Duran Çetin, yeni öykü kitabı ÒKŸl YõğõnõÓ ile karşımıza çıkan; yazıyı gerçekten seven, çalışkan bir yazar.
Bir Kucak Sevgi, Güller Solmasın, Kırmızı Kardelenler, Sana Bir Müjdem Var, Gözlerdeki Mutluluk, Balkondaki Adam; öykü kitaplarından bazıları… Romanlarını saymıyorum.
Öyküleri zengin konularıyla dikkat çekiyor. Sıklıkla Anadolu insanının hikâyesini sade, akıcı bir şekilde işliyor.
Kırsal alanın problemleri, küçük adam ve dünyası giriyor. Kurnaz, kendini beğenmiş; saf, inançlı kişiler, hayatımızdaki idealist unutulmaz öğretmenler, tüketim tutkunu gençler, meczuplar, dilenciler, her ebeveynin karşılaştığı meseleler; işlek kalemine takılıyor.
Bir bakıyorsunuz, kaçakçılık konusunu ele almış (Anaa! Duuuz! Öyküsü). Kuyu kazma âdetinden bahsetmiş kimi öykülerinde (Kuyu).
Gündelik hayatta karşılaştığımız olaylar; taşıtlardaki hadiseler rahatlıkla kitaplarında yer buluyor (Bak. Dolmuş; Tramvay Hocası öyküsü)
Hani bazen, birden kalbimize bir sıkıntı doluverir, yakınlarımıza çevreye sebepsiz kızmalar başlar; çareler arar ve Allah’a sığınırız, sevdiklerimize “Oku beni!” deriz. İşte Almazsan Alma öyküsü, bu insanlık hâlini, son derece samimi bir dille aktarıyor.
Bir geleneği, halkın duygularını gayet güzel anlatan, inanç dokumalı bir hikâye; “Yağmur Duası”…
“Kurumuş dere yatağı, susamış insanlar, sesleri kısılmış kuşlar, yerden bir karış bile yükselmemiş, tanesiz başaklar… Her yerden insanlar akın akın geliyordu, fevç fevç, gurup gurup… İltica etmek için, yakarmak, af dilemek ve rahmet istemek için…
Kazanlara yemekler pişirildi. Herkese ikram edildi. Açlar doyuruldu, yetimler, öksüzler sevindirildi. Gönüller yapıldı. Vicdanlar dize getirildi.” (sh. 14)
Duran Çetin, mesajlarını usturuplu bir şekilde, satır aralarında veriyor. Çığırtkan değil. Özellikle son dönem öykülerinde ustalığını açıkça görüyoruz.
Bir aydınlığın, kendisini, denge ve kararını bulmuşluğun, olgunluğun emarelerini; ele aldığı meselelerin çözümleri de sezdiriyor bir yandan. Ve öyküsüne bu “sinmişlik, içselleştirilmişlik” yakışıyor.
Yumuşak bir eleştiriyi ihmal etmiyor zaman zaman.
Tramvaydaki dindar görünümlü, fakat bilinçsiz olduğu konuşmalarından anlaşılan kadınlara karşı, şu cevabı verdiriyor mesela:
“-Deminden beri konuşmalarınızı istemeden de olsa duydum. Merak ettim, toplumda bunca alkolik, ahlaksız, hırsız, soysuz, ırz düşmanı varken, neden hacıya hocaya güvenmeyeceğiz ve neden kıyamet hacıdan hocadan kopacak? Ya da kime güveneceğiz söyler misiniz?”(sh. 9)
“Turist İkramı”, yazarın pek tesadüf edilmeyen ironik öykülerinden.
Duran Çetin’in öykü dünyası gittikçe genişliyor ve tat veriyor.
Yazarı içtenlikle tebrik ediyoruz.
Onbeş öykü ve üç bölümden oluşan ÒKŸl YõğõnõÓ Beka Yayınları’ndan çıkmış.
GİDENLERİN ARDINDAN
Bir hafta içinde peşpeşe iki değerli ismi kaybettik. Siyasî tarihimizin önemli simalarından Prof. Dr. Sayın Necmeddin Erbakan ve Konya’mızın yetiştirdiği manevî kılavuzlardan Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi. Kolay yeri doldurulmayacak, iz bırakan, dava sahibi insanlar…
Allah’tan rahmet, sevenlerine Müslümanlara başsağlığı diliyorum.
Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nden arkadaşımız Şaban Özdemir Bey’in babası ise elim bir hastalıktan kurtulamayıp vefat etti. Ailesine, yakınlarına baş sağlığı sabırlar diliyorum.
