KONYASPOR’A ne oldu.. Ligin ilk yarısını, iyi futbol oynanmasa da 37 puanla lider Karabükspor’un ardından gol farkıyla ikinci sırada kapatan Kartallar, ikinci yarının başlamasıyla birlikte geçtikleri düşüsü, bu hafta da ligde tehlike hattında yer alan Hacettepe’ye de yenilerek sürdürdü.. Takımın bu duruma gelmesine akıl-sır ermiyor. İlk yarıdaki takım gitti, yerine korkak, güvensiz bir takım geldi. Konyaspor, ikinci yarılarda ikinci şok dönemi geçirmekte.. Üç sezon önce de Süper ligde, Nurullah Sağlam’dan sonra takımın başına getirilen Ünal Karaman ile ilk devrede iyi bir çıkış yakalanmış, ancak ikinci yarıda önemli bir düşüş yaşanarak ligde son haftalarda kalınmıştı. Konyaspor’da, aynı kabus, iki sezon sonra bu dönemde yaşanıyor..
EVET, bu düşüş, kötü gidiş nereden, nasıl kaynaklandı.. Bunun en önemli nedenini, zor dönemde de olsa takıma sahip çıkan yönetimde aramalıyız.. Konyaspor yönetim kurulunda, daha ligin ilk yarısındaki kopmalar ve bazı yöneticilerin istifaları, yönetim kurulunun gücünü de düşürdü.. Aslında ligin başına gittiğimiz zaman, yanlış ve eksik transferlerle birlikte teknik direktör Hüsnü Özkara’nın getirilmesi de, ikinci yarının 4. haftasında Bucaspor yenilgisinin ardından gönderilmesi de yanlıştı.. Bu değişiklik yapılacaksa, ligin ilk yarısının ardından gerçekleştirilmeliydi. Ama, yönetim ilk yarıda 37 puan toplayan takımın başarılı bir performans göstermesi nedeniyle bunu göze alamadı.. Özkara ile istenmeyerek de olsa göreve devam edildi.
KONYASPOR yönetim kurulu, yanlış kararlarını, Hüsnü Özkara’nın gönderilmesinin ardından takımın başına teknik direktör Fuat Yaman’ı getirmekle sürdürdü.. Altay’da başarılı olamayan Yaman’ın Konyaspor’a ne verebileceği hesaplanmadı bile. Tabi ki, buna antrenör olarak Mehmet Yıldırım’ın görevlendirilmesini de ekleyebiliriz.. Bunda, Mehmet Yıldırım aracılığıyla Fuat Yaman üzerinde baskı kurmak ve takım tertibinde söz sahibi olmak gerçeğinin yattığını kimse inkar edemez.. Amaç, sezon başından buyana göreve getirilmesi planlanan Yıldırım’ı ön plana çıkarmaktı. Ama kulüp arkadaş, eş-dost ilişkileriyle de yönetilmez. Bu da gözden kaçırıldı. İkinci etkende, Fuat Yaman’ın ücretinin düşük olması olabilir. Ama, Konyaspor’un küçük düşünme gibi bir lüksü yoktu. Konyaspor yönetimi, her konuda, Konyaspor’un büyüklüğüne yakışır kararlar vermesi gerekirdi. Küçük düşünmenin cezasını her dönemde olduğu gibi bu sezonda pahalıya ödedik.
KONYASPOR, Karabük ve Buca gibi iki takıma geçilerek ilk iki umutlarını değerlendiremedi.. Ama, ligin ikinci yarısında alınan kötü sonuçlarla play-off şansı da zora girdi.. Aslında, teknik direktör Ziya Doğan’ın göreve başlamasından sonra takımın düzeleceği ve seri galibiyetler almaya başlayacağı konusunda umutlanmıştık.. Ziya hocanın inatçı yapısı bunu gerektirirdi. Ancak, Hacettepe karşısında izlediğimiz Konyaspor’da, her ne kadar Poljac’ın kazası nedeniyle moraller bozuk olsa da oyun kurgusunda önemli bir gelişme olmadığını gözledik. Takımda, moral motivasyonu kadar, güven duygusu da yok. Yönetici ve teknik adamların kalan 5 maçta yapacakları en iyi çalışma, taktik kadar moral motivasyonunun geliştirilmesi ve futbolculara güven duygusunun aşılanması olmalıdır.. Aksi halde, Konyaspor’u son 5 hafta da çok zor bir dönem beklemekte.
