Konyaspor’da sular duruldu gibi…
Ziya Doğan’ın takıma getirdiği sinerji ile yeşil-beyazlılar, Kocaeli deplasmanından umdukları bir galibiyetle döndüler…
Umarım devamı gelir…
Gelmeli de…
İlk yarıda öyle ya da böyle ligin tozunu atan yeşil-beyazlı temsilcimiz, ikinci yarıda resmen durdu… Elbette bunun bir değil birçok sebebi vardı… Bunların en başında ise Hüsnü Özkara’nın kafasının rahat olmaması geliyordu…
Özkara, bugün mü gönderecekler yarın mı gönderecekler psikolojisi ile rahat bir çalışma ortamı bulamadı… Yönetimin içerisinde Özkara’nın başarısız olması için dua edenlerin bile olduğunu düşünüyorum…
Işığı Hüsnü Özkara’nın önüne tutup yolunu aydınlatmak yerine gözüne tutanlar oldu… Dahası Hüsnü Hoca’nın eline “kelepçe” ayağına “pranga” vurdular… Aslında bu yaptıkları ile Hüsnü Özkara’yı değil, Konya ve Konyaspor’u cezalandırdılar…
Dolayısıyla da Konyaspor çok şey kaybetti…
xxx
Daha önce de yazdım… Şahsına münhasır bir futbol emekçisidir Ziya Doğan… Doğru bildiğinden “taviz” vermeyen, “kaşı gözü” oynamayan, futbolumuzdaki farklı bir duruş sergileyendir…
Başarıyı arayan yolda her teknik adamın kendine has bir futbol tarzı olabilir… Hüsnü Özkara’nın tarzı farklı, Fuat Yaman’ın ki daha farklı, Ziya Doğan’ın ki ise çok daha farklı olabilir…
İkili ilişkileri de, futbolcularla diyalogları da…
Geçmişte Konyaspor’da kısa bir dönem çalışan Ziya Doğan, mevcut oyuncu yapısını ve takımı daha iyi tanıdıkça oyun sistemini de ona göre belirleyecektir kuşkusuz… Elindeki malzemeden en yararlı olanını bulup çıkaracaktır ortaya… Kuru kavaktan düdük meselesi yani…
Başarır mı başarmaz mı, bunu ilerleyen haftalarda göreceğiz… Ancak, şunu belirtmekte fayda var; Ziya Doğan kulüp, takım ve oyuncu topluluğu üzerinde mutlaka bir sinerji yaratacaktır… Bu sinerjinin de topallayan Konyaspor’a mutlaka bir katkısı olacaktır…
Ziya Doğan, devamlılığı olan ve atletik yapılı oyuncuları tercih eder bildiğim kadarı ile… Sonuca da kaos futboluyla değil, mümkün olduğunca çabuk ve az pasla gitmeye yönelik bir oyun anlayışını sever…
Ama eldeki malzeme Ziya Doğan’ın futbol mantalitesine cevap verir mi vermez mi, bilinmez… Çünkü, Konyaspor’un en büyük eksisi gol ve golcü fukaralığı… Konyaspor futbol takımındaki temel mesele bu…
xxx
Pazar günü Hacettepe ile “var mıyız yok muyuz”a yakın bir maç oynayacağız… Hacettepe takımı için “ununu elemiş, eleğini duvara asmış” diyemeyiz. Çünkü, başkent temsilcisi Bank Asya’ya tutunmak için varını yoğunu ortaya koyacaktır… Konyaspor ilk 6 iddiasını sürdürmek için Pazar günü oynanacak maçı kazanmaktan başka çaresi yok…
Bazılarının sütçü beygiri muamelesi yaptığı, hafife aldığı Hacettepe’ye biz aynı muameleyi yapmamalıyız… Bilinmelidir ki, Hacettepe bize iki kişilik performansla karşı koyacaktır… Pazar günü herkes doğruda birleşmeli… Özellikle Ziya Doğan, sahaya en doğru takımı sürmeli… Sahaya sürdüğü takım da takım gibi durmalı… Takım gibi oynamalı ve takım gibi de kazanmalı…
