Şampiyonluk mücadelesi veren bir takım kaybedebilir, seri beraberlikler alabilir vesaire… Çünkü, takımın adı ne olursa olsun, kaybetme veya berabere kalma kredisi vardır… Buna kimsenin diyecek bir lafı olamaz… Hem de hiç umulmadık takımlara karşı kaybedebilir ya da berabere kalabilir…
Orduspor örneğinde olduğu gibi…
Ama bir şartla…
Kaybederken bile kazanacak gibi oynamışsa, ileriye dönük bir umut vermişse, kaybederken bile rakibinden daha çok pozisyona girmişse, rakibe pozisyon vermemişse, topa daha fazla sahip olmuşsa, futbolcuları ikili mücadelelerde ayakta kalmış ve rakibi pes ettirmişse…
Yani adam gibi futbol oynamış ise…
Eyvallah.
Kartalspor ve Orduspor maçlarına baktığımız zaman, yukarıda sıraladıklarımın hangisini gördük, Konyaspor takımında ya da oyuncularında… Özellikle de Orduspor maçındaki beraberliğin kabul edilebilir, hoş görülebilir bir yanını bulmak, en iyimser insanın bile kolay kolay içine sindirebileceği bir şey değil…
Hiç kimse “Maçın hakemi Serkan Çınar penaltıyı verseydi skor daha farklı olurdu” gibi bir mazeretin arkasına sığınmasın… Konyaspor, ikinci yarıdaki oynadığı futbol, ortaya koyduğu performans ve sahaya yansıttığı mücadele ile dibe vurmuştur…
Özetlersek, Konyaspor ikinci yarıda oynadığı, Çanakkale maçı da dahil, yarına dair bir umut vermemişti… Defansı savunmasız, orta sahası vurdumduymaz, forveti kısırlaştırılmış bir Konyaspor’dan daha iyi neticeler beklemek “zemheri de gül istemek” gibi bir şey olurdu herhalde…
xxx
Hazreti Mevlana’nın “Dün dünle gitti”sinden yola çıkarak, bugün oynanacak Karabükspor maçına değinmekte yarar var…
Sağdan da saysak, soldan da saysak, futbolu bilen, futbol düşünen çoğunluğun ibresi ev sahibi ve Bank Asya’nın lideri olan Karabükspor’a dönük… Bütün olumsuzluklara rağmen futbolun sahada oynandığına ve maçın da sahada kazanıldığına yüzde yüz inananlardanım…
Yani, yanisi şu; Ekonomisi göbekten İMF’ye bağlı, asgari ücretin üç kuruş olduğu bu ülkede, futboldan çuvalla para kazananlar, lüks arabalara binenler, kuş sütünün eksik olduğu sofralara oturanlar, bu kazandıklarının karşılığını bugün verirler umarım…
Kartal’ı geçtik… Ordu’yu da…
Ama, Karabükspor maçından beklentilerimiz büyük… Yeni bir oyun anlayışı, yeni bir sistem, yeni bir ruhla sahaya yayılmalı Konyaspor… Dahası Konyaspor, Karabükspor deplasmanında varını yoğunu ortaya koymalı ve bu işte var olduğunu göstermeli…
Niye mi?
Süper ligdeki sıradan bir takım ekonomik olarak daha güçlü bir yapıya kavuşurken, Bank Asya ve alt lig kulüpleriyle arasındaki uçurum da açılmaya devam ediyor… Bizim gibi kötü yönetilen kulüpler ne büyüyor ne de borcu kapanıyor…
Süper ligde olmanın bir şehre ekonomik ve sosyolojik getirilerini saymıyor bile… Artık ekonomik olarak borçsuz bir kulüp olmanın da, güçlü bir yapıya kavuşmanın da ve bu yapıyı korumak için de süper ligde olmaktan başka çaresi yok Konyaspor’un…
Ekonomik şartlar artık Anadolu kulüplerini, özellikle de şehrinde “öcü” gibi görülen Konyaspor gibi kulüpleri süper ligde olmayı zorunlu bir hale getirmiştir… Benim memleketimin takımı Konyaspor için süper lige çıkmak lüks değil şart oldu… Konya ve Konyaspor, her yıl gelecek 30 milyonun üzerindeki bir geliri elinin tersiyle itecek kadar zengin değil…
İşte bu nedenle, bu şehirden ve bu şehrin takımından kazandıkları ile bir eli yağda bir eli balda olan futbolcuların bugün oynanacak Karabükspor maçından galibiyetle dönmeleri, bir bakıma onların daha çok kazanmalarına da vesile olacaktır… “Her şey para değil” diyorlarsa da, onurları ve şerefleri için tekmeye kafa koysunlar…
Bu kadar basit.
