Cehaletin denizlerinde yüzmesini bilmeyen yüzeyseller yalana sarılır. Ve yalan çoğu zaman beyaz gömleklerin üstündeki bir kravat gibi önü iliklenmiş ceketlerden sallanır.
Sessizliğimiz, suskunluğun kapısının anahtarı olmak arzusuna her zaman sahiptir.
Kitlelerin kilitlendiği bir pandora kutusu’da Zeus’un evlatlarının, mitolojik iklimlerinden kopup geliyor.
Söz dil nehrinin kıyılarındaki dimağ ağaçlarının altından akıp giderken, aklımın kenarında bir çizgi film tadındaki reklam yeşeriyor.
Hani hepinizin hatırladığı o meşhur reklam…! Hani şu kuş, eşek köpek ve tavuğun oynadığı reklam.
Ne diyordu bu şirin hayvancıklar hatırlatalım…
“Garantisiz kimse kalmasın bizce..!”
“Ne memur Cenk Bey…!”
“Ne de bizim Nemciye…!”
“Emekli Ali Amca ve de Esnaf Mustafa..!”
“Belediyeden Rızaaa…!”
“Haydi Haydi Eller….!” diye devam edip gidiyor..
Çizgi film, tadında sunulan bu reklamların temelinde ki yatan mesaj ve daha çocuk beyinlerine yerleştiren söz bir kardeşimiz tarafından şu şekilde kaleme alınmış..
“Kuş kadar beyninizle, eşek gibi kredi alacak, köpek gibi ödeyecek ve biz de tavuk gibi yolacağız”
Bir söz ancak bu kadar anlamını bulur ve gediğine oturur.
Cukkkkk…!
Bunun dışında ekonomist yaklaşımları sergileyemeyeceğim, çünkü ekonomist olabilecek bilgi sahibi değilim. Amma velakin edindiğim kadarı ile Türkiye’de toplamda fiziksel olarak 53 milyar lira para vardır. Ama bankalarda 700 milyar lira gözükür. Bu paranın %90’ından fazlası hiç yoktur. Bankalar, kredi alıyorum diyen insanların sayesinde yoktan var etmişlerdir.
Eskiden kelime bölme oyunları oynardım kendi kendime.
Örneğin Kül-t-ablası (Kültablası) gibi ve gıcıkça sorular sorardım kendime Kül-t-abisi neden yok diye evet.. Şimdi gelelim asli meseleye ki, kül olmuş bir ekonominin tozları bütün insanımızın üzerine birleşik faiz isimli kene olarak yapışıyor.
Kırım Kongo kenesinden daha zararlı olan bu birleşik faiz kenesi, var olmayan bir paranın piyasaya girmesi şu demektir…!
Dünyanız ve maddiyatınız süratle kül’e dönerken Kül(türlü) ağabeyler..!
Ahretinizde Kül’e Dönüyor..!
Kül(türlü) ağabeyler ve abaaalara duyurulur..!
Sessizliğimiz, suskunluğun kapısının anahtarı olmak arzusuna her zaman sahiptir.
Kitlelerin kilitlendiği bir pandora kutusu’da Zeus’un evlatlarının, mitolojik iklimlerinden kopup geliyor.
Söz dil nehrinin kıyılarındaki dimağ ağaçlarının altından akıp giderken, aklımın kenarında bir çizgi film tadındaki reklam yeşeriyor.
Hani hepinizin hatırladığı o meşhur reklam…! Hani şu kuş, eşek köpek ve tavuğun oynadığı reklam.
Ne diyordu bu şirin hayvancıklar hatırlatalım…
“Garantisiz kimse kalmasın bizce..!”
“Ne memur Cenk Bey…!”
“Ne de bizim Nemciye…!”
“Emekli Ali Amca ve de Esnaf Mustafa..!”
“Belediyeden Rızaaa…!”
“Haydi Haydi Eller….!” diye devam edip gidiyor..
Çizgi film, tadında sunulan bu reklamların temelinde ki yatan mesaj ve daha çocuk beyinlerine yerleştiren söz bir kardeşimiz tarafından şu şekilde kaleme alınmış..
“Kuş kadar beyninizle, eşek gibi kredi alacak, köpek gibi ödeyecek ve biz de tavuk gibi yolacağız”
Bir söz ancak bu kadar anlamını bulur ve gediğine oturur.
Cukkkkk…!
Bunun dışında ekonomist yaklaşımları sergileyemeyeceğim, çünkü ekonomist olabilecek bilgi sahibi değilim. Amma velakin edindiğim kadarı ile Türkiye’de toplamda fiziksel olarak 53 milyar lira para vardır. Ama bankalarda 700 milyar lira gözükür. Bu paranın %90’ından fazlası hiç yoktur. Bankalar, kredi alıyorum diyen insanların sayesinde yoktan var etmişlerdir.
Eskiden kelime bölme oyunları oynardım kendi kendime.
Örneğin Kül-t-ablası (Kültablası) gibi ve gıcıkça sorular sorardım kendime Kül-t-abisi neden yok diye evet.. Şimdi gelelim asli meseleye ki, kül olmuş bir ekonominin tozları bütün insanımızın üzerine birleşik faiz isimli kene olarak yapışıyor.
Kırım Kongo kenesinden daha zararlı olan bu birleşik faiz kenesi, var olmayan bir paranın piyasaya girmesi şu demektir…!
Dünyanız ve maddiyatınız süratle kül’e dönerken Kül(türlü) ağabeyler..!
Ahretinizde Kül’e Dönüyor..!
Kül(türlü) ağabeyler ve abaaalara duyurulur..!