RÖPORTAJ:
MEHMET AKİF SÜTÇÜ
Konya’nın İHH’nın yardım çalışmalarında her zaman en önde yer aldığını belirten İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Oruç, “Çalışma yaptığımız her yerde de mutlaka Konya’nın bir tuğlası var” dedi.
İKİ YÜZLÜ BİR TOPLUM
İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Oruç, gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Oruç, “Bütün Batı, İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu söylüyor. İsrail’e atılan füzelerden bahsediyor. Hiç kimse İsrail’in Gazze’de çocukların üzerine atılan bombalarından bahsetmiyor. Bunlar iki yüzlü bir toplum ve biz bunlarla mücadele veriyoruz” dedi.
İSRAİL KAN KAYBEDİYOR
İsrail’in Gazze’deki direnişi hiçbir şekilde önleyemediğini ifade eden Oruç, “Savaşın galip tarafı Filistin’dir. İsrail 50’ye yakın askeri öldürüldü ve 500’e yakını yaralandı. İsrail’in işgal ettiği 48 topraklarına füzeler düşüyor. Ama onlar füzelerin soba borusundan yapıldığını ve bir anlam ifade etmediğini belirtiyor. Neden dünyada bunun yaygarasını yapıyorsunuz” diye konuştu.
BATI , HAMAS'I SİNDİREMEDİ
**İsrail’in Gazze üzerindeki kanlı eylemlerine devam ettirmesindeki asıl amacından bahseder misiniz?
-Aslında bugünlerde yaşanan ilk defa olmuyor. Şunun altını çizmek lazım Gazze’de bugün yaşananların sebebi Mescid-Aksa’dır. Gazze’de yaşananlar şunu net bir şekilde söylüyorlar; “Biz İsrail’i kabul etmiyoruz. Başkenti Kudüs olan, Mescid-i Aksa’nın bölünmediği, Müslümanların elinde olduğu ve işgalin bitirildiği bir Filistin Devleti için sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” diyorlar. Mescid-i Aksa’daki bu kararlı tutumları nedeniyle başlarına bunlar geliyor. Tarihi sürece de baktığımızda 2006’ya kadar oluşan bütün sorunlarda İsrail’de dahil Filistin’de seçimler olsun ve kazananın Filistin’i yönetmesini istediler. 2006 seçimleri yapıldı ve dünyanın en şeffaf seçimlerinden birisi gerçekleşti. Seçimi de Hamas kazandı. Hamas bir siyasi partiydi ve seçimden galip ayrıldı. Ancak ne İsrail ne de Batı bunu içine sindiremedi ve kabul etmediler. 2006 seçimlerinin arkasından 2008’de İsrail Gazze’ye bir müdahalede bulundu. O dönemde de bin 500’ten fazla kardeşimiz şehit edildi. 10 bine yakın insan yaralandı ve bütün Gazze’nin altyapısı darmadağın edildi. Bu dönem içerisinde de 2008-2009 operasyonları sonrasında İsrail hiç durmadı ve sürekli operasyonlar yaparak insansız hava uçakları Gazze’nin üzerinde uçmaya devam etti. Gazze abluka altına alınarak boğazı sıkıldı. Mavi Marmara’nın da harekete geçmesi bundan dolayıdır. Saldırılarda sadece Gazze vurulmuyor. 2008 yılında ilaç olmadığı ve hastanelerde tedavi edilemediği için yüzlerce çocuk hayatını kaybetti. Bu şartlar aynı şekilde devam ederse Gazze’nin yavaş ölümü devam ediyor olacak. Bu sürece geldiğimizde de hemen mutabakat hükümetinin ardından bu saldırılar yapıldı. Gene ö dökme kurşun operasyonu sonrasında bütün batının söylediği şey, Filistinlilerin birbirinden ayrıldığını ve birbirleriyle sorunları olduğu yönündeydi. Batı, Filistinlilerin birleşerek barışın gelmesini istiyordu ve öyle de oldu. Hamas ile El Fetih bir araya gelerek hükümet kurdular. Bugün Gazze’de Hamas hükümeti yok ki. Batı Şeria merkezli olan ortak mutabakat hükümetinin bakanları Gazze’yi yönetiyor. Hiçbir sözünü tutmayan tamamen iki yüzlü olan bir topluluk ile karşı karşıyayız. Bunlar da dünyanın bütün egemen güçlerinden tam destek alıyorlar. Yüzde 100 destek ile bunları yapıyorlar. Bütün batı, İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu söylüyor. İsrail’e atılan füzelerden bahsediyor. Hiç kimse İsrail’in Gazze’de çocukların üzerine atılan bombalarından bahsetmiyor.
