Ligin ilk yarısında Konyaspor’la ilgili yazdığım yazıların hemen hemen hepsinde “Konyaspor iyi ve göze hoş gelen bir oyun ortaya koyamadığı gibi iyi de mücadele etmiyor, Konyaspor koşmuyor, terlemiyor, futbolcular formalarının hakkını vermiyor” şeklinde cümleler kurmuş ve sürekli Konyaspor’un canlı, diri ve dirençli bir takım olmadığı üzerinde durmuştum.
Konyaspor’un yöneticileri de bizim gibi düşünmüş olacaklar ki, ligin devre arasında çok sayıda futbolcu ile yollarını ayırdılar ve yerine yine çok sayıda oyuncu transfer ettiler.
Konyaspor, takımının neredeyse yarısını değiştirmiş olarak Pazar günü ligin ikinci yarısının ilk maçına çıktı.
Bursaspor karşısında izlediğimiz Konyaspor, ilk yarıdaki takıma nazaran daha çok koşan, daha çok mücadele eden, daha canlı ve daha diri bir görünüm verdi. Ligin güçlü takımlarından olan geçen yılın şampiyonu Bursaspor’a karşı oynayan Konyaspor’un ilk yarım saat içindeki oyununa ve mücadelesine bakarak şu kanaatimi dillendirdim. “İlk yarıdaki Konyaspor gitmiş, bambaşka bir Konyaspor gelmiş. Umarım özlediğimiz Konyaspor’a yakında kavuşuruz.”
Beklediğimiz, arzuladığımız ve istediğimiz oyun tarzı en azından böyle olmalı. Takım olarak güzel bir futbol ortaya konamasa dahi rakibinin oyununu bozmak adına çok yüksek bir mücadele örneği ortaya konmalı, savaşmalı ve formanın hakkını koşarak, terleyerek vermeli, ölümüne denecek tarzda canla başla direnç göstermeli. Kaldı ki Konyaspor, Bursaspor maçında hem gereken mücadeleyi verdi hem de oyun olarak eskisiyle yenisiyle tüm futbolcular ellerinden geleni yaptılar ve görevlerini hakkıyla ifa etmeye çalıştılar.
Bilhassa maçın ikinci yarısında Konyaspor’un Bursaspor’dan çok daha üstün bir oyun ortaya koyduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Topla en az oynayan bir takımdan kısa süre içinde bu dereceye yükselen bir takım oluşturulması büyük bir başarıdır. Dileriz bu mücadele ve oyun tek maçla sınırlı kalmaz.
Henüz erken bir kanaat olsa da ilk maçın ardından, yapılan ara transferlerin takıma katkı sağlayacak tarzda ve olumlu olduğunu söylemek mümkündür.
Yapılan transferlerin bazılarının hazır olmadığını, yeni alınan futbolcuların takıma uyum sağlayabilmesi için biraz zamana ihtiyaçları olduğunu ve bazı oyuncuların lisanslarının yetiştirilemediği için kadroya alınamadığını da düşünürsek, Bursaspor maçındaki Konyaspor’un bütün bu olumsuz şartlara rağmen ne kadar iyi ve mücadele dolu bir futbol ortaya koyduğunu daha iyi anlayabiliriz.
Yapılan yeni transferlerin tam kapasite ile oynamaya başlamaları ve takım uyumunun tam sağlanabilmesi sürecini de göz önünde bulundurursak, Konyaspor’un her geçen hafta daha iyi bir konuma geleceğini düşünmek ve görmek istiyoruz.
Sonuç olarak, Bursaspor maçında ortaya konan futbol ve mücadele gelecek için umut vermiş ve alınan 1 puan rakiplerimizin tamamının sıfır çektiği ilk haftada Konyaspor’un hanesine artı olarak yazılmıştır.