Mekânları Cennet olsun.
Bir Kucak Sevgi, Güller Solmasın, Kırmızı Kardelenler, Sana Bir Müjdem Var, Gözlerdeki Mutluluk, Balkondaki Adam; öykü kitaplarından bazıları… Romanlarını saymıyorum.
Öyküleri zengin konularıyla dikkat çekiyor. Sıklıkla Anadolu insanının hikâyesini sade, akıcı bir şekilde işliyor.
Kırsal alanın problemleri, küçük adam ve dünyası giriyor. Kurnaz, kendini beğenmiş; saf, inançlı kişiler, hayatımızdaki idealist unutulmaz öğretmenler, tüketim tutkunu gençler, meczuplar, dilenciler, her ebeveynin karşılaştığı meseleler; işlek kalemine takılıyor.
Bir bakıyorsunuz, kaçakçılık konusunu ele almış (Anaa! Duuuz! Öyküsü). Kuyu kazma âdetinden bahsetmiş kimi öykülerinde (Kuyu).
Gündelik hayatta karşılaştığımız olaylar; taşıtlardaki hadiseler rahatlıkla kitaplarında yer buluyor (Bak. Dolmuş; Tramvay Hocası öyküsü)
Hani bazen, birden kalbimize bir sıkıntı doluverir, yakınlarımıza çevreye sebepsiz kızmalar başlar; çareler arar ve Allah’a sığınırız, sevdiklerimize “Oku beni!” deriz. İşte Almazsan Alma öyküsü, bu insanlık hâlini, son derece samimi bir dille aktarıyor.
Bir geleneği, halkın duygularını gayet güzel anlatan, inanç dokumalı bir hikâye; “Yağmur Duası”…
“Kurumuş dere yatağı, susamış insanlar, sesleri kısılmış kuşlar, yerden bir karış bile yükselmemiş, tanesiz başaklar… Her yerden insanlar akın akın geliyordu, fevç fevç, gurup gurup… İltica etmek için, yakarmak, af dilemek ve rahmet istemek için…
Kazanlara yemekler pişirildi. Herkese ikram edildi. Açlar doyuruldu, yetimler, öksüzler sevindirildi. Gönüller yapıldı. Vicdanlar dize getirildi.” (sh. 14)
Duran Çetin, mesajlarını usturuplu bir şekilde, satır aralarında veriyor. Çığırtkan değil. Özellikle son dönem öykülerinde ustalığını açıkça görüyoruz.
Bir aydınlığın, kendisini, denge ve kararını bulmuşluğun, olgunluğun emarelerini; ele aldığı meselelerin çözümleri de sezdiriyor bir yandan. Ve öyküsüne bu “sinmişlik, içselleştirilmişlik” yakışıyor.
Yumuşak bir eleştiriyi ihmal etmiyor zaman zaman.
Tramvaydaki dindar görünümlü, fakat bilinçsiz olduğu konuşmalarından anlaşılan kadınlara karşı, şu cevabı verdiriyor mesela:
“-Deminden beri konuşmalarınızı istemeden de olsa duydum. Merak ettim, toplumda bunca alkolik, ahlaksız, hırsız, soysuz, ırz düşmanı varken, neden hacıya hocaya güvenmeyeceğiz ve neden kıyamet hacıdan hocadan kopacak? Ya da kime güveneceğiz söyler misiniz?”(sh. 9)
“Turist İkramı”, yazarın pek tesadüf edilmeyen ironik öykülerinden.
Duran Çetin’in öykü dünyası gittikçe genişliyor ve tat veriyor.
Yazarı içtenlikle tebrik ediyoruz.
Onbeş öykü ve üç bölümden oluşan ÒKŸl YõğõnõÓ Beka Yayınları’ndan çıkmış.
GİDENLERİN ARDINDAN
Bir hafta içinde peşpeşe iki değerli ismi kaybettik. Siyasî tarihimizin önemli simalarından Prof. Dr. Sayın Necmeddin Erbakan ve Konya’mızın yetiştirdiği manevî kılavuzlardan Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi. Kolay yeri doldurulmayacak, iz bırakan, dava sahibi insanlar…
Allah’tan rahmet, sevenlerine Müslümanlara başsağlığı diliyorum.
Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nden arkadaşımız Şaban Özdemir Bey’in babası ise elim bir hastalıktan kurtulamayıp vefat etti. Ailesine, yakınlarına baş sağlığı sabırlar diliyorum.
Mekânları Cennet olsun.