Korona vatandaşın cebini yaktı! 

Ekonomist Erdal Özel, “3 ay önce alınan maaş ile bugünkü maaş aynı olsa da, vatandaşın alım gücü aynı değil. Markete gittiğinizde, fatura ödediğinizde bu gerçeği daha net görebilirsiniz” dedi

Kısa süre içerisinde toplumsal ve sosyolojik olarak ciddi bir tahribata neden olan korona virüs, ekonomik olarak da sektörleri ve özellikle Türk halkını darboğaza soktu. 2018 yılının Ağustos ayında bu yana ciddi bir ekonomik çalkantı içinde olan Türkiye ekonomisi, bu süreçle birlikte daha büyük bir sıkıntı altına girdi. Çoğu işletme aylarca kapalı kalırken, milyonlarca insan bu süreçte işsiz kalarak, evine ekmek götüremedi. Ekonomistler, ekonomik olarak çok zorda olan vatandaşın bu süreç ile birlikte yüzde 30-35 oranında gelir kaybı yaşadığı ve alım gücünün düştüğünü söyledi. Gerekli tedbirlerin alınmaması, teşviklerin doğru zamanda ve doğru yere yapılmaması durumunda Türkiye'yi ekonomik olarak daha zorlu günlerin beklediğinin altını çizen Ekonomistler, ağırlığın tarım ve turizm sektörüne verilmesi çağrısında bulundu. 

ÇOĞU SEKTÖR VİRÜSTEN OLUMSUZ ETKİLENDİ

Korona virüsün olumsuz ekonomik etkilerinin Türkiye'de ağırlıklı olarak Mart ayından itibaren görüldüğünü dile getiren Ekonomist Erdal Özel, korona virüsün pek çok işyerinin ticaret hacminin daralmasına sebebiyet verdiğini ifade etti. İş kayıplarının, istihdam eksikliğinin, paramızdaki değer kaybının insanlarımızın gelir düzeyinde ciddi şekilde azalmalara sebebiyet verdiğini aktaran Özel, dijital ve medikal sektörün dışında çoğu sektörün koronadan ekonomik olarak çok olumsuz etkilendiğini kaydetti. 

PİYASA KISA SÜREDE ALT ÜST OLABİLİR

“Eski sisteme göre dijitalleşme arttı. Döviz alım-satım piyasaları çok çeşitlendi” diyen Özel, şunları kaydetti: “Bugün artık sadece döviz büroları ve bankalar döviz ticaretinin yapıldığı yerler değil. Foreks piyasaları da çok aktif. Normal piyasada dönen rakamların çok çok fazlası artık dijital ortamda dönüyor. Anlık aksiyonlar, çok kısa bir süre içinde piyasayı alt üst edebilir. Bu gerçeğe göre adımlar atılmalı. Bugün piyasa dengesi için kısa vadeli önlemler alınıyor. Oysa orta ve uzun vadeli önlemlerimizin de olması gerekir. Döviz ve altın işlemlerinde vergi zammı kararı alındı. Aslında bu beklenen bir karardı. Şimdi önemli olan bundan sonraki süreçte hükümetin bu konuda ne gibi adımlar atacağı. BMSV oranındaki artış, sadece devletin gelirini artırmaya yönelik bir hareket değil. Döviz hareketliliğinde bir yavaşlamanın sağlanması amacıyla da böyle bir karar alınmış olabilir.  Döviz ve altın işlemlerinde vergi zammı, vatandaşı olumsuz etkileyecek. Çünkü dövizin maliyetindeki her artış bize doğrudan olmasa da dolaylı bir şekilde olumsuz olarak yansıyacak.” 

DOĞRU ADIMLARLA 1-2 YIL İÇİNDE EKONOMİ DÜZELİR

Ekonomik verilere bakılınca, açıklanan paketlerle birlikte bir de bu aydan itibaren ekonomik olarak bir hareketlilik beklendiğini vurgulayan Ekonomist Erdal Özel, devletin özellikle tarım ve turizm sektörüne bu süreçten sonra desteğini daha fazla artırması gerektiğini belirtti. Özel, şu ifadelerle konuşmasını sonlandırdı: “ Artık yaz aylarındayız. Devletin ivedilikle desteklemesi gereken sektörler var. Öncelikli olarak ilk etapta ülkeye bir döviz girdisi sağlamalıyız. Turizm ve tarım sektörünü doğru yönlendirebilirsek, teşvikler doğru bir şekilde verilirse, bu süreçten başarılı bir ivme ile çıkarız. Ekonomi üzerinde sayısız kalem var. Borçluluk oranı, faiz giderine bakılınca Türkiye'nin döviz girdisine ihtiyacı olduğu bu anlamda gün yüzüne çıkıyor. Döviz girdisi de en kolay nasıl sağlanır? Turizm ve tarım sektörüne verilecek desteklerle sağlanır. Normalleşme sürecinin 2. döneminde atılan adımlarda döviz girdisi sağlamak amaçlı adımlar fazla. Bu süreçten tamamen hasarsız çıkalım diye bir durum söz konusu olamaz. Desteklemeler tam yapılır, teşvikler ona göre verilirse önümüzdeki 1-2 yıl içinde işlerin yoluna girebileceğini söyleyebiliriz.  Aşama aşama gidecek her şey. Halk doğrudan bu gidişatın olumlu yönlerini hissedemeyecek. İşini kaybedenler var. Ay sonunda birkaç ay öncesi aldığı maaş ile bugün aldığı maaş aynı olmasına rağmen, alım gücü düşen insanlar var. Paramız değer kaybetti, insanlarımızın alım gücü düştü. Belki bu süreçte insanlarımızın gelirinde yüzde 30-35 oranında bir gerileme oldu. Markete gidip alışveriş yapıldığı zaman, faturalara bakıldığı zaman gelir oranındaki düşüş, gözle görülür oranda olacaktır. Aynı zamanda son yıllarda tüketime aşırı meyilli bir toplum haline geldik. Vatandaşın da hayatındaki lüks tüketime ara vermesi gerekiyor.”

EMRE ÖZGÜL

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Ekonomi Haberleri