HACETTEPE maçına baktığımızda, yine tekrarlıyorum, oyun kurgusunda hiç önemli bir değişiklik yoktu. Topa sahip olmayan, iki pas yapamayan, gol adamlarını topla buluşturamayan, kanatları etkili kullanamayan bir takımın kazanması düşünülemez.. Bunu, Konyaspor teknik direktörü Ziya Doğan da çok iyi bilir. Kendisine futbol dersi verecek değiliz. Ama, Ziya Hoca’nın antrenmanlarda kanat varyasyonlarına, orta sahanın göbeğinde yer alan futbolcuların oyuna daha çok katkı sağlamaları için gerekli çalışmalara ağırlık vereceğine inanıyoruz. Yaptığı hatanın cezasını kadro dışı kalarak ödeyen Yusuf’a gelince; Futbol, sadece koşmakla, sağa-sola saldırmakla oynanmaz. Futbol akıl işidir. Sahada görevini yapmayacaksın, oyuna hiç katkı sağlamayacaksın. Ardından da kalkıp oyundan alınınca formanı atacaksın.. Sen kimsin ki!.. Konyaspor’da futbolcu olmaya çalışıyorsun. Bu ve bunun gibi futbolcular aklını başına toplamalı. Aldıkları paranın hakkını vermeli. Giydikleri formayı şerefleriyle taşımalılar.
KONYASPOR-Hacettepe maçının ilk yarısının ardından ve sonunda gelişen olaylar ise Konyaspor’a hiç mi hiç yakışmadı. Bir kaç kendisini bilmez kişinin gerçekleştirdiği olayların faturası Konyaspor’a ağır olabilir. Saha kapatma, seyircisiz oynama veya ağır para cezası verilirse hiç şaşmamalıyız, verilecek ceza karşısında da sesimizi çıkarmamalıyız. Bunun suçunu da kendimizde aramalıyız. Geçtiğimiz hafta içerisinde trafik kazası geçiren Poljac’ın yüzde 90 tekerlekli sandalyeye bağımlı kalacağı ve doktorların kollarını kurtarmak için çalıştıkları şeklinde talihsiz bir açıklama yapan Konyaspor başkanı Bahattin Karapınar’ın önceki günkü basın toplantısında eleştirdiği hakemler elbette ki iyi değildi, penaltı kararı ağırdı, ama suçu birazda kendimizde aramalıyız.. Takım olarak maç kazanma adına ne yaptık, söyler misiniz?.. Ayrıca, saha içerisinde, kulüp adına görev yapan kişilere baktığımız zaman olayların gerçek suçlularının kimler olduğu da apaçık ortaya çıkmakta.. Gözlemci ve temsilcinin şeref tribününde sözle, rakip futbolcuların da devre arasında soyunma odasına giderken fiziki saldırıya uğraması karşısında verilecek cezanın hesabını kimler verecek?
KONYASPOR yönetim kurulu, yanlış kararlarını, Hüsnü Özkara’nın gönderilmesinin ardından takımın başına teknik direktör Fuat Yaman’ı getirmekle sürdürdü.. Altay’da başarılı olamayan Yaman’ın Konyaspor’a ne verebileceği hesaplanmadı bile. Tabi ki, buna antrenör olarak Mehmet Yıldırım’ın görevlendirilmesini de ekleyebiliriz.. Bunda, Mehmet Yıldırım aracılığıyla Fuat Yaman üzerinde baskı kurmak ve takım tertibinde söz sahibi olmak gerçeğinin yattığını kimse inkar edemez.. Amaç, sezon başından buyana göreve getirilmesi planlanan Yıldırım’ı ön plana çıkarmaktı. Ama kulüp arkadaş, eş-dost ilişkileriyle de yönetilmez. Bu da gözden kaçırıldı. İkinci etkende, Fuat Yaman’ın ücretinin düşük olması olabilir. Ama, Konyaspor’un küçük düşünme gibi bir lüksü yoktu. Konyaspor yönetimi, her konuda, Konyaspor’un büyüklüğüne yakışır kararlar vermesi gerekirdi. Küçük düşünmenin cezasını her dönemde olduğu gibi bu sezonda pahalıya ödedik.
