Kooperatifçilik örnek bi kalkınma modeli

PANKOBİRLİK Genel Başkan Recep Konuk, Uluslararası Kooperatifler Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında ülkemizdeki işletme ölçeklerinin çiftçi açısından alırken de satarken de kazanmaya müsait manzara arz etmediğini ifade etti

25 ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, Uluslararası Kooperatifler Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında “Dünya Kooperatifler Birliği tarafından ortak ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaç ve istekleri müşterek sahip olunan ve demokratik olarak kontrol edilen bir işletme yoluyla karşılamak üzere gönüllü olarak bir araya gelen insanların oluşturduğu özerk teşkilattırlar, şeklinde tanımlanan ve dünya genelinde 1 Milyardan fazla, ülkemizde ise 84.232 kooperatife ortak 8.109.225 kişinin güç birliği yapmak için bir araya geldiği kooperatiflere adanmış özel bir gün bugün. Hem el ve güç birliği yapıp omuz omuza vererek ekonomik sistemin etkin aktörü olma iradesini ortaya koyan tüm kooperatiflerin ve kooperatif ortaklarının hem de bu güç ve el birliğine kooperatif iştiraklerinin ürünleri alarak veya kooperatiflere cesaret aşılayan yaklaşımlarıyla manevi desteklerini esirgemeyen, hatta yaptıkları art niyetsiz tenkit ya da önerileriyle kooperatifçiliğe ve tek tek kooperatiflere katkı sunan herkesin Uluslararası Kooperatifler Gününü kutluyorum” dedi.

KOOPERATİFLER HAYATIN HER ALANINA SÜRGÜN VERMİŞTİR

Dünyada ilk kooperatifin 1831 yılında Fransa’da marangozlar tarafından, bugünkü anlamda kooperatifçilik ilkelerini benimsemiş ilk kooperatifin ise 1844’te İngiltere’de 28 dokuma işçisi tarafından kurulduğunu hatırlatan Başkan Konuk, “ülkemizdeki ilk kooperatifin kuruluş tarihi ise 1863’tür. Ülkemiz kooperatifçiliği 156 yıllık bir tecrübeye, dünya kooperatifçiliği ise 2 asrı henüz bulmayan bir tecrübeye sahiptir. İktisadi sisteme kamu ve özel sektörden asırlar sonra dâhil olmasına rağmen kooperatifler ve kooperatif işletmeler özellikle sermayesi ya da birikimi sınırlı olan ya da sermaye olarak koyabileceği emek ve üretimden başka bir şeyi olmayan kesimler için, dünyanın her tarafında ekonomik sistemde nefes alma imkanı tanımış, tek tek sisteme yön veremeyecek kitlelere bir araya gelerek sisteme etkin olarak dahil olma imkanı sağlamıştır. Hangisini başlangıç olarak alırsanız alın, ister marangozları ister dokuma işçilerini kooperatifler oradan filizlenmiş tüm sektörler ve hayatın her alanına sürgün vermiştir. Toplu alımın avantajlarını kullanmak isteyenler tüketim kooperatifleri çatısı altında buluşmuş, zamanla tükettiklerini üretecek vizyonu sergilemiştir. Çocukları ucuz ve kaliteli eğitim alsın diye bir araya gelenler bugün sadece kendi çocuklarına değil, herkesin çocuğuna kaliteli ve ucuz eğitim imkânları sunmaktadır. Finansman zorluklarını bir araya gelip aşmak için kredi kooperatifi kuranlar bugün kooperatif bankaları vasıtasıyla herkese finansal zorluklarda yardımcı olmaktadır. Hayatın belirsizliklerine karşı güvence oluşturmak, emeklilikte kimseye muhtaç olmamak, ölüm, hastalık gibi insan başına gelen durumlarda kendilerinin ve ailelerinin naçar düşmemesi için bir araya gelip sigorta sandığı kuranlar bugün dünyanın her tarafında her alanda kendi ortağı olmayanlara da aynı güvenceyi aynı yaklaşımla sunmaktadır. Konut, sağlık, turizm, yayın gibi onlarca sektör ve alanda ortaklarına hizmet ederken iktisadi sisteme de hem renk hem de dinamizm kazandıran kooperatiflerin belki de en etkin olduğu sektör tarım sektörüdür” diye konuştu.

