Bütün gariplikler hep Konya’da mı yaşanacak? Futbol da “ötekileştirilme” ile “berikileştirilme”nin fitili hep bu şehirden mi ateşlenecek? Fi tarihinde Konyaspor ile Konya İdmanyurdu, Holdingler döneminde, Kombassan Konyaspor ve Konya Endüstrispor karşı karşıya getirilmeye çalışılmış, ama becerilememişti. Yani becerememişlerdi. Günümüzde de Konyaspor ile Konya Şekerspor karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor. Birileri tekere çomak sokmaya çalışıyor. Dahası şehrin huzurunu kaçırmak için yoğun mesai harcıyor.
Konya futbolunda son günlerde tehlikeli bir oyun sahnelenmeye ve bu şehrin gözbebeği Konyaspor ile yine bu şehrin önemli bir markası Şeker Kurumunu karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar.
Konya için ciddi anlamda bir tehlike.
Konya’nın Dünya’ya, ülkemizin de Avrupa’ya açılan penceresi olmasını istediğimiz, gözbebeğimiz, sevdamız, onunla sevinip, onunla üzüldüğümüz bir Konyaspor’umuz var. Her şeyini dert edindiğimiz, bazen kendimizden çok düşündüğümüz, uğruna kavga ettiğimiz, en yakınlarımızın kalbini kırdığımız ve çok şeyden vazgeçtiğimiz. Şehrin Mevlana’dan sonraki en büyük değeri.
Yani “Konyaspor”umuz.
Birileri tarafından “ötekileştirilmeye” ve “öcü” gibi gösterilmeye çalışılıyor.
Dedim ya, son günlerdeki “Konyaspor-Şekerspor” çekişmesi sıkıcı olmaya ve bizleri Konyaspor-Konya İdmanyurdu, Konyaspor-Endüstrispor günlerine götürmeye başladı. Dahası Pazar günü oynanacak Konyaspor-Galatasaray maçının bile önüne geçti ister istemez bu durum.
Ancak, ne acıdır ki, hem Konya’nın hem de Şeker kurumunun kanaat önderleri, günlerdir devam eden bu “soğuk savaş”ın, “belden aşağı vuruş”ların önüne geçme yerine suskunluklarını sürdürmeye devam ediyorlar.
Şeker Kurumunda hem “iktidar” hem de “muktedir” olan insanların, alt kadrolarına olan “teslimiyetçi” anlayışlarını ya da o insanlara “biat” etmelerini anlamak mümkün değil! Birileri bu şehre “kötülük” yapmaya, şehrin değerlerini karşı karşıya getirmeye çalışırken, hem Konya Valisi Osman Aydın, hem Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, hem de Şeker Kurumunun birinci adamı Recep Konuk sessizliklerini sürdürüyor ve sahnelenmeye çalışılan oyunun “seyirci”si olmaya devam ediyorlar. Bir düşünür, “Bir kötülüğü beğenen ya da sesini çıkarmayan, o kötülüğü yapandan daha kötüdür” demiş.
Şekerspor’u seviyorum, ama Konyaspor’u daha çok seviyorum. Dolayısıyla da Konyaspor’a zarar verecek, Konyaspor’u rencide edecek her şeye itirazım var. Aynen bu stat olayındaki gibi. Çünkü, sevseniz de sevmeseniz de Konyaspor bu şehrin bir “realite”sidir. Atsak atabilir miyiz, satsak satabilir miyiz ya da kapının önüne koyabilir miyiz? Bu söylediklerim Şekerspor için de geçerli. Şekerspor’da her şeyiyle bu şehrin bir gerçeğidir.
Ancak, geriye dönüp bakmakta da fayda var.
Nerede Gençlerbirliği?
Nerede Konya İdmanyurdu?
Nerede Konya Endüstrispor?
Soruyorum nerede bu takımlar şimdi?
Konyaspor mu?..
İki yakası bir araya gelmese de bugün Konya’yı Süper Lig’de temsil ediyor.
Stat üzerinden Konyaspor’a aba altından sopa gösterilmesi hoş değil. Herkes haddini bilecek. Özellikle de Konyaspor ile Şekerspor’u kardeş kavgasına taşımak, hem Konya’ya hem de Şeker Kurumuna yarar sağlamaz. Yine söylüyorum; Muhatabınız şehrin en önemli marka değeri. Ve stat üzerinden şehrin en önemli marka değerine yapılan en büyük kötülüktür bu. Bunun ötesi yok, izahı da.
