Bu ülkede kriz filan yok aslında... Ekonomik sorunların, sosyal meselelerin hepsi çarpıtma, manipülasyon, algı operasyonu. Tek amaçları var o da sorun var gibi gösterip milli birlik ve beraberliğe zarar vermek...
**
Asgari ücretli durumundan şikayetçi. Maaş yetmiyor, ay sonunu zor getiririm diyor. Fakat ne hikmetse bütün asgari ücretlilerin elinde son model cep telefonları var. Kriz mriz yok kardeşim israf var anlayana...
**
Çiftçi feryat ediyor.. Gübre fiyatları arttı, mazot ve elektrik zamlandı diyor. Ürünüm para etmiyor diyor. Ama bütün çiftçilerin altında son model traktör var. Gübre fiyatları arttıysa sen de tarlana tezek at çiftçi kardeşim...Hem doğal hem de yüzde 100 yerli gübre...
**
Sanayici, "elektrik fiyatları arttı, dolar yükseldi, kredi faizleri yükseldi. Elemanımın maaşını zor ödüyorum" diye şikayetçi. Dolarla borçlanmayın siz de. Türk parası dururken gavurun parasıyla ne diye iş yapıyorsunuz?...
**
Gazete patronları, "kağıt fiyatları uçtu, baskı masrafları arttı, ilan ve reklam gelirleri düştü" diye kara kara düşünüyor... Zaten gazete satışları düştü. Millet gazete de almıyor zaten. Düşür baskıyı, düşür sayfa sayısını azalt renkli sayfa sayısını kurtul bu dertten...
**
Besiciler, "yem fiyatları arttı" diye süt veren inekleri kesime gönderiyor. Baş düşman ABD'den bile süt ve süt ürünleri ithal ediyoruz. Ne diye kendinizi yoruyorsunuz. Kestirin tüm ineklerinizi sucuk olsun, sosis olsun.. Kapatın çiftlikleri ABD'li ineklerin sütünü içelim hep birlikte...
**
Fırıncılar ağlıyor un fiyatları yükseldi, ekmeğe, simite zam yapmak zorundayız. Hem zam yapın hem de ekmeğin gramajını düşürün. Millet az ekmek yesin. Ekmek bulamıyorsa pasta yesin.. Böylece hem kilo sorunundan kurtuluruz hem de tasarruf etmiş oluruz..
**
KAĞIT YOKSA KİTAP BASMAYIN!
Yayın evi sahipleri de gazete sahipleri gibi kağıt fiyatlarının yükselmesinden şikayetçi. "Kitapları nasıl basacağız" diye soruyor. Bence kitap filan basmayın millet zaten okumuyor. En iyisi kapatın dükkanı boşuna kağıt masrafı yapmayın...
**
Kağıdını bile üretemeyen bir ülkede kitap okumanın, gazete okumanın ne anlamı var ki? Konya gibi bir yerde bile ilçeler dahil toplam gazete satışı 20 bin bile değil. Hatta 10 bin bile satmıyor gazeteler.. Yani 2 milyonluk bir şehirde gazete okuma oranı yüzde 1 bile değil...
**
Türkiye'nin en kelli felli gazetelerinin bile tirajları çakılmış durumda. Millet artık "polyanacılık" oynayan gazeteleri almıyor. Türk basını tek sesli bir medya haline geldi. Doğal olarak da vatandaş artık gazetelere ve gazetecilere güvenmiyor...
**
Gazeteciler artık ülkedeki sosyal sorunları, ekonomik sorunları yazmasın. Zaten sorunları dile getiren bir avuç gazeteci kaldı. Siz de yazmayın artık. Yazdığınız zaman millete de yaranamıyorsunuz...Her türlü hakareti, küfürü duyuyorsunuz...
**
"Ekonomik sorunlar var, toplumsal meseleler" diyoruz kriz tellallığı yapmakla suçlanıyoruz. Gazeteci müsvetteleri oluyoruz..."Çiftçi zorda, asgari ücretli zorda, besici sıkıntılı" diye yazıyoruz abartıyorsunuz diye suçlanıyoruz...
**
Bu ülkede ekonomik kriz mriz yok.. "Algı operasyonu var, manipülasyon var, kriz tellallığı var". Vatandaşın özellikle de dünyalık menfaatlerini kaybetmek istemeyen vatandaşımızın bizden duymak istediği de bu zaten... Siz hayal dünyasında yaşamaya devam edin..
**
KOÇ ALEX VE HÜLYA'YA MUTLULUKLAR!
Bu kadar meselenin arasında yüzümüzü gülümseten haberleri verdiğimiz zaman da suçlanıyoruz. Koç Alex ile Hülya'nın evliliğini haber yaptığımız zaman okurla alay etmekle suçlandık dün...
**
Sorunları yazdığımız yapan da tepki çekiyoruz, böyle mizahi haberleri yapınca da.. Biz de şaştık kaldık..Bu devirde gazetecilik yapmak akıl işi filan değil. Koç Alex ve Hülya'nın haberini devletin haber ajansı ve diğer ajanslar da haber yaptı...Onlara tepki yok tabii!!
**
Haber Ajansları genç çiftin düğününü bile takip etti. Beşiktaşlı eski futbolcu Paskal Nouma nikah şahitliklerini yaptı. Neyse bize genç çifte mutluluklar dilemek düşer. Alex ve Hülya çifttinden en az 3 çocuk istiyoruz...!! İşin esprisi tabii ki...