BİN 255 KOOPERATİF ÜYESİNİN YARISINDAN FAZLASI ÇİFTÇİ

Kooperatif iş modelinin; yapısı gereği işletme ölçeği sınırlı olan ve tek başlarına hareket ettiklerinde hem alırken hem satarken iktisadi sistemin pazarlık gücü açısından en dezavantajlı kesimi olan çiftçiler için icat edilmiş bir sistem olduğunu belirten Başkan Konuk, “nitekim birçok ülkede kooperatif iş modelinin sunduğu fırsatları en çok değerlendirenler de çiftçilerdir. Üretimin finansmanından, girdi maliyetlerinin düşürülmesine, ürünün pazarlamasından, katma değerli hale getirildiği sanayi sürecine, markalaşmadan, kırsalda sağlık, eğitim ve kültürel alanlarda fırsat eşitliğini zedeleyen dezavantajların aşılmasına kadar kooperatifçilik sisteminin sunduğu amaç çeşitliğinin sağlayacağı avantajları en iyi çiftçiler kavramış, kendileri için icat edilmese de kooperatifçilik sistemini dünya genelinde en iyi tarım sektörü değerlendirmiştir. 15 bin süt üreticisinin bir araya geldiği ve pazarlık gücünü arttırmak için kurdukları bir süt kooperatifinin dünyanın çeşitli yerlerinde 20’nin üzerinde fabrikası ve küresel bir markası, 17 Milyar €’yu aşan cirosu bile tarım sektörünün kooperatif iş modelinin sunduğu fırsatları nasıl yakaladığının ya da yakalanabileceğinin tek örnekle ispatıdır. Kesme çiçek üreticilerinin bir araya gelerek başardıklarından, besi üreticilerinin et ürünleri pazarlarında nasıl büyük oyuncu olduğuna, pamuk üreticilerinin yaptıklarından, balıkçılara, pancar üreticilerinden süt üreticilerine, meyve üreticilerinden taze sebze üreticilerine, buğday müstahsillerinden orman köylülerine kadar tarım sektöründeki her ürün kalemi için üreticilikten, sanayiciliğe ya da pazarlamaya tarım sektörünün kooperatifçilik sisteminin sunduğu fırsatı nasıl ortakları için zenginliğe dönüştürdüğüne dair onlarca ülkede yüzlerce örnek gösterilebilir. Bizim ülkemizde de Pancar İstihsal Kooperatiflerinin yaptıkları başta olmak üzere kooperatifçiliği doğru kavrayıp, kooperatifçilik iş modeli ile üretimlerini garanti altına almak için bir araya gelen çiftçileri önce sanayici, sonra bir marka ile rafa kadar taşıyan, tüketimde harcanan paradan ortaklarına pay alan bizim gibi kooperatifler vardır. Ancak, kooperatif iş modelinin ülkemiz tarım sektöründeki tüm ürün guruplarını ve tüm üreticileri kapsadığını söylemek, hatta çoğunluğunu kapsadığını iddia etmek hatta ve hatta kooperatifçiliği hakkını vererek yapan kooperatiflerin sayısının istisna olmaktan çıktığını söylemek imkânsızdır. İstatistiklere bakıldığında rakamlarımız çarpıcı” dedi.

KOOPERATİFÇİLİK BİR SEÇENEK DEĞİL, MECBURİYETTİR

Başkan Konuk, mesajında şu ifadelere yer verdi: “PANKOBİRLİK üyesi kooperatifler ve benzeri birkaç kooperatif maalesef kooperatifçilikteki genel manzaramızın istisnasıdır. Hâlbuki umumi manzaranın tam tersine olması, bizim gibi işletme ölçeğindeki zaaf nedeniyle üretim planlamasının yapılamadığı, çiftçinin pazarlık gücünün olmadığı, alırken de satarken de dezavantajlı olduğu, gelir bölüşümünde kaybedenin hep küçük üretici olduğu bir ülkede işlemeyen kooperatif düzeninin istisna olması gerekirdi. Araştırmanın daha pek çok detayı var. Ancak üzerinde durmamız gereken çok önemli iki tane husus var. Birincisi bu araştırmanın sonuçlarına göre girdi temininde de ürün satışında da araştırmaya konu kooperatiflerimizin yeterli düzeyde olduğunu söylemek zor görünüyor. Üzerinde durmak zorunda olduğumuz ikinci ve belki de en önemli husus ise tarım sektöründeki işletme ölçeğimize bakıldığında bizim kooperatifçiliğe mecbur olduğumuzdur. Yani hem hayvan sayısına hem arazi büyüklüğüne bakıldı

Kooperatifçilik

kalkınma modeli

 

PANKOBİRLİK Genel Başkan Recep Konuk, Uluslararası Kooperatifler Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında ülkemizdeki işletme ölçeklerinin çiftçi açısından alırken de satarken de kazanmaya müsait manzara arz etmediğini ifade etti

 

