Selçuklu Başkenti ve Marka kent(!) Konya’mızda Hz. Mevlâna'nın (ks) 737. Vuslat Yıldönümü Anma Törenleri, 7-17 Aralık tarihleri arasında kutlanmaya başladı.
Yıllardır siyasetçiler ve yerel yöneticiler ile akademisyenler hep söyleye gelmişlerdir ki Konya’nın en önemli turistik potansiyeli Hz. Mevlana’yı (ks) anma törenleridir.
7 Aralık’tan bu güne nerede ise bir hafta oldu.
Hz. Mevlana’yı (ks) Anma Törenleri’nin başlangıcından bu güne başta törenlerle ilgili bakan olması hasebiyle Kültür Bakanı olmak üzere, Konya’mızın medarı iftiharı hemşerimiz(!) Dışişleri Bakanı, Konyalı olmasıyla gururlandığımız(!) Milli Eğitim Bakanı ve elbette bu şehrin milletvekillerinden kaç tanesi törenlerin açılışında bulundu?
Büyükşehir Belediyesi’nin davet ettiği anlı şanlı kişilerden kaç tanesi daveti ciddiye aldı ve şehrimize geldi?
Seçim meydanlarında bol keseden vaat etmekle bu işler olmaz.
Zamanı geldiğinde bu vaatleriniz bir tarafa vatandaşlar sizi yanlarında görmek ister.
Hele ki Hz. Mevlana (ks) gibi ünü kıtalar aşan bir Allah (cc) dostu anılıyorsa.
Bu arada günübirlik siyaset açıklamalarının arasında Sanayi(!) şehri Konya’nın ihracat yapamadığı gerçeği, şehrin sanayisinin gelişmişliği ile övünen yöneticilerinin, başkanlarının yüzüne tokat gibi çarpıldı ve maalesef Sanayi(!) şehri Konya ihracatta sınıfta kaldı.
Türkiye İhracatçılar Merkezi'nin verilerine göre 2010 yılının ilk 11 ayında Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 90’ını ihracatı 1 milyar doları aşan 13 il sırtladı. İstanbul, Bursa ve Kocaeli’nin ilk 3’te yer aldığı listeye Konya’nın girememesi akıllara “birçok sektörde öncü olan kentte ihracatın artırılması için yöneticilerin neler yapması(!) gerektiği” sorusunu getirdi.
Türkiye İhracatçılar Merkezi'nin verilerine göre 11 ayda yapılan toplam 100 milyar 683.6 milyon dolarlık ihracatın yüzde 90'ını ihracat şampiyonu 13 il karşılamış oldu. 11 ayda toplam 46 milyar 713.6 milyon dolarlık ihracatıyla İstanbul şampiyon olurken, İstanbul'u 9 milyar 876.8 milyon dolarla Bursa, 7 milyar 839.7 milyon dolarla Kocaeli takip etti. Listede yer alan diğer iller ise, İzmir, Ankara, Gaziantep, Manisa, Denizli, Sakarya, Hatay, Mersin, Adana ve Antalya oldu.
Düşünebiliyor musunuz, İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir, Ankara ne ise de, Gaziantep, Manisa, Denizli, Sakarya, Hatay, Mersin, Adana ve Antalya’nın Konya’nın önünde olması sanayi ve gelişmişliğimizin derecesini de ortaya koyan gerçekler oldu.
Daha 3 ay kadar önce bu şehrin yöneticilerinin yüzüne çarpılan, Amerikalı danışmanlık kuruluşunun 2010 yılında, 371 kent ile ilgili hazırladığı "Yükselen Piyasa Şehirlerinde Kazanmak - Dünyanın En Büyük Fırsatları İçin Rehber (Winning in Emerging-Market Cities: A Guide to the World's Largest Growth Opportunity)" adlı raporundaki sonuç, bu defa ülkemizin bir kuruluşu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından yüzümüze çarpılmış oldu.
Konya’ya ilişkin hiç bir ayrıntının yer almadığı rapordaki veriler karşısında bu şehrin Valisinin, Belediye Başkanlarının, Sanayi ve Ticaret Oda ve Borsalarının başkanları ile her fırsatta gelişiyoruz, güçleniyoruz, kalkınıyoruz açıklamaları yapan Sivil(!) Toplum Kuruluşlarının sessiz kalması oldukça manidardır.
