İyi ki gitmişim Ankara’ya…
TFF’nin Olağanüstü Genel Kurulu’na…
Bazı şeyleri yerinde görmek lazım…
Ankara’da sportif anlamda bir “ağır ağabey”liğimizin, bir “lobi”mizin olduğunu gördüm…
Ayrıca da büyük keyif aldım…
Önemli kongrelerde, seminerlerde, toplantılarda ortaya çıkmak, sesimizi yükseltmek, bir Ankaralı ya da İstanbullu veya bir Trabzonlu gibi özgüvenimiz yoktu…
Kıyıda köşede kalırdık…
Bir “Hoş geldiniz”i esirgerlerdi bizden…
Ortaya çıkmak için ne cesaretimiz ne de özgüvenimiz vardı…
Bunu inkar eden çarpılır…
Peki ya şimdi öyle mi?
Değil işte…
“Hoş geldiniz”i geçtik,
“Selam”a duruyorlar…
Dün peşinde koştuklarımızı, bugün peşimizden koşturuyorsak, tek nedendir Mehmet Baykan…
Kimse kusura bakmasın, ama bu böyle…
Baykan ile moral kazandık, keyiflendik…
Daha ne olsun ki?
Evet…
Türkiye Futbol Federasyonu Genel Kurul’unun Konya sporunun gelişmesi için farklı bir önemi ve gururu vardı…
TFF yönetimlerinin olmazsa olmazlarından birisi olarak önemli bir konuma gelen Mehmet Baykan, Yıldırım Demirören’in başkanlığındaki TFF yönetiminde de ağırlığını hissettirdi… Olağanüstü Genel Kurul çalışmalarında Yıldırım Demirören’in, futbol aklına ve spor yöneticiliğine inandığı Mehmet Baykan’dan büyük bir destek aldığını, Baykan’sız adım atmadığını görmek, Konyalılar olarak göğsümüzü kabarttı…
Türk sporunda ve futbolunda zincirin en güçlü halkalarından biri konumuna gelen Mehmet Baykan, Konya’nın sportif anlamda çıtasını yükseltmeye devam ediyor…
Her ne kadar Beşiktaşlı gibi sunulmaya çalışılsa da, Baykan’ın iyi bir Konyalı ve bazıları gibi “alüminyum”dan değil, “çelik” gibi Konyaspor’lu olduğunu bilenler biliyor…
TFF’nin Olağanüstü Genel Kurul’un da, Konyalılara özel bir ilginin olmasının tek bir nedeni vardı Mehmet Baykan…
Kim ne derse desin, kim ne yazarsa yazsın, başka söze gerek yok aslında…
Sportif anlamda Konya’yı sırtladığı bir realite…
Tabi ülkemizi de…
Özetlersem;
Her şehrin kendine özgü değerleri var…
Mevlana bir değer…
Tartışılmaz…
Her ne kadar sahipsiz bırakılsa da, Konyaspor, bu şehir için bir değer…
Konya’nın dünya’ya açılan penceresi…
Ama Mehmet Baykan’da bir değer…
Unutmamak lazım…
Hem Konya hem de Türk sporu için…
Diyeceksiniz ki, “ Görev bölümü yapıldı, ama Mehmet Baykan’ın ismi yok.”
Sadece şunu söyleyeyim, TFF yönetiminde Yıldırım Demirören’den sonra gelen ikinci adam…
Mesele kurullar da isminin olması ya da olmaması değil, mesele mevcut yönetimde “akil” adam olması.
***
Yeni yönetim bir yol haritası çizmeli…
Kabul etmek gerekir ki, futboldaki mevcut kaotik ortam sadece bugünden değil, daha ağırlıklı olarak geçmişin günahlarından, yanlışlarından, yönetici egolarından kaynaklı…
Pisliklerin halının altına süpürülmesi gibi bir durumu var futbolun…
Yöneticilerin, teknik adamların, futbolcuların kronikleşmiş hatalar silsilesi ile bugünlere geldi futbolumuz…
Türk futbolunun bir türlü iki yakasının bir araya gelmemesinin asıl nedeni o!
Kimse inkar edemez…
O nedenle Yıldırım Demirören ve ekibini zorlu bir süreç bekliyor…
TFF Başkanı Demirören varlığını hissettirmeli, davulu boynuna, tokmağı kulüplere vermemeli, en önemlisi de güven ve huzur ortamını oluşturmalı…
Çünkü, bunu yapacak gücü de var duruşu da…
Özellikle TFF yönetimindeki insanların kişisel egolarını bastırmalıdır…
Göreve yeni seçilenleri, Türk futbolunu bu “kaos”tan çıkarmak için “ortak akıl”da buluşturmalıdır…
Türk futbolu “aydınlığa” ancak bu kararlılık ve duruşla çıkabilir…
Hazreti Mevlana’nın “Ok gibi doğru olursam uzağa atarlar beni, yay gibi eğri olursam, elde tutarlar beni” diye güzel bir sözü var…
Ok gibi doğru ol, istedikleri kadar uzağa atsınlar…
Önemli olan “doğru” olmak, “doğru” durmak.
