KOSKİ 2012 yılı için içme ve kullanma amacıyla abonelerine sattığı su fiyatlarına yaptığı fahiş zam Anayasa Mahkemesinin kararı nedeniyle derhal geri almalıdır.
Çünkü Anayasa Mahkemesi, belediyelerin su idarelerinin vatandaşlara sattıkları suya en az yüzde 10 kâr koymalarına imkân veren düzenlemeyi, Anayasa'ya aykırı bularak iptal etmiştir.
Ankara 1. İdare Mahkemesinin bir sivil toplum kuruluşu olan tüketici derneğinin açtığı dava üzerine konuyu anayasa Mahkemesine taşıyıp iptal davası açması sonucunda, davayı karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, 20.11.1981 günlü, 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5.6.1986 günlü, 3305 sayılı Kanun’un 2 maddesiyle değiştirilen 23. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “…%10’dan aşağı olmayacak nispetinde bir kar oranı esas alınır” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE karar vermiştir.
Böylece bu karar sonucunda İSKİ kanununa göre işlem yapan İSKİ ve ASKİ başta olmak KOSKİ de dâhil olmak üzere tüm belediyelerin su işleri ile ilgili idarelerinin yapmış oldukları insafsız ölçülerdeki su zamlarının kanuni dayanağı kalmamıştır.
Anayasa Mahkemesinin Kararı nedeniyle yukarıda ifade ettiğimiz gibi 2012 yılı için suya yapılan fahiş derecedeki zam KOSKİ tarafından geri alınmalı ve su fiyatlarında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Yıllardır yerel ve ulusal basın yayın organlarında defalarca ifade edildiği gibi belediyeler ile onların su idareleri hemşerileri için hayati öneme sahip suyun fiyatını batılı ülkelere taş çıkarırcasına liberal ekonomi ilkelerini acımasızca uygulayarak suyu bir kâr aracı olarak görmekte ve her yıl üst üste kâr etmelerine rağmen zam üstüne zam yapmaktadırlar.
İşin garip tarafı her yıl suya yaptıkları fahiş orandaki zam nedeniyle elde edilen gelirlerin tamamı yılsonunda belediyelerce su idarelerinin elinden alınarak belediyelerin bütçe açıklarının finanse edilmesinde kullanılmasıdır.
Belediyeler sudan elde ettikleri bu fahiş kârların akıbetini hemşerilerine açıklamak yerine, su idarelerinin bu güne kadar yaptıkları fahiş zamlara dayanak olarak 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun göstermekte idiler.
Ama artık takke düştü ve kel göründü.
Anayasa Mahkemesi, 26 Ocak 2012 Perşembe günü yaptığı toplantıda, Ankara 1. İdare Mahkemesi’nin ilgili 3305 Sayılı Kanun’un 2 maddesiyle değiştirilen 2560 Sayılı Yasa’nın 23. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “…%10’dan aşağı olmayacak nispetinde bir kar oranı esas alınır” ibaresinin iptali ile ilgili olarak açmış olduğu davayı kabul ederek belediyeler ile onlara bağlı su idarelerinin uygulayacakları su tarifelerini belirlerken en az %10 kâr oranı uygulamasını öngören bu maddenin kâr oranının azami olarak ne kadar olacağını belirtmediğini ve hukuk devletinin zorunlu bir unsuru olan yasaların belirli olması ilkesine aykırı olarak idareye su tarifelerinin üst sınırlarının belirlenmesinde sınırsız bir yetki tanınmadığı düşüncesiyle 2560 Sayılı Yasa’nın bu hükmünün Anayasa’nın 2. Maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesine aykırılık oluşturduğunu kabul ederek iptal etmiştir.
Tabir caiz ise Anayasa Mahkemesinin bu kararı ile belediyelerin su idarelerinin ellerinden suya %10 dan fazla yapmış oldukları zam yetkisi bundan böyle ellerinden alınmıştır.
Bu karardan sonra belediyelerin su idarelerinin yapması gereken şey öncelikle yapılan fahiş zammı geri almaları ve belediyelerin bütçe açıklarında kullandıkları su idarelerinin paralarını tekrar suya yatırım yapılması amacıyla ilgili idarelere geri ödemeleridir.
Bu aşamada KOSKİ nin yapması gereken şey ise; Anayasa Mahkemesi karar tarihinden geçerli olmak üzere zammı geri aldığını ve son 5 yıl içinde faaliyet kârı olarak Büyükşehir belediyesine hangi yıl ne kadar miktar ödediğini açıklamasıdır.
Bu arada KOSKİ nin açıklaması gereken bir diğer husus da Maliye Bakanlığının, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye bağlı olarak Resmi Gazete'nin 31 Ocak 2012 sayısında yayımlanan tebliğinin “Memurlar, diğer kamu görevlilerinden kurum ve kuruluşların yönetim kurulu, denetim kurulu gibi, organlarda görev alıyorsa, aldıkları bu görev karşılığında herhangi bir ücret alıyorsa, 15 Ocak'tan itibaren bu görevlerden sadece bir tanesi için ücret ödenecektir” hükmüne uygun olarak Büyükşehir Belediye Başkanı, Genel Müdür ve Yardımcıları ile Yönetim Kurulu Üyelerinden kaç tanesinin hangi yıllarda hangi miktarlarda bu tür ücretler aldıklarını açıklamak olacaktır.