Bilinmelidir ki, bu maçın geri dönüşü de, telafisi de yok…
Umarım devamı gelir…
Gelmeli de…
İlk yarıda öyle ya da böyle ligin tozunu atan yeşil-beyazlı temsilcimiz, ikinci yarıda resmen durdu… Elbette bunun bir değil birçok sebebi vardı… Bunların en başında ise Hüsnü Özkara’nın kafasının rahat olmaması geliyordu…
Özkara, bugün mü gönderecekler yarın mı gönderecekler psikolojisi ile rahat bir çalışma ortamı bulamadı… Yönetimin içerisinde Özkara’nın başarısız olması için dua edenlerin bile olduğunu düşünüyorum…
Işığı Hüsnü Özkara’nın önüne tutup yolunu aydınlatmak yerine gözüne tutanlar oldu… Dahası Hüsnü Hoca’nın eline “kelepçe” ayağına “pranga” vurdular… Aslında bu yaptıkları ile Hüsnü Özkara’yı değil, Konya ve Konyaspor’u cezalandırdılar…
Dolayısıyla da Konyaspor çok şey kaybetti…
xxx
Daha önce de yazdım… Şahsına münhasır bir futbol emekçisidir Ziya Doğan… Doğru bildiğinden “taviz” vermeyen, “kaşı gözü” oynamayan, futbolumuzdaki farklı bir duruş sergileyendir…
Başarıyı arayan yolda her teknik adamın kendine has bir futbol tarzı olabilir… Hüsnü Özkara’nın tarzı farklı, Fuat Yaman’ın ki daha farklı, Ziya Doğan’ın ki ise çok daha farklı olabilir…
İkili ilişkileri de, futbolcularla diyalogları da…
Geçmişte Konyaspor’da kısa bir dönem çalışan Ziya Doğan, mevcut oyuncu yapısını ve takımı daha iyi tanıdıkça oyun sistemini de ona göre belirleyecektir kuşkusuz… Elindeki malzemeden en yararlı olanını bulup çıkaracaktır ortaya… Kuru kavaktan düdük meselesi yani…
Başarır mı başarmaz mı, bunu ilerleyen haftalarda göreceğiz… Ancak, şunu belirtmekte fayda var; Ziya Doğan kulüp, takım ve oyuncu topluluğu üzerinde mutlaka bir sinerji yaratacaktır… Bu sinerjinin de topallayan Konyaspor’a mutlaka bir katkısı olacaktır…
Ziya Doğan, devamlılığı olan ve atletik yapılı oyuncuları tercih eder bildiğim kadarı ile… Sonuca da kaos futboluyla değil, mümkün olduğunca çabuk ve az pasla gitmeye yönelik bir oyun anlayışını sever…
Ama eldeki malzeme Ziya Doğan’ın futbol mantalitesine cevap verir mi vermez mi, bilinmez… Çünkü, Konyaspor’un en büyük eksisi gol ve golcü fukaralığı… Konyaspor futbol takımındaki temel mesele bu…
xxx
Pazar günü Hacettepe ile “var mıyız yok muyuz”a yakın bir maç oynayacağız… Hacettepe takımı için “ununu elemiş, eleğini duvara asmış” diyemeyiz. Çünkü, başkent temsilcisi Bank Asya’ya tutunmak için varını yoğunu ortaya koyacaktır… Konyaspor ilk 6 iddiasını sürdürmek için Pazar günü oynanacak maçı kazanmaktan başka çaresi yok…
Bazılarının sütçü beygiri muamelesi yaptığı, hafife aldığı Hacettepe’ye biz aynı muameleyi yapmamalıyız… Bilinmelidir ki, Hacettepe bize iki kişilik performansla karşı koyacaktır… Pazar günü herkes doğruda birleşmeli… Özellikle Ziya Doğan, sahaya en doğru takımı sürmeli… Sahaya sürdüğü takım da takım gibi durmalı… Takım gibi oynamalı ve takım gibi de kazanmalı…
Bilinmelidir ki, bu maçın geri dönüşü de, telafisi de yok…