25 ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, Uluslararası Kooperatifler Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında “Dünya Kooperatifler Birliği tarafından ortak ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaç ve istekleri müşterek sahip olunan ve demokratik olarak kontrol edilen bir işletme yoluyla karşılamak üzere gönüllü olarak bir araya gelen insanların oluşturduğu özerk teşkilattırlar, şeklinde tanımlanan ve dünya genelinde 1 Milyardan fazla, ülkemizde ise 84.232 kooperatife ortak 8.109.225 kişinin güç birliği yapmak için bir araya geldiği kooperatiflere adanmış özel bir gün bugün. Hem el ve güç birliği yapıp omuz omuza vererek ekonomik sistemin etkin aktörü olma iradesini ortaya koyan tüm kooperatiflerin ve kooperatif ortaklarının hem de bu güç ve el birliğine kooperatif iştiraklerinin ürünleri alarak veya kooperatiflere cesaret aşılayan yaklaşımlarıyla manevi desteklerini esirgemeyen, hatta yaptıkları art niyetsiz tenkit ya da önerileriyle kooperatifçiliğe ve tek tek kooperatiflere katkı sunan herkesin Uluslararası Kooperatifler Gününü kutluyorum” dedi.

KOOPERATİFLER HAYATIN HER ALANINA SÜRGÜN VERMİŞTİR

Dünyada ilk kooperatifin 1831 yılında Fransa’da marangozlar tarafından, bugünkü anlamda kooperatifçilik ilkelerini benimsemiş ilk kooperatifin ise 1844’te İngiltere’de 28 dokuma işçisi tarafından kurulduğunu hatırlatan Başkan Konuk, “ülkemizdeki ilk kooperatifin kuruluş tarihi ise 1863’tür. Ülkemiz kooperatifçiliği 156 yıllık bir tecrübeye, dünya kooperatifçiliği ise 2 asrı henüz bulmayan bir tecrübeye sahiptir. İktisadi sisteme kamu ve özel sektörden asırlar sonra dâhil olmasına rağmen kooperatifler ve kooperatif işletmeler özellikle sermayesi ya da birikimi sınırlı olan ya da sermaye olarak koyabileceği emek ve üretimden başka bir şeyi olmayan kesimler için, dünyanın her tarafında ekonomik sistemde nefes alma imkanı tanımış, tek tek sisteme yön veremeyecek kitlelere bir araya gelerek sisteme etkin olarak dahil olma imkanı sağlamıştır. Hangisini başlangıç olarak alırsanız alın, ister marangozları ister dokuma işçilerini kooperatifler oradan filizlenmiş tüm sektörler ve hayatın her alanına sürgün vermiştir. Toplu alımın avantajlarını kullanmak isteyenler tüketim kooperatifleri çatısı altında buluşmuş, zamanla tükettiklerini üretecek vizyonu sergilemiştir. Çocukları ucuz ve kaliteli eğitim alsın diye bir araya gelenler bugün sadece kendi çocuklarına değil, herkesin çocuğuna kaliteli ve ucuz eğitim imkânları sunmaktadır. Finansman zorluklarını bir araya gelip aşmak için kredi kooperatifi kuranlar bugün kooperatif bankaları vasıtasıyla herkese finansal zorluklarda yardımcı olmaktadır. Hayatın belirsizliklerine karşı güvence oluşturmak, emeklilikte kimseye muhtaç olmamak, ölüm, hastalık gibi insan başına gelen durumlarda kendilerinin ve ailelerinin naçar düşmemesi için bir araya gelip sigorta sandığı kuranlar bugün dünyanın her tarafında her alanda kendi ortağı olmayanlara da aynı güvenceyi aynı yaklaşımla sunmaktadır. Konut, sağlık, turizm, yayın gibi onlarca sektör ve alanda ortaklarına hizmet ederken iktisadi sisteme de hem renk hem de dinamizm kazandıran kooperatiflerin belki de en etkin olduğu sektör tarım sektörüdür” diye konuştu.

