Yaz ayları boyunca Konya'nın birçok köyünde yapılan şenliklerle köylüler hasret giderme imkanı da buldu. Beldelerde ikamet eden vatandaşların birlik ve beraberliğine büyük katkı sağlayan şenlikler, geçmişten kalma geleneklerin de tekrar yaşatılmasına vesile oluyor. Şenliklerde köylere özgü çeşitli oyunlar da oynanıyor. Şenliklerde Osmanlı'dan günümüze kadar gelen orta oyunları da sergilenerek yeni nesle geleneklerimiz aktarılıyor. Köylüler şenliklere günler öncesinden hazırlanıyor. Geçmişte var olan ancak günümüzde yok olmaya yüz tutmuş Türklerin ata sporlarından cirit gibi spor oyunları da, köylerin gençleri arasında tatlı bir rekabete ortam hazırlıyor. Köylerde geleneksel hale getirilen şenlikler, birlik, beraberlik ve dayanışma duygularını da güçlendiriyor.
KÖYLÜLER ARASINDAKİ BAĞI GÜÇLENDİRİYOR
Şehir hayatında insanların kendi geleneklerinden uzaklaştığını belirten Sosyolog Doç. Dr. Özgür Sarı, bu tür etkinliklerin insanlar arasındaki bağı güçlendirdiğini söyledi. Sarı, "Köy şenlikleri gibi eskiye yönelik geleneklerin tekrardan canlandırılması, köylüler arası bağı kuvvetlendirmekte. Merkez şehir hayatı insanı yalnızlaştırmaya sevk ediyor. Şehir hayatında insanın daha çok sosyalleştiği ve daha çok sosyal etkinliğe katıldığı söylenir. Bir çok insanda var olan bu algı yanlıştır. Köy hayatını yaşamış birisinin insanlarla rahatlıkla iletişim kurabildiğini veya bir sıkıntısını anlatabildiğini görmekteyiz. Ancak betonlaşan ve insandan daha çok verim alabilmek için fast food diye bir şey türeten şehir hayatında büyüyen birisinin iletişim kurarken zorluk çektiğini, yabancı kişilerle konuşurken çekimser veya utangaç davrandığını görmekteyiz. Köylerde düzenlenen bu şenlikler, köylüler arasında zaten kuvvetli olan etkileşimi daha da güçlendiriyor" ifadelerini kullandı.
GEÇMİŞİMİZDEN KOPUYORUZ
Şenliklerde düzenlenen eski geleneklerin, kültürlerin kaybolmasına bir nebze olsun engel olduğunu kaydeden Sarı, "Millet olarak köklü tarihimize rağmen bu tür etkinlikler yeterince yapılmıyor. Elimizde malzeme çok. Bugün bir Avrupa ülkesine deyin ki, eski geleneklerinizi yaşatan bir şenlik düzenleyin. Kılıç kalkandan ileri bir şey yapamazlar çünkü ellerinde tarihsel bir malzeme yok. Fakat milletimizin geçmişte yaptığı ve şimdi de bunu yaşatabileceği çok sayıda etkinlik bulunmakta. Şenliklerin sadece köylerde kalmaması gerekiyor. Merkezlerde de bu konseptte şenlikler olsun. Ancak yöneticilerimizin şenlikten anladıkları, bir kaç konser düzenlemek, konser sırasında katılım fazla olsun diye çekilişle hediye dağıtmak oluyor maalesef. Kültür anlayışımızı geliştirmemiz lazım. Hep birilerinin etkisi ile bir şeyleri yapıyoruz. Gelişmiş ülkeler ne yapıyorsa bizler de onu yapmaya çalışıyoruz. Kendi bildiğimizi, kendimize ait olanı yapmayı hiç düşünmüyoruz" diye konuştu.
KÜLTÜRÜNÜ TANIMAYAN BİR NESİL YETİŞİYOR
Köylerde düzenlenen bu tür etkinliklerle geçmişin tekrar hatırlandığını ve yeni nesle geleneklerin aktarıldığını ifade eden Sarı, şöyle konuştu: “Köylerde ufak çapta düzenlenen bu etkinlikler aslında büyük bir amaca da hizmet ediyor. Çocuklarımız, kitaptan gördüğü veya büyüklerinden duyduğu kadarıyla kendi kültürünü biliyor. Ancak bunu görmüyor. Bizim gibi bir milletin attan korkmaması gerekiyor. Kapitalist sistemin bize verdiği kolaylıklar, aslında bizi sömürmekte. Bizi kendi toplum benliğimizden kopartıp kendi istedikleri sıradan bir toplum haline getirmek istiyor. Bugün bir Avrupa ülkesindeki bir ailenin yapısı ile ülkemizdeki bir ailenin yapısı bir olması bile benzerlik oluşturuyor. Diğer ülkelerle olan aile ve toplum yapısı arasındaki fark geçtiğimiz dönemlerde daha fazlaydı. Küreselleşme ile birlikte bu fark daha da azaldı. Bizler, kapitalist sistemin sömürüsüne bu tür etkinlikler düzenleyerek dur diyebiliriz.”
İBRAHİM BÜYÜKEKEN