Bundan sonraki haftalarda Konyaspor’un oyun ve mücadele itibariyle, Bursaspor maçını aratmayacak tarzda hatta çok daha yüksek seviyede olmasını diler, 3-5 hafta sonra düşme tehlikesini tamamen atlatmış, rahatlamış ve özlediğimiz bir Konyaspor görmeyi arzuladığımızı belirtmek istiyorum.
Mutlu yarınlar efendim.
Konyaspor’un yöneticileri de bizim gibi düşünmüş olacaklar ki, ligin devre arasında çok sayıda futbolcu ile yollarını ayırdılar ve yerine yine çok sayıda oyuncu transfer ettiler.
Konyaspor, takımının neredeyse yarısını değiştirmiş olarak Pazar günü ligin ikinci yarısının ilk maçına çıktı.
Bursaspor karşısında izlediğimiz Konyaspor, ilk yarıdaki takıma nazaran daha çok koşan, daha çok mücadele eden, daha canlı ve daha diri bir görünüm verdi. Ligin güçlü takımlarından olan geçen yılın şampiyonu Bursaspor’a karşı oynayan Konyaspor’un ilk yarım saat içindeki oyununa ve mücadelesine bakarak şu kanaatimi dillendirdim. “İlk yarıdaki Konyaspor gitmiş, bambaşka bir Konyaspor gelmiş. Umarım özlediğimiz Konyaspor’a yakında kavuşuruz.”
Beklediğimiz, arzuladığımız ve istediğimiz oyun tarzı en azından böyle olmalı. Takım olarak güzel bir futbol ortaya konamasa dahi rakibinin oyununu bozmak adına çok yüksek bir mücadele örneği ortaya konmalı, savaşmalı ve formanın hakkını koşarak, terleyerek vermeli, ölümüne denecek tarzda canla başla direnç göstermeli. Kaldı ki Konyaspor, Bursaspor maçında hem gereken mücadeleyi verdi hem de oyun olarak eskisiyle yenisiyle tüm futbolcular ellerinden geleni yaptılar ve görevlerini hakkıyla ifa etmeye çalıştılar.
Bilhassa maçın ikinci yarısında Konyaspor’un Bursaspor’dan çok daha üstün bir oyun ortaya koyduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Topla en az oynayan bir takımdan kısa süre içinde bu dereceye yükselen bir takım oluşturulması büyük bir başarıdır. Dileriz bu mücadele ve oyun tek maçla sınırlı kalmaz.
Henüz erken bir kanaat olsa da ilk maçın ardından, yapılan ara transferlerin takıma katkı sağlayacak tarzda ve olumlu olduğunu söylemek mümkündür.
Yapılan transferlerin bazılarının hazır olmadığını, yeni alınan futbolcuların takıma uyum sağlayabilmesi için biraz zamana ihtiyaçları olduğunu ve bazı oyuncuların lisanslarının yetiştirilemediği için kadroya alınamadığını da düşünürsek, Bursaspor maçındaki Konyaspor’un bütün bu olumsuz şartlara rağmen ne kadar iyi ve mücadele dolu bir futbol ortaya koyduğunu daha iyi anlayabiliriz.
Yapılan yeni transferlerin tam kapasite ile oynamaya başlamaları ve takım uyumunun tam sağlanabilmesi sürecini de göz önünde bulundurursak, Konyaspor’un her geçen hafta daha iyi bir konuma geleceğini düşünmek ve görmek istiyoruz.
Sonuç olarak, Bursaspor maçında ortaya konan futbol ve mücadele gelecek için umut vermiş ve alınan 1 puan rakiplerimizin tamamının sıfır çektiği ilk haftada Konyaspor’un hanesine artı olarak yazılmıştır.
Bundan sonraki haftalarda Konyaspor’un oyun ve mücadele itibariyle, Bursaspor maçını aratmayacak tarzda hatta çok daha yüksek seviyede olmasını diler, 3-5 hafta sonra düşme tehlikesini tamamen atlatmış, rahatlamış ve özlediğimiz bir Konyaspor görmeyi arzuladığımızı belirtmek istiyorum.
Mutlu yarınlar efendim.