KONYASPOR, Karabük ve Buca gibi iki takıma geçilerek ilk iki umutlarını değerlendiremedi.. Ama, ligin ikinci yarısında alınan kötü sonuçlarla play-off şansı da zora girdi.. Aslında, teknik direktör Ziya Doğan’ın göreve başlamasından sonra takımın düzeleceği ve seri galibiyetler almaya başlayacağı konusunda umutlanmıştık.. Ziya hocanın inatçı yapısı bunu gerektirirdi. Ancak, Hacettepe karşısında izlediğimiz Konyaspor’da, her ne kadar Poljac’ın kazası nedeniyle moraller bozuk olsa da oyun kurgusunda önemli bir gelişme olmadığını gözledik. Takımda, moral motivasyonu kadar, güven duygusu da yok. Yönetici ve teknik adamların kalan 5 maçta yapacakları en iyi çalışma, taktik kadar moral motivasyonunun geliştirilmesi ve futbolculara güven duygusunun aşılanması olmalıdır.. Aksi halde, Konyaspor’u son 5 hafta da çok zor bir dönem beklemekte.
HACETTEPE maçına baktığımızda, yine tekrarlıyorum, oyun kurgusunda hiç önemli bir değişiklik yoktu. Topa sahip olmayan, iki pas yapamayan, gol adamlarını topla buluşturamayan, kanatları etkili kullanamayan bir takımın kazanması düşünülemez.. Bunu, Konyaspor teknik direktörü Ziya Doğan da çok iyi bilir. Kendisine futbol dersi verecek değiliz. Ama, Ziya Hoca’nın antrenmanlarda kanat varyasyonlarına, orta sahanın göbeğinde yer alan futbolcuların oyuna daha çok katkı sağlamaları için gerekli çalışmalara ağırlık vereceğine inanıyoruz. Yaptığı hatanın cezasını kadro dışı kalarak ödeyen Yusuf’a gelince; Futbol, sadece koşmakla, sağa-sola saldırmakla oynanmaz. Futbol akıl işidir. Sahada görevini yapmayacaksın, oyuna hiç katkı sağlamayacaksın. Ardından da kalkıp oyundan alınınca formanı atacaksın.. Sen kimsin ki!.. Konyaspor’da futbolcu olmaya çalışıyorsun. Bu ve bunun gibi futbolcular aklını başına toplamalı. Aldıkları paranın hakkını vermeli. Giydikleri formayı şerefleriyle taşımalılar.
KONYASPOR-Hacettepe maçının ilk yarısının ardından ve sonunda gelişen olaylar ise Konyaspor’a hiç mi hiç yakışmadı. Bir kaç kendisini bilmez kişinin gerçekleştirdiği olayların faturası Konyaspor’a ağır olabilir. Saha kapatma, seyircisiz oynama veya ağır para cezası verilirse hiç şaşmamalıyız, verilecek ceza karşısında da sesimizi çıkarmamalıyız. Bunun suçunu da kendimizde aramalıyız. Geçtiğimiz hafta içerisinde trafik kazası geçiren Poljac’ın yüzde 90 tekerlekli sandalyeye bağımlı kalacağı ve doktorların kollarını kurtarmak için çalıştıkları şeklinde talihsiz bir açıklama yapan Konyaspor başkanı Bahattin Karapınar’ın önceki günkü basın toplantısında eleştirdiği hakemler elbette ki iyi değildi, penaltı kararı ağırdı, ama suçu birazda kendimizde aramalıyız.. Takım olarak maç kazanma adına ne yaptık, söyler misiniz?.. Ayrıca, saha içerisinde, kulüp adına görev yapan kişilere baktığımız zaman olayların gerçek suçlularının kimler olduğu da apaçık ortaya çıkmakta.. Gözlemci ve temsilcinin şeref tribününde sözle, rakip futbolcuların da devre arasında soyunma odasına giderken fiziki saldırıya uğraması karşısında verilecek cezanın hesabını kimler verecek?