TFF’nin Olağanüstü Genel Kurulu’na…
Bazı şeyleri yerinde görmek lazım…
Ankara’da sportif anlamda bir “ağır ağabey”liğimizin, bir “lobi”mizin olduğunu gördüm…
Ayrıca da büyük keyif aldım…
Önemli kongrelerde, seminerlerde, toplantılarda ortaya çıkmak, sesimizi yükseltmek, bir Ankaralı ya da İstanbullu veya bir Trabzonlu gibi özgüvenimiz yoktu…
Kıyıda köşede kalırdık…
Bir “Hoş geldiniz”i esirgerlerdi bizden…
Ortaya çıkmak için ne cesaretimiz ne de özgüvenimiz vardı…
Bunu inkar eden çarpılır…
Peki ya şimdi öyle mi?
Değil işte…
“Hoş geldiniz”i geçtik,
“Selam”a duruyorlar…
Dün peşinde koştuklarımızı, bugün peşimizden koşturuyorsak, tek nedendir Mehmet Baykan…
Kimse kusura bakmasın, ama bu böyle…
Baykan ile moral kazandık, keyiflendik…
Daha ne olsun ki?
Evet…
Türkiye Futbol Federasyonu Genel Kurul’unun Konya sporunun gelişmesi için farklı bir önemi ve gururu vardı…
TFF yönetimlerinin olmazsa olmazlarından birisi olarak önemli bir konuma gelen Mehmet Baykan, Yıldırım Demirören’in başkanlığındaki TFF yönetiminde de ağırlığını hissettirdi… Olağanüstü Genel Kurul çalışmalarında Yıldırım Demirören’in, futbol aklına ve spor yöneticiliğine inandığı Mehmet Baykan’dan büyük bir destek aldığını, Baykan’sız adım atmadığını görmek, Konyalılar olarak göğsümüzü kabarttı…
Türk sporunda ve futbolunda zincirin en güçlü halkalarından biri konumuna gelen Mehmet Baykan, Konya’nın sportif anlamda çıtasını yükseltmeye devam ediyor…
Her ne kadar Beşiktaşlı gibi sunulmaya çalışılsa da, Baykan’ın iyi bir Konyalı ve bazıları gibi “alüminyum”dan değil, “çelik” gibi Konyaspor’lu olduğunu bilenler biliyor…
TFF’nin Olağanüstü Genel Kurul’un da, Konyalılara özel bir ilginin olmasının tek bir nedeni vardı Mehmet Baykan…
Kim ne derse desin, kim ne yazarsa yazsın, başka söze gerek yok aslında…
Sportif anlamda Konya’yı sırtladığı bir realite…
Tabi ülkemizi de…
Özetlersem;
Her şehrin kendine özgü değerleri var…
Mevlana bir değer…
Tartışılmaz…
Her ne kadar sahipsiz bırakılsa da, Konyaspor, bu şehir için bir değer…
Konya’nın dünya’ya açılan penceresi…
Ama Mehmet Baykan’da bir değer…
Unutmamak lazım…
Hem Konya hem de Türk sporu için…
Diyeceksiniz ki, “ Görev bölümü yapıldı, ama Mehmet Baykan’ın ismi yok.”
Sadece şunu söyleyeyim, TFF yönetiminde Yıldırım Demirören’den sonra gelen ikinci adam…
Mesele kurullar da isminin olması ya da olmaması değil, mesele mevcut yönetimde “akil” adam olması.
***
Yeni yönetim bir yol haritası çizmeli…
Kabul etmek gerekir ki, futboldaki mevcut kaotik ortam sadece bugünden değil, daha ağırlıklı olarak geçmişin günahlarından, yanlışlarından, yönetici egolarından kaynaklı…
Pisliklerin halının altına süpürülmesi gibi bir durumu var futbolun…
Yöneticilerin, teknik adamların, futbolcuların kronikleşmiş hatalar silsilesi ile bugünlere geldi futbolumuz…
Türk futbolunun bir türlü iki yakasının bir araya gelmemesinin asıl nedeni o!
Kimse inkar edemez…
O nedenle Yıldırım Demirören ve ekibini zorlu bir süreç bekliyor…
TFF Başkanı Demirören varlığını hissettirmeli, davulu boynuna, tokmağı kulüplere vermemeli, en önemlisi de güven ve huzur ortamını oluşturmalı…
Çünkü, bunu yapacak gücü de var duruşu da…
Özellikle TFF yönetimindeki insanların kişisel egolarını bastırmalıdır…
Göreve yeni seçilenleri, Türk futbolunu bu “kaos”tan çıkarmak için “ortak akıl”da buluşturmalıdır…
Türk futbolu “aydınlığa” ancak bu kararlılık ve duruşla çıkabilir…
Hazreti Mevlana’nın “Ok gibi doğru olursam uzağa atarlar beni, yay gibi eğri olursam, elde tutarlar beni” diye güzel bir sözü var…
Ok gibi doğru ol, istedikleri kadar uzağa atsınlar…
Önemli olan “doğru” olmak, “doğru” durmak.