Ankara her ne kadar deplasman olsa da, Konyasporlu oyuncuların bu kadar kötü oynamaya ve 4-1 gibi rezil bir skora imza atmaya hakları yoktu…
Kafasında kemikleşmiş bir 11’i bulamayan, oynanan 7 maçta da rotasyona giden Ziya Hoca, farklı bir takımla kazanmayı planlamıştı belli ki…
Ama olmadı…
Maya tutmadı…
Sadece birbirlerine değil, milyarlar kazandıkları futbola da Fransız kalan bu oyuncu topluluğu, umarım bugünkü Fenerbahçe maçında da aynı haltı yemez…
Ankaragücü maçında oynanmayan futbola da, alınan 4-1’e de isyan ettim…
“Sağlık olsun” diye geçiştiremedim…
Skora üzüldüm, çokça da Konyaspor’un sokak futboluna…
Hele de “atan”ımızın ve “tutan”ımızın olmadığına…
Kötüydü Konyaspor…
Atan ve karşılayan olmayınca, 4-1’e şükretmek lazım…
Biz de şükrettik…
Skorun bir düzine olmadığına…
“Sırası mı?” dememek lazım…
Bir musibet, bin nasihat meselesi…
Duygularım beni yanıltmazsa, Konyaspor takım gibi durursa, futbolcularda biraz vitese takarlarsa, Fenerbahçe’ye çantada keklik olmadığımızı gösteririz diye düşünüyorum.
xxx
Daha öncede yazmıştım…
Acı, ama gerçek…
İMF’ye mideden bağlı bir ülkenin kaderinin bir benzerini yaşıyor Konyaspor… Hem ekonomik hem de sportif anlamda en fukara günleriyle baş başa şehrin takımı… İlgisizliğin de tavan yaptığı bir süreci yaşıyor yeşil-beyazlı kulübümüz…
Kimsenin de “gıkı” çıkmıyor bu duruma…
Konya, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” vurdumduymazlığında ısrar ediyor… Hele de Sayın Valimizin önderliğinde yapılan toplantılar, verilen sözler, demek ki sahteymiş… “Dostlar alışverişte görsün” misali…
Maskeli toplantıları yemiyoruz artık…
Şimdi yüzlerdeki maskeleri çıkarmanın zamanı…
Eğer Konya’yı seviyorsak…
Eğer, Konyaspor’u önemsiyorsak…
Eğer, “Konyalıyım” diyebiliyorsak…
Çünkü, Konyaspor’un bugün daha çok “şefkat”e ihtiyacı var…
Konyaspor’a kapıların tamamını kapatmamız, şehrin dünya’ya açılan penceresini kapatmak ya da kulübün idam fermanını imzalamak değil de ne?
Bu şehrin atananları, seçilenleri, oda başkanları, dahası bu şehir’in yaşayanları, yasaların kendilerini zor durumda bırakmayacağı bir ortak proje geliştirerek, bu şehrin kulübünü ayağa kaldıramayacaklar ise bırakın bu kulüp amatör kümeye düşsün, kimsenin de “Konyaspor” diye bir karın ağrısı olmasın…
Devekuşu misali…
Devekuşu’na, “Şu yükü taşır mısın” diye sormuşlar. “Ben kuşum” demiş. “Peki o zaman uç da görelim” demişler. “ben deveyim” demiş.
“Anlayana sivrisinek, anlamayana davul zurna” derler ya, işte ondan…
Bunları yazdık diye birileri alınabilir…
Konyaspor için “Erol Taş” olunacaksa da oluruz…
Kendini tanıyan, kaybedeceği bir şeyi olmayan insan neden korksun?
Soframızda kuru fasulyemiz, bir baş kuru soğanımız ve bir parça da kuru ekmeğimiz olduğu müddetçe, yazmaya ve Erol Taş olmaya devam edeceğiz…
xxx
Bugün Fenerbahçe maçı var… Şeref tribününe gözünüzün ucuyla bir bakın… Kimleri göreceksiniz… Konyaspor’un nefes alamadığı dönemlerde ortalarda görünmeyenler, şeref tribününü şereflendirecekler… Salım salım salınarak, arz-ı endamlar edecekler… Belki de yeşil-beyaz kravatları ile Konyaspor’un yanındayız mesajı verecekler…
Eskişehirspor, Bucaspor ve Karabükspor maçlarının “yok”ları, bugün “var”larsa, bilinsin ki, Konyaspor için değil, İstanbul takımı için orada olacaklar…