen davaların tıpkı İzmir’de olduğu gibi kendilerinin oluşturduğu bir suç üzerinden kumpas olduğu, somut şekilde kumpasın içine katılan şahıslar tarafından ifade ve ikrar edilmiştir. Şu andan itibaren valiliğin yapması gereken, istihbarat şube müdür ve yardımcılarını, TEM şube müdür ve yardımcılarını derhal açığa alması gerekmektedir, eğer hukukun ve valilik makamının gereğini yapmak istiyorsa. Savcılığın da HSYK tarafından açığa alınması gerekmektedir, çünkü hem ayrımcılık yapılmıştır hem operasyon yapılacak şahısların bir kısmına haber verilmesi suçtur. TEM ve İstihbarat Şube bunun haberini vermiştir ve savcının talimatıyla vermiştir. Hem savcılık hem TEM Şube hem İstihbarat Şube suç işlemiştir. Ne adına? Bizim müvekkillerimize çamur atma adına, kumpas kurma adına suç işlemişlerdir. Yani biz şu an öyle bir hale geldik ki adamların kendi suçlarından dolayı suçlanan ve açığa alınan insanlar vardır Türkiye’de. Bunun sonu artık hukuksuzluk, sınır tanımaz hale getirilmiştir. Kim tarafından? Mevcut emniyeti, savcılık makamını ve valilik makamını işgal eden insanlar tarafından. Bu millet, kimi kime şikayet edecek? Savcılık makamı, TEM, istihbarat şube ayrımcılık yaparsa, kendi personeline kumpas kurarsa, valilik kendi personeline kumpas kurarsa biz kimi kime anlatacağız? Bu hukuksuzluk içinde nereye gidebiliriz, nasıl yol alabiliriz?” dedi.

'KAMERA KAYITLARINI TALEP ETTİK'

Kupür davasında sanık durumuna düşürülen emniyet mensuplarına kurulan kumpası bütün detayıyla ortaya çıkarmak için emniyetin 19 Ağustos gecesi 00.00-09.00 saatleri arasındaki kamera kayıtlarını talep ettiklerini belirten Av. Muzaffer Akyol da, “Emniyetteki kamera kayıtlarını istememize rağmen Savcı Hakan Ergin, hiçbir delilimizi toplamamıştır. Toplamadığı gibi topu 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne atmıştır. Mahkeme de bu konuda cumhuriyet başsavcılığının yetkili olduğunu belirtmiştir. Görevini yapmayan Savcı Hakan Ergin hakkında da HSYK’ya suç duyurusunda bulunacağız.” dedi.

'VALİ, BAKAN, EMNİYET ANASAYA, KANUN DİNLEMİYOR'

Emniyet mensuplarının avukatı İsmail Hakkı Küçük de İzmir Valiliği ve Emniyeti'nin, çok açık şekilde eşitsiz davrandığını iddia etti. Şubeden sürgün edilen, tayin edilen memurların, yeni görev yeri olan illerde açığa alındığını kaydeden Av. Küçük, “Halihazırda yargılaması devam eden, usulsüz olduğu iddia edilen evraklarda imzası olan, yargılanan memurlar halen çalışmaya devam ediyorlar. İdari soruşturmalarda açığa alma işlemi, suçun işlendiği iddia edilen yerde görevi devam eden kişilere öngörülmesine rağmen bunu yapmıyor ama başka yerlere gönderilen insanlar açığa alınıyor, ilginç.” dedi. Kanun karşısında herkesin eşit olduğunu hatırlatarak, Anayasa’da da bu konuda madde olduğunun altını çizen Av. Küçük, “Ama bizim valimiz, emniyetimiz, İçişleri Bakanımız Anayasa, kanun dinlemiyor. Devlet memurları, kanunu hiç takmıyorlar. 'Biz yaparız, bizim yaptığımız doğrudur, istediğiniz yere başvurun' hesabı içinde bir aymazlık içindeler. Biz de yasal hakkımız olan şikayet hakkımız için geldik, savcılığa başvurduk.” dedi. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri