Oturmuş bir kadroya sahip Adanaspor...
Sezon başından bu yana yaptıkları en iyi şey, rakip savunmanın dengesini bozarak ya da arkasına sarkarak sonuca gitme becerisi olan bir takım...
Mbilla, Kiobang, Bülent ve diğer sprinter oyuncuların bu tarz takımlar için biçilmiş kaftan olmaları onları sonuca götüren en önemli etken...
Dün oynanan Konyaspor maçında da aynı tarz futbol aklı ile sahaya yayıldı evsahibi takım...
Dahası “Mbilla” denilen futbol cambazı, Konyaspor savunmasının başına bela oldu...
Özellikle attığı ikinci golde, yeşil-beyazlı ekibin defansının bir kısmını Mersin'e, bir kısmını da tersine göndererek, golcülüğünü gösterirken, takımının aldığı 3 puanda aslan payının da sahibi oldu...
Buraya kadar Adanaspor'u yazdık...
Konyaspor'a gelince...
İlk yarıda doğru futbolu oynadı Konyaspor...
İlk yarıyı geçtik...
Ya ikinci yarı?
Uzatmalardaki duran topları saymasak, maç bittiğinde Konyaspor'un değil gol pozisyonu, girişimi bile yoktu...
Adanaspor'un ise bir araba...
Oysaki kazanması gereken, gol atması gereken takım Konyaspor'du...
Ama bu görüntüye göre gol bulabilme şansı Milli Piyango'dan büyük ikramiye çıkma şansı kadardı...
Bu futbolculara Tayfun Hoca mı, yoksa Muharrem Hoca mı, hangisi “geriye yaslanın 1-1'e bağlayın bu maçı” dedi...
Kim?
Yoksa oyuncuların kendileri mi?
İlk yarıda ayarı bozulmuş evsahibi takıma, ikinci yarıda davetiye çıkarmak, hangi futbol aklı merak ediyorum doğrusu...
Olmadı yine...
Yeni bir teknik adamla bu takım uçar kaçar mı?
Kimbilir...
Ama bu futbol aklıyla zor...
Oyunculara da fazla yüklenmemek lazım...
Yara derin...
Dam alçak, değnek kalkmıyor...
Bir deplasman daha hüsranla sonuçlandı...
İroni yapıyorum; Hem oyuncuların, hem yeni gelecek teknik adamların hem de yönetenlerin işi kolay olmayacak...
ANADOLU SELÇUKLU TAD VERMİYOR
Genellikle ortası yok Çamlıdere Şekerspor'un...
Ya çok iyiler ya da çok kötüler...
Ben değil istatikleri söylüyor bunu...
Bu gel-gitlere temel neden yeşil-beyazlı takımın yaş ortalaması...
Yani gençlerin ve tecrübesizlerin çokluğu...
Açıkçası çömez olarak nitelendirilebilecek oyunculara sahip...
Ama yetenekli, mücadeleci, koşan, rakibi bıktıran bir takım...
Olası bir Anadolu Selçukluspor yenilgisi onları sıkıntıya sokabilirdi...
Ama, sıkıntıya onlar değil, Anadolu Selçukluspor girdi...
Teknik direktörleri Bünyamin Süral, “Sorun yaşamamak için bu maçı kazanmalıyız” demiş oyuncularına belli ki...
3 topu direkten dönen konuk takım, sonuca Samet Kılıç'ın attığı tek golle gitti ve Konya'dan 3 puanla ayrılarak rahat bir nefes aldı...
Tabi ki, Anadolu Selçukluspor'un da nefesini keserek...
Kabul...
Anadolu Selçukluspor'un eksileri, artılarından daha fazla...
Ama, mazeret mi?
İşte cevap bulmasını istediğimiz soru bu...
Sezon başında karnımızı kaşıya kaşıya izlediğimiz, içimizdeki umutları yeşerten takıma son 4-5 haftada ne oldu?
Sahi ne oldu?
Birisi çıkıp cevap versin...
Biz 3 aşağı 5 yukarı biliyoruz...
Sadece ekonomik nedenlere bağlamamak lazım...
Dahaları da var tabi ki...
Neyse...
Bu yönetenlerin sorunu...
Dünkü maça teknik anlamda bakmak gerekirse, uç oyuncun yoksa, topu kaleye sokacak oyuncudan yoksunsan, yan ağla dön ağla...
Örneğin Yaser dünkü maçta sahada olsaydı, sonuç ne olurdu?
Diğerlerini saymıyorum bile...
Sadece “Yaser” diyorum...
Bırakın Yaser'i “müadili” bile yoktu dün...
Dolayısla da yenilgi kaçınılmaz oldu...
Küçük çapta bir mucize çevirebilirdi dünkü maçı...
O da olmadı maalesef...
Sonucu kabullenmiş bir oyuncu grubu ile bu maçı çevirebilmek tabi ki zordu...
Bir Rıfat'ı ayırmak gerekir 90 dakikanın ardından...
Oyunun gidişatına itirazda bulunan, yenilgiyi kabullenmeyen bir tavır sergilediği için...
Gerisi mi?
Dün oynadıkları maçın kasetini izlerlerse hak verirler bana.