Korkmalı insan. Bir kalbi kırmaktan korkmalı. En kolay kırılacak şeyin kalp olduğunu bilerek, onun telafi edilse de asla eski hâline gelemeyeceğini unutmamalı. Kalp kırmaktan uzaklaştıkça, insanca yaşamanın yolunun güzelleşeceğini, huzur içinde olacağını bilmeli.
Korkmalı insan. Komşusuna, arkadaşlarına, çevresine zarar vermekten korkmalı. Birlikte yaşamanın zorlukları olduğunu fakat bu zorlukların, insanı insan yapan özelliklerin başında geldiğini bilmeli. Surat asmanın karşındakine zehirli ok fırlatmak, gülümsemenin aradaki buz dağlarını eritivermek olduğunu çıkarmamalı aklından.
Korkmalı insan. Kötü söz söylemekten, gıybet etmekten, dedikodu yapmaktan korkmalı. Atalarımızın, “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.” dediğini unutmamalı. Birçok kavganın, savaşın söz ile başladığını bilmeli. Bazen de susmanın en büyük erdem olduğunu bilerek davranmalı. Gömmeli bazı sırları, bir daha hiç çıkarmamacasına.
Korkmalı insan. Yalan söylemekten korkmalı. Bir yalanın bin doğrunun yönünü değiştirdiğini bilmeli. Doğru giden ya da gidecek olan yolun yalanla, yanlışla yönleneceğini unutmamalı. Hayatımızın akışının yalanlarla bozulacağını; kötülük ve çirkinliklerin yalanla başlayıp yalandan besleneceğini hatırlamalı.
Korkmalı insan. Hak yemekten, haksızlık etmekten korkmalı. Başkasının hakkını yemenin çalmanın bir çeşidi olduğunu çıkarmamalı düşüncesinden. Kendi hakkına riayet ederek yaşamanın onurunu kirletmemeli, ufak ya da büyük çıkarlar uğruna. Haksızlık etmenin sonunun, bir gün kendisine de dokunacağını bilerek yaşamalı.
Bir çoğumuz söze, “Ben hiçbir şeyden korkmam!” diyerek başlarız. Allah’ın insanoğluna verdiği duygulardan biridir korkmak. Karanlıklardan, çirkinliklerden, barbarlıklardan ve aklımıza hemencecik geliveren ve bizi yıldırmaya çalışan kötülüklerden korkmamalıyız tabii ki. Ama korkmalıyız zarar vermekten, yıkmaktan, yakmaktan, yok etmekten… Korkmalıyız dünyayı çirkinleştiren her türlü davranıştan. Korkmalı insan…