Her ne kadar kupa maçı da olsa Konyasporlu oyuncuların bu kadar kötü oynamaya hakkı yoktu… Pazar günü oynanacak Karabükspor maçını da düşünerek farklı bir kadroyu sürdü sahaya Hüsnü Hoca…Ve bugüne kadar forma şansı bulamayan oyuncuları da görme açısından farklı bir gözle baktı kupa maçına…
Ama olmadı…
Özellikle ilk yarıdaki Ufukhan-Görkem ikilisinin mayası tutmadı…
Savunmanın arkasına atılan her topta yaya kaldı bu iki oyuncu… İkisinden birisi diğerine oranla bir adım öne çıkamadı sahaya yansıttıkları performans ile…
Sahada iki takım arasında fark vardı… Rap şarkıcısı Ceza’nın söylediği gibi… “Seninle benim aramda fark var” diye… Gerçekten iki takım arasında da belirgin bir fark vardı… Gerek maçı isteme gerekse kazanma adına… Bu fark skora da yansıdı zaten… Haklı ve farklı bir galibiyet aldı Altay takımı…
Her iki bölgeden dönen, yani sahipsiz topları hemen hemen maç boyunca sahiplenen Altaylılar, bu sayede oyunu tutan tarafta oldular… Hüsnü Hocanın ikinci yarıdaki müdahalesi de işe yaramadı ve Konyaspor kupaya veda etti…
Kupaya “veda”yı çok takmadım, ama 3-1 içime zehir gibi oturdu… “Sağlık olsun” diyerek geçiştirmemek lazım… Sadece birbirlerine değil, milyarlar kazandıkları futbola da yabancı gibi duran bu oyuncu topluluğu, umarım Karabükspor maçında da aynı haltı yemez…
Benden söylemesi.
***
KONYASPOR SIKINTILI
Konyaspor ekonomik açıdan zor durumda… “Sebebi şuydu ya da şu şöyle yapmış, bu böyle yapmamış” faslına girmeyelim şimdi, çünkü mevzu hem nazik hem de derin… Kulüp bu zorluğundan dolayı yakınında, önünde arkasında pek kimseyi bulamıyor…
Zaten ekonomik anlamda iyi durumda olsa o zaman görürdük en kral Konyasporluları… Bizden daha iyi şehir milliyetçisi veya Konyasporlu olur, ortalıklarda boy gösterirlerdi!!!
Soner Arıca’nın okuduğu bir şarkı var belki dinlemişsinizdir…
“Olmadım mı yanında sen çok yalnızken, sarmadım mı seni kimseler sarmazken. Tutmadın ellerimden ben düşerken, kaçmadın mı gitmedin mi sen” diye de sürer gider…
Tam Konya ve Konyasporluk bir şarkı…
Bu takım yıllarca bu şehrin reklamını yaptı, zaman zaman bu şehri sırtında taşıdı, bu şehrin dünya’ya açılan penceresi oldu, itibar kazandırdı… Ama…
Amasının özü şu; Konya “vefa”yı biliyorsa, Konyaspor’a sahip çıkar… İnanın ki, Konyaspor aldığı hizmetin karşılığını misli misli geri verecektir…
Neyse…
Acı ama kabul etmek gerek…
İMF’ye mideden bağlı bir ülkenin kaderinin bir benzerini yaşıyor bugünlerde Konyaspor… Ne demek istediğimi anlayan anlamıştır…
Sözüm “Varsa nasipte bilirim ben de almasını” diyenlere.
***
ÖNCEL VE ŞANKİDİ
Öncelikle Allah rahmet eylesin…
Önceliği varmış ki, Mehmet Ali Şankidi’den önce davrandı Talat abi…
Konyaspor camiası, geçtiğimiz günlerde iki değerini, daha doğrusu iki kalecisini arka arkaya ebediyete yolcu etti…
Önce Talat Öncel…
Sonra Mehmet Ali Şankidi…
İkisi de siyah-beyazlı Konyaspor’a hizmet etmiş, hem insan olarak hem de sporcu olarak gönüllere taht kurmuşlar…
Talat abi, futbola sevdalandığım çocukluk yıllarımın efsane kalecilerindendi… Sarı Mehmetlerle, Çetin Taşpınarlarla, Ali Büyükbayramlarla birlikte siyah-beyazlı Konyaspor’un başarısı için ter dökmüştü…
Mehmet Ali Şankidi ise Talat abiden daha önce, hem Gençlerbirliği’nde hem de Konyaspor’da file bekçiliği yapmış…
Onun dönemini hatırlamıyorum…
Ama, Nail abiden dinledim Mehmet Ali Şankidi’yi… Mükemmel refleksleri olan, çıkarılmayacak topları çıkaran, farklı bir stili olan kaleciymiş… Daha sonra tanışma fırsatı da buldum kendisiyle… Mütevazi, ama bir o kadar da heyecanlı anlatmıştı Konyaspor’a olan sevdasını…
Hem Talat Öncel hem de Mehmet Ali Şankidi, bu sefer ölüme planjon yaptılar… Yukarıda da dedim ya, önce Talat abi, arkasından da Mehmet Ali Şankidi…
Sanki aceleleri varmış gibi, el ele vererek, sevenlerini üzerek ve eşi dostu dünya’da bırakarak hakk’a yürüdüler…
Diyecek bir şey yok…
Allah’ın rahmeti üzerlerine olsun.