Orduspor örneğinde olduğu gibi…
Ama bir şartla…
Kaybederken bile kazanacak gibi oynamışsa, ileriye dönük bir umut vermişse, kaybederken bile rakibinden daha çok pozisyona girmişse, rakibe pozisyon vermemişse, topa daha fazla sahip olmuşsa, futbolcuları ikili mücadelelerde ayakta kalmış ve rakibi pes ettirmişse…
Yani adam gibi futbol oynamış ise…
Eyvallah.
Kartalspor ve Orduspor maçlarına baktığımız zaman, yukarıda sıraladıklarımın hangisini gördük, Konyaspor takımında ya da oyuncularında… Özellikle de Orduspor maçındaki beraberliğin kabul edilebilir, hoş görülebilir bir yanını bulmak, en iyimser insanın bile kolay kolay içine sindirebileceği bir şey değil…
Hiç kimse “Maçın hakemi Serkan Çınar penaltıyı verseydi skor daha farklı olurdu” gibi bir mazeretin arkasına sığınmasın… Konyaspor, ikinci yarıdaki oynadığı futbol, ortaya koyduğu performans ve sahaya yansıttığı mücadele ile dibe vurmuştur…
Özetlersek, Konyaspor ikinci yarıda oynadığı, Çanakkale maçı da dahil, yarına dair bir umut vermemişti… Defansı savunmasız, orta sahası vurdumduymaz, forveti kısırlaştırılmış bir Konyaspor’dan daha iyi neticeler beklemek “zemheri de gül istemek” gibi bir şey olurdu herhalde…
xxx
Hazreti Mevlana’nın “Dün dünle gitti”sinden yola çıkarak, bugün oynanacak Karabükspor maçına değinmekte yarar var…
Sağdan da saysak, soldan da saysak, futbolu bilen, futbol düşünen çoğunluğun ibresi ev sahibi ve Bank Asya’nın lideri olan Karabükspor’a dönük… Bütün olumsuzluklara rağmen futbolun sahada oynandığına ve maçın da sahada kazanıldığına yüzde yüz inananlardanım…
Yani, yanisi şu; Ekonomisi göbekten İMF’ye bağlı, asgari ücretin üç kuruş olduğu bu ülkede, futboldan çuvalla para kazananlar, lüks arabalara binenler, kuş sütünün eksik olduğu sofralara oturanlar, bu kazandıklarının karşılığını bugün verirler umarım…
Kartal’ı geçtik… Ordu’yu da…
Ama, Karabükspor maçından beklentilerimiz büyük… Yeni bir oyun anlayışı, yeni bir sistem, yeni bir ruhla sahaya yayılmalı Konyaspor… Dahası Konyaspor, Karabükspor deplasmanında varını yoğunu ortaya koymalı ve bu işte var olduğunu göstermeli…
Niye mi?
Süper ligdeki sıradan bir takım ekonomik olarak daha güçlü bir yapıya kavuşurken, Bank Asya ve alt lig kulüpleriyle arasındaki uçurum da açılmaya devam ediyor… Bizim gibi kötü yönetilen kulüpler ne büyüyor ne de borcu kapanıyor…
Süper ligde olmanın bir şehre ekonomik ve sosyolojik getirilerini saymıyor bile… Artık ekonomik olarak borçsuz bir kulüp olmanın da, güçlü bir yapıya kavuşmanın da ve bu yapıyı korumak için de süper ligde olmaktan başka çaresi yok Konyaspor’un…
Ekonomik şartlar artık Anadolu kulüplerini, özellikle de şehrinde “öcü” gibi görülen Konyaspor gibi kulüpleri süper ligde olmayı zorunlu bir hale getirmiştir… Benim memleketimin takımı Konyaspor için süper lige çıkmak lüks değil şart oldu… Konya ve Konyaspor, her yıl gelecek 30 milyonun üzerindeki bir geliri elinin tersiyle itecek kadar zengin değil…
İşte bu nedenle, bu şehirden ve bu şehrin takımından kazandıkları ile bir eli yağda bir eli balda olan futbolcuların bugün oynanacak Karabükspor maçından galibiyetle dönmeleri, bir bakıma onların daha çok kazanmalarına da vesile olacaktır… “Her şey para değil” diyorlarsa da, onurları ve şerefleri için tekmeye kafa koysunlar…
Bu kadar basit.