Yaklaşık 3 ya da 3,5 ay önce “Konyaspor Belediye’ye doğru yola çıktı” başlıklı bir yazı kaleme almıştım.
Konyaspor’un hem ekonomik hem de yönetimsel anlamda büyük bir travma geçirdiğinin altını çizmiştim.
Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in Konyaspor’a mesafeli durduğunu ifade etmiştim.
2008’in 12. ayında yazmış olduğum bu yazıyı tekrar yayımlamakta fayda buluyorum.
Sonrası mı?
Oraya da geleceğim.
Siz önce yazıyı okuyun.
***
Dal rüzgarı affetse bile bir kere kırılmıştır. Kim söylediyse güzel söylemiş. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in Konyaspor Başkanı Mehmet Ali Kuntoğlu’na kırgın olduğunu, dolayısıyla da mesafeli durduğunu sağır sultan bile biliyor. Mehmet Ali Kuntoğlu ve yönetimi, belediye desteği olmadan bu işin olmayacağını anladı anlamasına ama, iş işten geçtikten, gün akşam olduktan sonra. Kuntoğlu ve yönetimi tarafından Belediye Başkanı Tahir Akyürek’e atılan iki adıma, karşıdan bir hamle gelir mi gelmez mi bilinmez. Tahir Akyürek’e düşen, Kuntoğlu’nun uzattığı bu samimi ele karşılık vererek geçmişe bir sünger çekmek. Lafta kolay biliyorum. Bekara karı boşamak gibi bir şey söylediğim. Madalyonun diğer yüzünü de bile bile üstelik. Adamın suratına okkalı bir tokat gibi inen dünkü gerçeklerin ışığında. Mesele uzun ve derin. Ve ayrı bir konu. Mehmet Ali Kuntoğlu’nun, Konyaspor nedeniyle çektiklerini bir kendisi bilir, bir de onu yaratan Allah. “Kendi düşen ağlamaz” diyerek geçiştirilemez bunlar. Var elbet hataları. Ama hataya sürükleyen nedenlere de bakmak lazım. Daha da ötesinde niyete. xxx Akıl servisi yapmak gibi bir kaygımız da yok, ama mesele Konyaspor olunca akan sular duruyor. Bir gerçek var ki; eğer şehrin Belediye Başkanı iseniz, şehrin takımını şemsiyeniz altına almalı, onun da hamiliğini üstlenmelisiniz. Sizden önceki başkanlar gibi. “Bana ne” deme gibi bir lüksünüz yok. Belki kabul etmeniz zor ama, gerçek bu. Konyaspor işinizin bir parçasıdır Sayın Akyürek. Kaderinizdir. Kaçtıkça peşinizden kovalar, gölgeniz gibi sizi takip eder. Tam da bugünkü gibi. Atsanız atabilir, satsanız satabilir misiniz? Ya da kapının önüne koyabilir misiniz? Hayır tabii ki. Başınızın, başımızın tatlı belasıdır Konyaspor. Ailenizin, ailemizin asi ruhu. Ocağınızın, ocağımızın tüten bacası. Uykusuz gecelerinizin, gecelerimizin müsebbibidir.Siz de çok iyi biliyorsunuz ki, Konyaspor bu şehrin bir realitesi, Mevlana’dan sonra dünya’ya açılan penceresidir. Aksini düşünmek, kendinizi, kendimizi inkar etmek olmaz mı? Mehmet Ali Kuntoğlu değil, Konyaspor sizden hakkını istiyor Sayın Akyürek. Şehrin nimetlerinden payına düşeni. Fazlasını değil! Ata da binmeyeceğim, uzağa da gitmeyeceğim. Şehrin asi ruhu futbol takımı “himmet”inize sığınmak üzere Zafer’deki binadan yola çıktı, adım adım Nalçacı’ya, yani size doğru geliyor. Kucağınızda “defolu, kırık dökük” tedavisi mümkün olmayan bir Konyaspor bulmak istemezsiniz sanırım. Aklın yolu bir. El eli yıkar, el de yüzü. Kısacası; bu şehrin Süleyman’ı siz olduğunuza göre; ya bu yönetimi sahiplenecek ya da olağanüstü genel kurulu işaret edip, “frekans”larınızın tuttuğu, “sırdaş”ınız olan bir başkanı ve yönetimi işin başına getireceksiniz.
***
Konyaspor’da durum vahim. Hafta içinde yaşanan olaylar devede kulak bile değil. Konyaspor göz göre göre Abbas!
İşin özü şu; Hiç yenilir yutulur cinsten değildi o laflar. Bir kulüpte yöneticiler darbe! niteliğinde “Ya destek, ya olağanüstü genel kurul, ya da ……” gibi laflar edebiliyor, yarına dair hiçbir umut telakki edemiyorlarsa, varın gerisini siz düşünün.
Anlayacağınız Konyaspor için sözü bittiği yerdeyiz.
Konyaspor yönetimi bugün yarın kulübün anahtarını Vali ya da Büyükşehir Belediye Başkanı’nın masasına bırakırsa kimse şaşırmasın. Çünkü, Konyaspor’da durum içinden çıkılmaz bir hale gelmiş. “Konyaspor Belediye’ye doğru yola çıktı” başlıklı yazıyı tekrarlamamın ana nedeni de bu!