BİN 255 KOOPERATİF ÜYESİNİN YARISINDAN FAZLASI ÇİFTÇİ

Kooperatif iş modelinin; yapısı gereği işletme ölçeği sınırlı olan ve tek başlarına hareket ettiklerinde hem alırken hem satarken iktisadi sistemin pazarlık gücü açısından en dezavantajlı kesimi olan çiftçiler için icat edilmiş bir sistem olduğunu belirten Başkan Konuk, “nitekim birçok ülkede kooperatif iş modelinin sunduğu fırsatları en çok değerlendirenler de çiftçilerdir. Üretimin finansmanından, girdi maliyetlerinin düşürülmesine, ürünün pazarlamasından, katma değerli hale getirildiği sanayi sürecine, markalaşmadan, kırsalda sağlık, eğitim ve kültürel alanlarda fırsat eşitliğini zedeleyen dezavantajların aşılmasına kadar kooperatifçilik sisteminin sunduğu amaç çeşitliğinin sağlayacağı avantajları en iyi çiftçiler kavramış, kendileri için icat edilmese de kooperatifçilik sistemini dünya genelinde en iyi tarım sektörü değerlendirmiştir. 15 bin süt üreticisinin bir araya geldiği ve pazarlık gücünü arttırmak için kurdukları bir süt kooperatifinin dünyanın çeşitli yerlerinde 20’nin üzerinde fabrikası ve küresel bir markası, 17 Milyar €’yu aşan cirosu bile tarım sektörünün kooperatif iş modelinin sunduğu fırsatları nasıl yakaladığının ya da yakalanabileceğinin tek örnekle ispatıdır. Kesme çiçek üreticilerinin bir araya gelerek başardıklarından, besi üreticilerinin et ürünleri pazarlarında nasıl büyük oyuncu olduğuna, pamuk üreticilerinin yaptıklarından, balıkçılara, pancar üreticilerinden süt üreticilerine, meyve üreticilerinden taze sebze üreticilerine, buğday müstahsillerinden orman köylülerine kadar tarım sektöründeki her ürün kalemi için üreticilikten, sanayiciliğe ya da pazarlamaya tarım sektörünün kooperatifçilik sisteminin sunduğu fırsatı nasıl ortakları için zenginliğe dönüştürdüğüne dair onlarca ülkede yüzlerce örnek gösterilebilir. Bizim ülkemizde de Pancar İstihsal Kooperatiflerinin yaptıkları başta olmak üzere kooperatifçiliği doğru kavrayıp, kooperatifçilik iş modeli ile üretimlerini garanti altına almak için bir araya gelen çiftçileri önce sanayici, sonra bir marka ile rafa kadar taşıyan, tüketimde harcanan paradan ortaklarına pay alan bizim gibi kooperatifler vardır. Ancak, kooperatif iş modelinin ülkemiz tarım sektöründeki tüm ürün guruplarını ve tüm üreticileri kapsadığını söylemek, hatta çoğunluğunu kapsadığını iddia etmek hatta ve hatta kooperatifçiliği hakkını vererek yapan kooperatiflerin sayısının istisna olmaktan çıktığını söylemek imkânsızdır. İstatistiklere bakıldığında rakamlarımız çarpıcı” dedi.

KOOPERATİFÇİLİK BİR SEÇENEK DEĞİL, MECBURİYETTİR

Başkan Konuk, mesajında şu ifadelere yer verdi: “PANKOBİRLİK üyesi kooperatifler ve benzeri birkaç kooperatif maalesef kooperatifçilikteki genel manzaramızın istisnasıdır. Hâlbuki umumi manzaranın tam tersine olması, bizim gibi işletme ölçeğindeki zaaf nedeniyle üretim planlamasının yapılamadığı, çiftçinin pazarlık gücünün olmadığı, alırken de satarken de dezavantajlı olduğu, gelir bölüşümünde kaybedenin hep küçük üretici olduğu bir ülkede işlemeyen kooperatif düzeninin istisna olması gerekirdi. Araştırmanın daha pek çok detayı var. Ancak üzerinde durmamız gereken çok önemli iki tane husus var. Birincisi bu araştırmanın sonuçlarına göre girdi temininde de ürün satışında da araştırmaya konu kooperatiflerimizin yeterli düzeyde olduğunu söylemek zor görünüyor. Üzerinde durmak zorunda olduğumuz ikinci ve belki de en önemli husus ise tarım sektöründeki işletme ölçeğimize bakıldığında bizim kooperatifçiliğe mecbur olduğumuzdur. Yani hem hayvan sayısına hem arazi büyüklüğüne bakıldığında tek tek yapılan üretimin ne alırken kazanmaya ne de satarken kazanmaya müsait bir manzara arz etmediğidir. Özetle kooperatifçilik, sektörün işletme ölçeğinde kaynak sorunlarının aşılmasının başkaca pratik bir yolunun olmaması başta olmak üzere planlı üretim, sektörde yenilenme (teknolojik yenilenme, sermaye biriktirme, toprak analizi vb.) ihtiyacının karşılanabilmesi, ürün üzerinden oluşan katma değerin hakça bölüşülebilmesi, tarla ve market makas açıklığının daraltılabilmesi gibi daha da uzatılabilecek ülkemize has meselelerin çözülebilmesi için bir seçenek değil mecburiyettir.”

HABER MERKEZİ

 

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Ekonomi Haberleri