Son yıllarda yakaladığı büyüme oranları ile güya uluslar arası yatırımcıların dikkatini çeken ve kişi başına milli gelirde dünya sıralamasında 15. sıraya yükselen Türkiye'de ihracat rakamları yüzleri güldürmeye(!) devam ederken, Konya’mızın listenin ilk sıralarında yer almaması, bu şehirde yaşayan ve iş yapan insanları olduğu kadar yatırım yapmayı düşünen müteşebbis insanlarında gelecek endişelerini artıracaktır.
TİM Başkanı Büyükekşi’nin açıklamalarına göre, Anadolu sanayisi 2010 yılında ihracat konusunda daha bilinçlenirken ve artık daha fazla Anadolu firması ihracata yönelirken, maalesef bizim yerel yöneticiler, Konya-Ankara hızlı treninin de devreye girmesi ile, Konya’yı Anadolu’nun yükselen yıldızı yapmak yerine daha çok Ankaralı’nın Konya’da ikamet edip Ankara’da çalışabileceği öngörüsüyle, Konya’mızı Ankara’nın bir banliyösü haline getirmeye çalışmaktadırlar.
Ne diyelim, bu rakamlar globalleşmeyle birlikte rekabetin yerel değil, küresel hale geldiğini ve artık globalleşen dünyada devletlerin değil, daha çok şehirlerin öne çıkmakta olduğunu söylemekten geri durmayan belediye başkanların inşallah kulaklarına kar suyu kaçmış olsun.
Son söz barışın, sevginin ve kardeşliğin başkenti olarak ilan edilen Konya’mızda Rektörü henüz atanan Konya Üniversitesi’nin yer seçimi nedeniyle basın yayın organlarına yansıyan tartışmalar üzerine Hz. Mevlana’nın (ks) Mesnevisi’nde bahsettiği küçük bir hikâye olacak.
Rivayete göre Hz. Mevlana (ks), birkaç arkadaşı veya öğrencisiyle yolda giderken yol kenarındaki bir viranede, birbirleriyle sarmaş dolaş, analarını bekleyen köpek eniklerini görürler. Arkadaşlarından veya Öğrencilerden birisi gördüğü manzara karşısında duygulanır ve Mevlana'ya (ks) dönerek “Efendim, şu köpek yavrularındaki muhabbete bakın, insan imreniyor. Nasıl da birbirine sarılmış, kardeşçe yatıyorlar” deyince Hz. Mevlana (ks) şu cevabı vermiş: "Güzel, doğru söylüyorsun. Ama hele önlerine bir kemik at ta ondan sonra gör dostluklarını”
Yıllardır siyasetçiler ve yerel yöneticiler ile akademisyenler hep söyleye gelmişlerdir ki Konya’nın en önemli turistik potansiyeli Hz. Mevlana’yı (ks) anma törenleridir.
7 Aralık’tan bu güne nerede ise bir hafta oldu.
Hz. Mevlana’yı (ks) Anma Törenleri’nin başlangıcından bu güne başta törenlerle ilgili bakan olması hasebiyle Kültür Bakanı olmak üzere, Konya’mızın medarı iftiharı hemşerimiz(!) Dışişleri Bakanı, Konyalı olmasıyla gururlandığımız(!) Milli Eğitim Bakanı ve elbette bu şehrin milletvekillerinden kaç tanesi törenlerin açılışında bulundu?
Büyükşehir Belediyesi’nin davet ettiği anlı şanlı kişilerden kaç tanesi daveti ciddiye aldı ve şehrimize geldi?
Seçim meydanlarında bol keseden vaat etmekle bu işler olmaz.
Zamanı geldiğinde bu vaatleriniz bir tarafa vatandaşlar sizi yanlarında görmek ister.
Hele ki Hz. Mevlana (ks) gibi ünü kıtalar aşan bir Allah (cc) dostu anılıyorsa.
Bu arada günübirlik siyaset açıklamalarının arasında Sanayi(!) şehri Konya’nın ihracat yapamadığı gerçeği, şehrin sanayisinin gelişmişliği ile övünen yöneticilerinin, başkanlarının yüzüne tokat gibi çarpıldı ve maalesef Sanayi(!) şehri Konya ihracatta sınıfta kaldı.
Türkiye İhracatçılar Merkezi'nin verilerine göre 2010 yılının ilk 11 ayında Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 90’ını ihracatı 1 milyar doları aşan 13 il sırtladı. İstanbul, Bursa ve Kocaeli’nin ilk 3’te yer aldığı listeye Konya’nın girememesi akıllara “birçok sektörde öncü olan kentte ihracatın artırılması için yöneticilerin neler yapması(!) gerektiği” sorusunu getirdi.