Ama olmadı…
Özellikle ilk yarıdaki Ufukhan-Görkem ikilisinin mayası tutmadı…
Savunmanın arkasına atılan her topta yaya kaldı bu iki oyuncu… İkisinden birisi diğerine oranla bir adım öne çıkamadı sahaya yansıttıkları performans ile…
Sahada iki takım arasında fark vardı… Rap şarkıcısı Ceza’nın söylediği gibi… “Seninle benim aramda fark var” diye… Gerçekten iki takım arasında da belirgin bir fark vardı… Gerek maçı isteme gerekse kazanma adına… Bu fark skora da yansıdı zaten… Haklı ve farklı bir galibiyet aldı Altay takımı…
Her iki bölgeden dönen, yani sahipsiz topları hemen hemen maç boyunca sahiplenen Altaylılar, bu sayede oyunu tutan tarafta oldular… Hüsnü Hocanın ikinci yarıdaki müdahalesi de işe yaramadı ve Konyaspor kupaya veda etti…
Kupaya “veda”yı çok takmadım, ama 3-1 içime zehir gibi oturdu… “Sağlık olsun” diyerek geçiştirmemek lazım… Sadece birbirlerine değil, milyarlar kazandıkları futbola da yabancı gibi duran bu oyuncu topluluğu, umarım Karabükspor maçında da aynı haltı yemez…
Benden söylemesi.
***
KONYASPOR SIKINTILI
Konyaspor ekonomik açıdan zor durumda… “Sebebi şuydu ya da şu şöyle yapmış, bu böyle yapmamış” faslına girmeyelim şimdi, çünkü mevzu hem nazik hem de derin… Kulüp bu zorluğundan dolayı yakınında, önünde arkasında pek kimseyi bulamıyor…
Zaten ekonomik anlamda iyi durumda olsa o zaman görürdük en kral Konyasporluları… Bizden daha iyi şehir milliyetçisi veya Konyasporlu olur, ortalıklarda boy gösterirlerdi!!!
Soner Arıca’nın okuduğu bir şarkı var belki dinlemişsinizdir…
“Olmadım mı yanında sen çok yalnızken, sarmadım mı seni kimseler sarmazken. Tutmadın ellerimden ben düşerken, kaçmadın mı gitmedin mi sen” diye de sürer gider…
Tam Konya ve Konyasporluk bir şarkı…
Bu takım yıllarca bu şehrin reklamını yaptı, zaman zaman bu şehri sırtında taşıdı, bu şehrin dünya’ya açılan penceresi oldu, itibar kazandırdı… Ama…
Amasının özü şu; Konya “vefa”yı biliyorsa, Konyaspor’a sahip çıkar… İnanın ki, Konyaspor aldığı hizmetin karşılığını misli misli geri verecektir…
Neyse…
Acı ama kabul etmek gerek…
İMF’ye mideden bağlı bir ülkenin kaderinin bir benzerini yaşıyor bugünlerde Konyaspor… Ne demek istediğimi anlayan anlamıştır…
Sözüm “Varsa nasipte bilirim ben de almasını” diyenlere.
***
ÖNCEL VE ŞANKİDİ
Öncelikle Allah rahmet eylesin…
Önceliği varmış ki, Mehmet Ali Şankidi’den önce davrandı Talat abi…
Konyaspor camiası, geçtiğimiz günlerde iki değerini, daha doğrusu iki kalecisini arka arkaya ebediyete yolcu etti…
Önce Talat Öncel…
Sonra Mehmet Ali Şankidi…
İkisi de siyah-beyazlı Konyaspor’a hizmet etmiş, hem insan olarak hem de sporcu olarak gönüllere taht kurmuşlar…
Talat abi, futbola sevdalandığım çocukluk yıllarımın efsane kalecilerindendi… Sarı Mehmetlerle, Çetin Taşpınarlarla, Ali Büyükbayramlarla birlikte siyah-beyazlı Konyaspor’un başarısı için ter dökmüştü…
Mehmet Ali Şankidi ise Talat abiden daha önce, hem Gençlerbirliği’nde hem de Konyaspor’da file bekçiliği yapmış…
Onun dönemini hatırlamıyorum…
Ama, Nail abiden dinledim Mehmet Ali Şankidi’yi… Mükemmel refleksleri olan, çıkarılmayacak topları çıkaran, farklı bir stili olan kaleciymiş… Daha sonra tanışma fırsatı da buldum kendisiyle… Mütevazi, ama bir o kadar da heyecanlı anlatmıştı Konyaspor’a olan sevdasını…
Hem Talat Öncel hem de Mehmet Ali Şankidi, bu sefer ölüme planjon yaptılar… Yukarıda da dedim ya, önce Talat abi, arkasından da Mehmet Ali Şankidi…
Sanki aceleleri varmış gibi, el ele vererek, sevenlerini üzerek ve eşi dostu dünya’da bırakarak hakk’a yürüdüler…
Diyecek bir şey yok…
Allah’ın rahmeti üzerlerine olsun.