Hukuk Devletinde kamu kurumu yöneticisi olmanın gereği budur
Çünkü Anayasa Mahkemesi, belediyelerin su idarelerinin vatandaşlara sattıkları suya en az yüzde 10 kâr koymalarına imkân veren düzenlemeyi, Anayasa'ya aykırı bularak iptal etmiştir.
Ankara 1. İdare Mahkemesinin bir sivil toplum kuruluşu olan tüketici derneğinin açtığı dava üzerine konuyu anayasa Mahkemesine taşıyıp iptal davası açması sonucunda, davayı karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, 20.11.1981 günlü, 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5.6.1986 günlü, 3305 sayılı Kanun’un 2 maddesiyle değiştirilen 23. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “…%10’dan aşağı olmayacak nispetinde bir kar oranı esas alınır” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE karar vermiştir.
Böylece bu karar sonucunda İSKİ kanununa göre işlem yapan İSKİ ve ASKİ başta olmak KOSKİ de dâhil olmak üzere tüm belediyelerin su işleri ile ilgili idarelerinin yapmış oldukları insafsız ölçülerdeki su zamlarının kanuni dayanağı kalmamıştır.
Anayasa Mahkemesinin Kararı nedeniyle yukarıda ifade ettiğimiz gibi 2012 yılı için suya yapılan fahiş derecedeki zam KOSKİ tarafından geri alınmalı ve su fiyatlarında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Yıllardır yerel ve ulusal basın yayın organlarında defalarca ifade edildiği gibi belediyeler ile onların su idareleri hemşerileri için hayati öneme sahip suyun fiyatını batılı ülkelere taş çıkarırcasına liberal ekonomi ilkelerini acımasızca uygulayarak suyu bir kâr aracı olarak görmekte ve her yıl üst üste kâr etmelerine rağmen zam üstüne zam yapmaktadırlar.
İşin garip tarafı her yıl suya yaptıkları fahiş orandaki zam nedeniyle elde edilen gelirlerin tamamı yılsonunda belediyelerce su idarelerinin elinden alınarak belediyelerin bütçe açıklarının finanse edilmesinde kullanılmasıdır.
Belediyeler sudan elde ettikleri bu fahiş kârların akıbetini hemşerilerine açıklamak yerine, su idarelerinin bu güne kadar yaptıkları fahiş zamlara dayanak olarak 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun göstermekte idiler.
Ama artık takke düştü ve kel göründü.
Anayasa Mahkemesi, 26 Ocak 2012 Perşembe günü yaptığı toplantıda, Ankara 1. İdare Mahkemesi’nin ilgili 3305 Sayılı Kanun’un 2 maddesiyle değiştirilen 2560 Sayılı Yasa’nın 23. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “…%10’dan aşağı olmayacak nispetinde bir kar oranı esas alınır” ibaresinin iptali ile ilgili olarak açmış olduğu davayı kabul ederek belediyeler ile onlara bağlı su idarelerinin uygulayacakları su tarifelerini belirlerken en az %10 kâr oranı uygulamasını öngören bu maddenin kâr oranının azami olarak ne kadar olacağını belirtmediğini ve hukuk devletinin zorunlu bir unsuru olan yasaların belirli olması ilkesine aykırı olarak idareye su tarifelerinin üst sınırlarının belirlenmesinde sınırsız bir yetki tanınmadığı düşüncesiyle 2560 Sayılı Yasa’nın bu hükmünün Anayasa’nın 2. Maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesine aykırılık oluşturduğunu kabul ederek iptal etmiştir.
Tabir caiz ise Anayasa Mahkemesinin bu kararı ile belediyelerin su idarelerinin ellerinden suya %10 dan fazla yapmış oldukları zam yetkisi bundan böyle ellerinden alınmıştır.
Bu karardan sonra belediyelerin su idarelerinin yapması gereken şey öncelikle yapılan fahiş zammı geri almaları ve belediyelerin bütçe açıklarında kullandıkları su idarelerinin paralarını tekrar suya yatırım yapılması amacıyla ilgili idarelere geri ödemeleridir.
Bu aşamada KOSKİ nin yapması gereken şey ise; Anayasa Mahkemesi karar tarihinden geçerli olmak üzere zammı geri aldığını ve son 5 yıl içinde faaliyet kârı olarak Büyükşehir belediyesine hangi yıl ne kadar miktar ödediğini açıklamasıdır.
Bu arada KOSKİ nin açıklaması gereken bir diğer husus da Maliye Bakanlığının, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye bağlı olarak Resmi Gazete'nin 31 Ocak 2012 sayısında yayımlanan tebliğinin “Memurlar, diğer kamu görevlilerinden kurum ve kuruluşların yönetim kurulu, denetim kurulu gibi, organlarda görev alıyorsa, aldıkları bu görev karşılığında herhangi bir ücret alıyorsa, 15 Ocak'tan itibaren bu görevlerden sadece bir tanesi için ücret ödenecektir” hükmüne uygun olarak Büyükşehir Belediye Başkanı, Genel Müdür ve Yardımcıları ile Yönetim Kurulu Üyelerinden kaç tanesinin hangi yıllarda hangi miktarlarda bu tür ücretler aldıklarını açıklamak olacaktır.
Hukuk Devletinde kamu kurumu yöneticisi olmanın gereği budur