Konya’da eskilerin tabiri ile yaz mevsimi bitmek üzere.
Yarısı yaz, yarısı kış kabul edilen Ağustos ayı bitti ve yağış mevsiminin başlangıcı kabul edilen Eylül ayı geldi artık.
Yaz mevsimi boyunca belediyelerin çalışmaları birkaç caddede kaldırım düzenleme çalışmasından ileri gitmediği görülmüştü.
Bunu gören sadece Konyalılar değilmiş.
Elin oğlu bu gerçeği taa Mersin’den görmüş olacak ki, Konya’ya tabir caiz ise altından kalkılamayacak ölçüde bir büyük taş atıldı geçen hafta.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, altyapı çalışmalarından dem başladığı sözünde peyzaj çalışmaları konusunu da işin içine katarak Konya Büyükşehir Belediyesi’nin başarısız olduğunu iddia etti.
Kendilerinin birinci önceliklerinin altyapı çalışmaları olduğunu ve problemi çözdüklerini ifade eden Mersin Başkanının, bazı kesimlerin belediyecilik anlamında Ankara, Kayseri ve Konya’daki peyzaj çalışmalarını örnek gösterdiğini de hatırlatarak sözlerine şöyle devam ettiğini gazetelerden ve basın yayın organlarından okuduk.
“Ankara, Kayseri ve Konya gibi şehirlerde 1 saat aşırı yağış olduğu zaman kent sular içinde kalıyor. Mersin’de ise böyle bir sorun 10 yıldır yaşanmamaktadır. Bizim belediyecilik anlayışımız ve önceliğimiz göz boyamak değil, sorunlara kalıcı çözüm üretmektir.”
Hani son bir iki yıldır kurak mevsimden sonra yağışlı periyoda girildiği falan ifade ediliyordu ya, Mersin Belediye Başkanından böyle bir çıkış beklenmiyordu desek yeri var.
Meseleye siyasi ve ideolojik açıdan bakmadan gerçekleri ortaya koymak lazım.
Mersin'in başkanı doğru tespitleri doğru sözlerle söylüyor.
Ne zaman bir yağış olsa biz bu gerçekle yüz yüze kalıyoruz ama çözüm bir türlü gelmiyor.
Hemen her yağışta Konya’nın çilesi yağmur suları ve dolayısıyla aksayan trafik olmaktadır.
Hatta bunun için Mersin'in başkanın söylediği gibi 1 saatlik şiddetli yağışa bile gerek yok.
Konya’mızda yağmur orta şiddette ve 30 dakika bile yağsa alt geçitleri sular basıyor, asfalt yollar karşıdan karşıya geçilmez bir hal alıyor, nerede ise her taraf su için de kalıyor.
Hatta çoğu yerde yaya kaldırımlarında bile yürünemiyor artık.
Övündüğümüz(!) asfalt yollardan geçen araçlar yavaş bile gitseler, yollardaki suları kaldırımlara sıçratıyorlar ve kaldırımlar çamur deryası içinde berbat bir hale geliyor.
Zaten Konya’mızdaki sık sık değiştirilen kaldırımlarda kullanılan malzemelerin son derece kalitesiz oluşuna işçiliğin de iyi olmaması eklenince, çekilen sıkıntı vatandaşa iki kat yansıyor.
Bir yaz boyu birinci önceliği alt yapı hizmetlerine vermesi gereken belediyelerin, yaz mevsiminin sona ermek üzere olduğu şu günlerde bile hala çalgı çengi ve elin oğlunun tabiriyle göz boyama işlerine devam etmeleri anlaşılır gibi değildir.
Artık belediyelerin alt yapıdaki eksikler ve bozulmaları görüp düzeltmeleri gereken zaman geldi ve hatta geçmiş durumdadır.
Yoksa bu gidişle yukarılardan çok daha büyük taşlar gelecek tepelerine.
Ve bu atılan taşlar Konya’yı ve Konyalıları değil, Konyalıları kandırmaya çalışanları vuracaktır.