Ve esas mesele bütünden hareket etmekse, ortada stat adına bir kalitesizlik varsa, bu sadece stadın ya da zeminin kalitesizliğinden gelen bir durum değildir. “Toplam kalite” ile alakalıdır bu. İçerisinde şehri yönetenlerin de ciddi bir şekilde yer aldığı. Stadın kalitesinin artması, bir anlamda siyasisinin, bürokratının, yöneticisinin, antrenörünün, futbolcusunun, medyasının ve de şehrin dinamiklerinin artması ile doğru orantılıdır. Şehir olarak bu kaliteyi artırabilseydik, bugün stat kavgası değil, neden “Şekerspor’da Süper Lig’de değil” diye kafa patlatırdık.
Konya için ciddi anlamda bir tehlike.
Konya’nın Dünya’ya, ülkemizin de Avrupa’ya açılan penceresi olmasını istediğimiz, gözbebeğimiz, sevdamız, onunla sevinip, onunla üzüldüğümüz bir Konyaspor’umuz var. Her şeyini dert edindiğimiz, bazen kendimizden çok düşündüğümüz, uğruna kavga ettiğimiz, en yakınlarımızın kalbini kırdığımız ve çok şeyden vazgeçtiğimiz. Şehrin Mevlana’dan sonraki en büyük değeri.
Yani “Konyaspor”umuz.
Birileri tarafından “ötekileştirilmeye” ve “öcü” gibi gösterilmeye çalışılıyor.
Dedim ya, son günlerdeki “Konyaspor-Şekerspor” çekişmesi sıkıcı olmaya ve bizleri Konyaspor-Konya İdmanyurdu, Konyaspor-Endüstrispor günlerine götürmeye başladı. Dahası Pazar günü oynanacak Konyaspor-Galatasaray maçının bile önüne geçti ister istemez bu durum.
Ancak, ne acıdır ki, hem Konya’nın hem de Şeker kurumunun kanaat önderleri, günlerdir devam eden bu “soğuk savaş”ın, “belden aşağı vuruş”ların önüne geçme yerine suskunluklarını sürdürmeye devam ediyorlar.
Şeker Kurumunda hem “iktidar” hem de “muktedir” olan insanların, alt kadrolarına olan “teslimiyetçi” anlayışlarını ya da o insanlara “biat” etmelerini anlamak mümkün değil! Birileri bu şehre “kötülük” yapmaya, şehrin değerlerini karşı karşıya getirmeye çalışırken, hem Konya Valisi Osman Aydın, hem Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, hem de Şeker Kurumunun birinci adamı Recep Konuk sessizliklerini sürdürüyor ve sahnelenmeye çalışılan oyunun “seyirci”si olmaya devam ediyorlar. Bir düşünür, “Bir kötülüğü beğenen ya da sesini çıkarmayan, o kötülüğü yapandan daha kötüdür” demiş.
Şekerspor’u seviyorum, ama Konyaspor’u daha çok seviyorum. Dolayısıyla da Konyaspor’a zarar verecek, Konyaspor’u rencide edecek her şeye itirazım var. Aynen bu stat olayındaki gibi. Çünkü, sevseniz de sevmeseniz de Konyaspor bu şehrin bir “realite”sidir. Atsak atabilir miyiz, satsak satabilir miyiz ya da kapının önüne koyabilir miyiz? Bu söylediklerim Şekerspor için de geçerli. Şekerspor’da her şeyiyle bu şehrin bir gerçeğidir.
Ancak, geriye dönüp bakmakta da fayda var.
Nerede Gençlerbirliği?
Nerede Konya İdmanyurdu?
Nerede Konya Endüstrispor?
Soruyorum nerede bu takımlar şimdi?
Konyaspor mu?..
İki yakası bir araya gelmese de bugün Konya’yı Süper Lig’de temsil ediyor.
Stat üzerinden Konyaspor’a aba altından sopa gösterilmesi hoş değil. Herkes haddini bilecek. Özellikle de Konyaspor ile Şekerspor’u kardeş kavgasına taşımak, hem Konya’ya hem de Şeker Kurumuna yarar sağlamaz. Yine söylüyorum; Muhatabınız şehrin en önemli marka değeri. Ve stat üzerinden şehrin en önemli marka değerine yapılan en büyük kötülüktür bu. Bunun ötesi yok, izahı da.
Ve esas mesele bütünden hareket etmekse, ortada stat adına bir kalitesizlik varsa, bu sadece stadın ya da zeminin kalitesizliğinden gelen bir durum değildir. “Toplam kalite” ile alakalıdır bu. İçerisinde şehri yönetenlerin de ciddi bir şekilde yer aldığı. Stadın kalitesinin artması, bir anlamda siyasisinin, bürokratının, yöneticisinin, antrenörünün, futbolcusunun, medyasının ve de şehrin dinamiklerinin artması ile doğru orantılıdır. Şehir olarak bu kaliteyi artırabilseydik, bugün stat kavgası değil, neden “Şekerspor’da Süper Lig’de değil” diye kafa patlatırdık.