ÇOCUKLAR HEDEF ALINIYOR
**Gazze’de devam eden direniş nasıl bir sonuç doğuracaktır?
-Direkt çocukları hedef alan bir devlet var. Gazze’deki bütün Müslümanların ölmesi gerektiğini belirten milletvekilleri var. Bu bombaları Gazze’yi gösteren bir tepeye çıkarak sevinen bir topluluk var. Tamamen hastalıklı ve paranoya haline gelmiş bir toplum ile karşı karşıyayız ama Gazze’deki direnişi hiçbir şekilde geri adım attıramıyor. Savaşın galip tarafı Filistin’dir. İsrail 50’ye yakın askeri öldürüldü ve 500’e yakını yaralandı. İsrail’in işgal ettiği 48 topraklarına füzeler düşüyor. Ama onlar füzelerin soba borusundan yapıldığını ve bir anlam ifade etmediğini belirtiyor. Neden dünyada bunun yaygarasını yapıyorsunuz. Madem bu kadar basit silahlar varsa dünyanın en teknolojik koruma kalkanı olan İsrail Koruma Kalkanı’ndan bu füzeler nasıl geçiyor? Nasıl oluyor da Tel Aviv’e düşebiliyor? Amaçları İsrail halkının moralini yüksek tutmak ama atılan her füze İsrail’in sonunun yaklaştığını gösteriyor. İsrail’de can kayıplarının olmamasının sebebi füzelerin geldiği esnada sığınaklara girmesindendir. Aynı imkan Filistin’de de olmuş olsa çocuklarımız hayatlarını kaybetmezlerdi. İnşallah orada Müslümanların onurlu bir şekilde yaşamlarını devam ettirecek ve İsrail’in yenildiğinin bir kere daha altının çizildiği bir ateşkes gelecektir. İnşallah bunu göreceğiz.
İSRAİL’DEN DOST OLMAZ
**İsrail mallarına boykot konusu gündeme bomba gibi düştü. Şimdiden birçok kurum ve iş yeri İsrail menşeili firmaların satışını durdurdu. Türkiye tam anlamıyla İsrail’e karşı boykot uygulayabilir mi?
-İsrail’e karşı diplomatik ilişkiler oldukça düşmüştü. Artık İsrail Türkiye’nin dostu olan bir ülke değildir. Hem halk hem de devlet cephesinde bu şekilde. İsrail ile ilişkilerin düzeltilmesi girişimleri oldu. Ama biz Mavi Marmara olaylarını hatırlatarak İsrail'in bu tür eylemleri tekrar gerçekleştirebileceğini söyledik. Ne yazık ki haklı çıktık. Artık Türkiye’de herkes şunu anladı ki İsrail’den dost olmaz. İsrail’den ancak düşman olur. İsrail, bütün Müslümanların düşmanıdır. Boykot ise mutlaka yapılmalıdır. Sadece İsrail’e karşı değil. İsrail’e destek veren yapıların tamamı boykot edilmelidir. İsrail’in kendi ülkesinde ürettiği uluslararası markaları yoktur. Onlar diğer büyük ülkelerdeki kendi firmalarını kullanıyorlar. Bunlar vasıtasıyla dünyayı ekonomik olarak sömürmeye devam ediyorlar ve bunlarla kazandıkları paralarla sürekli İsrail’i destekliyorlar. Bunlara yönelik kampanyaların mutlaka yapılması gerekiyor. Boykot kampanyaları yapılarak her alanda yapılması lazım. İnsanlar kola içmedi diye hayatlarından hiçbir şey eksilmez. Hamburger yenilmediği zaman aç kalınmaz. Keşke sigara içilmese ama sigara içenlerde Amerikan sigaralarını içmeseler yine konforlarından bir şey eksilmez. Çok sağlam boykot yapılmadı. Paranın İsrail’e yaptıramayacağı hiçbir şey yoktur.