Konyaspor’un hem ekonomik hem de yönetimsel anlamda büyük bir travma geçirdiğinin altını çizmiştim.
Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in Konyaspor’a mesafeli durduğunu ifade etmiştim.
2008’in 12. ayında yazmış olduğum bu yazıyı tekrar yayımlamakta fayda buluyorum.
Sonrası mı?
Oraya da geleceğim.
Siz önce yazıyı okuyun.
***
Dal rüzgarı affetse bile bir kere kırılmıştır. Kim söylediyse güzel söylemiş. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in Konyaspor Başkanı Mehmet Ali Kuntoğlu’na kırgın olduğunu, dolayısıyla da mesafeli durduğunu sağır sultan bile biliyor. Mehmet Ali Kuntoğlu ve yönetimi, belediye desteği olmadan bu işin olmayacağını anladı anlamasına ama, iş işten geçtikten, gün akşam olduktan sonra. Kuntoğlu ve yönetimi tarafından Belediye Başkanı Tahir Akyürek’e atılan iki adıma, karşıdan bir hamle gelir mi gelmez mi bilinmez. Tahir Akyürek’e düşen, Kuntoğlu’nun uzattığı bu samimi ele karşılık vererek geçmişe bir sünger çekmek. Lafta kolay biliyorum. Bekara karı boşamak gibi bir şey söylediğim. Madalyonun diğer yüzünü de bile bile üstelik. Adamın suratına okkalı bir tokat gibi inen dünkü gerçeklerin ışığında. Mesele uzun ve derin. Ve ayrı bir konu. Mehmet Ali Kuntoğlu’nun, Konyaspor nedeniyle çektiklerini bir kendisi bilir, bir de onu yaratan Allah. “Kendi düşen ağlamaz” diyerek geçiştirilemez bunlar. Var elbet hataları. Ama hataya sürükleyen nedenlere de bakmak lazım. Daha da ötesinde niyete. xxx Akıl servisi yapmak gibi bir kaygımız da yok, ama mesele Konyaspor olunca akan sular duruyor. Bir gerçek var ki; eğer şehrin Belediye Başkanı iseniz, şehrin takımını şemsiyeniz altına almalı, onun da hamiliğini üstlenmelisiniz. Sizden önceki başkanlar gibi. “Bana ne” deme gibi bir lüksünüz yok. Belki kabul etmeniz zor ama, gerçek bu. Konyaspor işinizin bir parçasıdır Sayın Akyürek. Kaderinizdir. Kaçtıkça peşinizden kovalar, gölgeniz gibi sizi takip eder. Tam da bugünkü gibi. Atsanız atabilir, satsanız satabilir misiniz? Ya da kapının önüne koyabilir misiniz? Hayır tabii ki. Başınızın, başımızın tatlı belasıdır Konyaspor. Ailenizin, ailemizin asi ruhu. Ocağınızın, ocağımızın tüten bacası. Uykusuz gecelerinizin, gecelerimizin müsebbibidir.Siz de çok iyi biliyorsunuz ki, Konyaspor bu şehrin bir realitesi, Mevlana’dan sonra dünya’ya açılan penceresidir. Aksini düşünmek, kendinizi, kendimizi inkar etmek olmaz mı? Mehmet Ali Kuntoğlu değil, Konyaspor sizden hakkını istiyor Sayın Akyürek. Şehrin nimetlerinden payına düşeni. Fazlasını değil! Ata da binmeyeceğim, uzağa da gitmeyeceğim. Şehrin asi ruhu futbol takımı “himmet”inize sığınmak üzere Zafer’deki binadan yola çıktı, adım adım Nalçacı’ya, yani size doğru geliyor. Kucağınızda “defolu, kırık dökük” tedavisi mümkün olmayan bir Konyaspor bulmak istemezsiniz sanırım. Aklın yolu bir. El eli yıkar, el de yüzü. Kısacası; bu şehrin Süleyman’ı siz olduğunuza göre; ya bu yönetimi sahiplenecek ya da olağanüstü genel kurulu işaret edip, “frekans”larınızın tuttuğu, “sırdaş”ınız olan bir başkanı ve yönetimi işin başına getireceksiniz.
***
Konyaspor’da durum vahim. Hafta içinde yaşanan olaylar devede kulak bile değil. Konyaspor göz göre göre Abbas!
İşin özü şu; Hiç yenilir yutulur cinsten değildi o laflar. Bir kulüpte yöneticiler darbe! niteliğinde “Ya destek, ya olağanüstü genel kurul, ya da ……” gibi laflar edebiliyor, yarına dair hiçbir umut telakki edemiyorlarsa, varın gerisini siz düşünün.
Anlayacağınız Konyaspor için sözü bittiği yerdeyiz.
Konyaspor yönetimi bugün yarın kulübün anahtarını Vali ya da Büyükşehir Belediye Başkanı’nın masasına bırakırsa kimse şaşırmasın. Çünkü, Konyaspor’da durum içinden çıkılmaz bir hale gelmiş. “Konyaspor Belediye’ye doğru yola çıktı” başlıklı yazıyı tekrarlamamın ana nedeni de bu!