Türkiye İhracatçılar Merkezi'nin verilerine göre 11 ayda yapılan toplam 100 milyar 683.6 milyon dolarlık ihracatın yüzde 90'ını ihracat şampiyonu 13 il karşılamış oldu. 11 ayda toplam 46 milyar 713.6 milyon dolarlık ihracatıyla İstanbul şampiyon olurken, İstanbul'u 9 milyar 876.8 milyon dolarla Bursa, 7 milyar 839.7 milyon dolarla Kocaeli takip etti. Listede yer alan diğer iller ise, İzmir, Ankara, Gaziantep, Manisa, Denizli, Sakarya, Hatay, Mersin, Adana ve Antalya oldu.
Düşünebiliyor musunuz, İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir, Ankara ne ise de, Gaziantep, Manisa, Denizli, Sakarya, Hatay, Mersin, Adana ve Antalya’nın Konya’nın önünde olması sanayi ve gelişmişliğimizin derecesini de ortaya koyan gerçekler oldu.
Daha 3 ay kadar önce bu şehrin yöneticilerinin yüzüne çarpılan, Amerikalı danışmanlık kuruluşunun 2010 yılında, 371 kent ile ilgili hazırladığı "Yükselen Piyasa Şehirlerinde Kazanmak - Dünyanın En Büyük Fırsatları İçin Rehber (Winning in Emerging-Market Cities: A Guide to the World's Largest Growth Opportunity)" adlı raporundaki sonuç, bu defa ülkemizin bir kuruluşu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından yüzümüze çarpılmış oldu.
Konya’ya ilişkin hiç bir ayrıntının yer almadığı rapordaki veriler karşısında bu şehrin Valisinin, Belediye Başkanlarının, Sanayi ve Ticaret Oda ve Borsalarının başkanları ile her fırsatta gelişiyoruz, güçleniyoruz, kalkınıyoruz açıklamaları yapan Sivil(!) Toplum Kuruluşlarının sessiz kalması oldukça manidardır.
Son yıllarda yakaladığı büyüme oranları ile güya uluslar arası yatırımcıların dikkatini çeken ve kişi başına milli gelirde dünya sıralamasında 15. sıraya yükselen Türkiye'de ihracat rakamları yüzleri güldürmeye(!) devam ederken, Konya’mızın listenin ilk sıralarında yer almaması, bu şehirde yaşayan ve iş yapan insanları olduğu kadar yatırım yapmayı düşünen müteşebbis insanlarında gelecek endişelerini artıracaktır.
TİM Başkanı Büyükekşi’nin açıklamalarına göre, Anadolu sanayisi 2010 yılında ihracat konusunda daha bilinçlenirken ve artık daha fazla Anadolu firması ihracata yönelirken, maalesef bizim yerel yöneticiler, Konya-Ankara hızlı treninin de devreye girmesi ile, Konya’yı Anadolu’nun yükselen yıldızı yapmak yerine daha çok Ankaralı’nın Konya’da ikamet edip Ankara’da çalışabileceği öngörüsüyle, Konya’mızı Ankara’nın bir banliyösü haline getirmeye çalışmaktadırlar.
Ne diyelim, bu rakamlar globalleşmeyle birlikte rekabetin yerel değil, küresel hale geldiğini ve artık globalleşen dünyada devletlerin değil, daha çok şehirlerin öne çıkmakta olduğunu söylemekten geri durmayan belediye başkanların inşallah kulaklarına kar suyu kaçmış olsun.
Son söz barışın, sevginin ve kardeşliğin başkenti olarak ilan edilen Konya’mızda Rektörü henüz atanan Konya Üniversitesi’nin yer seçimi nedeniyle basın yayın organlarına yansıyan tartışmalar üzerine Hz. Mevlana’nın (ks) Mesnevisi’nde bahsettiği küçük bir hikâye olacak.
Rivayete göre Hz. Mevlana (ks), birkaç arkadaşı veya öğrencisiyle yolda giderken yol kenarındaki bir viranede, birbirleriyle sarmaş dolaş, analarını bekleyen köpek eniklerini görürler. Arkadaşlarından veya Öğrencilerden birisi gördüğü manzara karşısında duygulanır ve Mevlana'ya (ks) dönerek “Efendim, şu köpek yavrularındaki muhabbete bakın, insan imreniyor. Nasıl da birbirine sarılmış, kardeşçe yatıyorlar” deyince Hz. Mevlana (ks) şu cevabı vermiş: "Güzel, doğru söylüyorsun. Ama hele önlerine bir kemik at ta ondan sonra gör dostluklarını”