** Gazze’de yaşananlara karşı hükümetin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Hükümet, Mavi Marmara ile beraber çok önemli adımlar attı. İsrail ile diplomatik ilişkiler oldukça düşürüldü. Hamas’ın söylediği şartları bizde söyledik. Mavi Marmara’dan sonra aynı şeyleri söyledik. Daha sonrasında da hükümet İsrail’den özür dilenmesini, tazminat ödenmesini ve ambargonun kaldırılmasını istedi. Bunların olmadığı hiçbir ortamda ilişkileri düzeltmeyeceğiz demişti. Bu önemli bir adımdı ve özür diletildi. Bu çok önemli bir kazanım oldu. Maalesef tazminatla ilgili görüşmeler devam ediyor ama ambargonun kalkması hep ikincil plana koyuldu. Bu saldırılarla yine tekrar görmüş olduk. Ambargonun kalkmadığı sürede atılacak adımların hiçbir anlamı yok. Türkiye Filistin’in yanında olduğunu açıkça bir şekilde gösteriyor. Eğer bu saldırılar devam ederse bunun dozu günden güne artırılarak devam edecektir.
**İHH İnsani Yardım Vakfı’nın Filistin’deki faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?
-İHH olarak Filistin’de uzun yıllardır çalışıyoruz. Filistin’de çok büyük bir ofisimiz var. 2008’de bombalar düştüğünde de biz oradaydık. Bombaların altında yardım çalışmalarını koordine ettik. Bugün de her gün bombalar yağmaya devam ediyor. Biz dün de oradaydık bugün de oradayız. Yoğun bir şekilde de çalışmalarımıza devam ediyoruz. Gazze’de 13 bin yetim çocuğumuz var. Her ay düzenli olarak bu çocukların yanında olmaya çalışıyoruz. Saldırılarla birlikte düzenli dağıtım programları yapıyoruz. Gıda dağıtımları devam ediyor ve 1 milyon liraya yakın bir bütçe hemen bölgeye ulaştırılarak ilaçlar alındı. Sağlık Bakanlığı’na teslim ettik. Bundan sonraki günlerde de bu miktarın çok daha büyük bir şekilde artırarak devam ettireceğiz. Her alanda ihtiyaç var. İnşallah söylediğimiz onurlu ateşkes geldiğinde de Gazze’nin yeniden inşa edilmesi gerekecek. Tahrip edilen altyapının yeniden bakımının yapılması gerekecek. Bugünden arkadaşlar hazırlıklarını yapıyorlar.
KONYA BİN 200 YETİME BAKIYOR
**İHH İhsani Yardım Vakfı aracılığı ile Türkiye’den bir aile Filistin’deki bir yetim çocuğun bakımını üstleniyor. Bu yardım zinciri hakkında neler söylemek istersiniz?
Biraz öncede bahsettiğim gibi 13 bin yetim çocuğa Türkiye’den bir aile 90 liralık bir destek sağlıyor. Bu yetimlerin bin 200’ü Konya’ya ait. Konyalı aileler bu çocuklara sahip çıktılar. Her ay düzenli olarak belirlenen 90 lira İHH’nın hesaplarına yatırıyor ve İHH’da düzenli olarak bu 90 liraları ulaştırıyor. Bu paralar kimi zaman yetimin eğitimi için kullanıyorlar kimi zamanda diğer ihtiyaçları için kullanılıyor. Şunu biliyorlar; Türkiye’den bir aile onlara sahip çıkıyor. Bu 13 bin çocuğumuzdan bir tanesi ise Muhammed Deccar ve bu çocuğumuz İsrail saldırılarında şehit oldu. Bu çocuğun bakımını üstlenen aile Konyalıydı ve çocuklarını kaybetmenin acısını yaşıyorlar.
**İHH İnsani Yardım Vakfı’nda Konya’nın yeri nerededir. Konya, nasıl katkılar sağlamaktadır?
-Konya, İHH çalışmalarında her zaman en önde olan illerimizden bir tanesidir. Hangi proje olursa olsun Konya, ilk adımı atmıştır. Suriye çalışmasında da Konya’dan 110’un üzerinde TIR gönderildi ve Suriye içerisinde dağıtıldı. Pakistan’da yetimler için bir okul inşa ediliyor. Onu da Konya İHH finanse etti. Dünyanın 140 ülkesinde İHH çalışma yapıyor ve çalışma yaptığımız her yerde de mutlaka Konya’nın bir tuğlası vardır.