Kulüpler dikkatli olmalı!
Türk futbolunun gündeminde şimdi ne Futbol Federasyonu Başkanlığı seçimleri ne de İstanbul kulüplerinin ardı ardına patlattığı transfer bombaları var… Türk futbolunun gündeminde, Bursaspor’da yaşanan olaylar var…
Kulüp Başkanı İbrahim Yazıcı’nın tutuklanması ile sarsılan Bursa’da heyecanlı bekleyişle birlikte bariz bir tedirginlik de var…
İbrahim Yazıcı suç işlemiş mi, işlememiş mi, bu sorunun cevabını elbette yargı verecek… Ancak, iddialar ve suçlamalar yenilir yutulur gibi değil…
Suç işlemek için örgüt kurmak, nitelikli dolandırıcılık, soruşturma gizliliğini ihlal, güveni kötüye kullanmak ve mal varlığını bildirmemekle suçlanıyor Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı…
Hakkındaki bütün bu suçlamaları kabul etmemiş Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı… Yukarıda da altını çizdiğim gibi, konuyu yargı aydınlatacak… Yargının verdiği karara da elbette saygı duymak lazım…
Umarım İbrahim Yazıcı aklanır…
Aklanmalı da…
Çünkü, Yazıcı bu suçlamalardan dolayı bir ceza alırsa, bunun faturası ağır olacaktır… Türk futbolunun, özellikle de Anadolu kulüplerinin büyük bir sıkıntıya gireceği olasıdır… İnsanlar, kulübün çıkarlarını gözetme adına, kendi simlerine leke sürülme riskine girmeyeceklerdir haklı olarak…
Yani, yanisi şu; Özellikle Anadolu kulüpleri iyiniyetli, kulübe ve kendine halel getirmeyecek yöneticileri bulmakta zorlanacak…
Örneğin Konya’da…
Mehmet Oktut gibi bir adamın ayaklarının altına kırmızı halılar da serseniz, Konya’nın tapusunu altın tepsilerde de sunsanız kulüp başkanlığına dönüp bakmayacaktır…
Hiçbir iyiniyetli, yüreğinde Allah korkusu olan, kul hakkının ne demek olduğunu bilen insan alnında kara lekeyle dolaşmak istemez…
Kötüniyetlilere zaten denilecek bir şey yok…
Özellikle hesabını kitabını bilmeyen, kulübün paralarını har vurup harman savuran insanlar, Bursaspor’un ve başkanı İbrahim Yazıcı’nın bu fotoğraflarından kendilerine de pay çıkarırlar…
Ayrıcı da çıkarmalılar…
Savcı’nın Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı’ya soruları sanırım birçok kulüp başkanını tedirgin etmiştir… Çünkü, üç aşağı beş yukarı bütün kulüp başkanlarının menajerlerle, tribün liderleri ile bankalarla sıcak teması olduğu bir gerçek...
Bunu kimse inkar edemez…
Çok ilginç sorular var…
Savcı, İbrahim Yazıcı’ya “Tutuklanan Bursaspor tribün liderini cezaevinde kaldığı süre içinde neden ziyaret ettiniz?” diye sormuş örneğin…
Bir başka soruda ise “İki bin TL tutarındaki bedelsiz bileti taraftarlara neden dağıttınız? Bin adet kombine kartını Bursaspor’un taraftar derneklerine bedelsiz verdiğiniz iddiası doğru mu?” demiş…
Bir başka çarpıcı soru ise “Koreli futbolcu Shin Young Rok’u transfer ederken, oyuncunun menajerine niye fazladan ödeme yaptınız?”
Gerçekten ilginç sorular…
Buradan çıkan sonuç şu; Kulüp başkanları, kulüp yöneticileri bundan sonra çok çok dikkatli olmalılar… Yaptıkları işlerden ne kendilerinin ne de devletin karnının ağrımaması lazım… Bursaspor’un başına gelen başka bir kulübün de başına gelebilir…
Bursaspor’da yaşananlarla bir gerçeği daha öğrenmiş olduk… Futbolun sadece futbol olmadığını…
xxx
CAS’tan gelen kötü haberle yıkılan Konyaspor, anlaşılıyor ki, kendi yağıyla kavrulacak… Yönetim, büyük bir ihtimalle öncelikle teknik adam sorununu çözmeye çalışacak… Yılmaz Vural’ın “Konya’da işim olmaz” çıkışından sonra, gözler Cemal Gürsel Menteşe’ye çevrildi…
Menteşe, büyük bir ihtimalle bugün Konya’da olacak ve Konyaspor yönetimi ile masaya oturacak… Cemal Gürsel Menteşe’yi tanırım… Sazanlık yapmayacaktır… Yani, hemen atlamayacaktır… Çünkü, idealleri olan bir arkadaşımız… Konyaspor’a faydalı olur mu, olmaz mı da değilim…
Onu zaman gösterir…
Ancak, mevcut futbolcuların paraları ödenir, yeniden, sağlıklı bir ortam inşa edilirse, Konyaspor en azından Bank Asya’ya tutunabilir…
Aksini söylemeye gerek bile yok.