Spor düzleminde, futbol gezegeninde yaşıyoruz. Futbol topu döndükçe, insanlar umulmadık koordinatlarda buluşabiliyor. Türkiye-Letonya milli maçını Haber Türk Spor Müdürü arkadaşım Halil Özer’le takip ettik. İkimiz de İstanbul’da yaşıyoruz ama yüzyüze görüşmemiz kısmet olmuyordu. Özer’le en son 2014 Brezilya Dünya Kupası’nda Sao Paola’daki İngiltere-Uruguay maçını birlikte takip etmiştik. Bir yılı aşkın süredir de, İstanbul’da görüşebilmeyi ıskaladık. Halil kardeşimle, 3 Eylül 2015 Konya gecesinde Türkiye-Letonya maçıyla yeniden rastlaşıp, 90 dakikayı yan yana ahlar vahlar arasında seyrettik. Özellikle, Volkan Şen’in ilk yarıda yakaladığı dört net gol pozisyonunu kaçırdığı anlarda sinir sistemimiz çöktü, mantığımız iflas etti.
Fatih Terim komutasındaki milli takım ilk çeyrekte baskı kurup Letonya kalesini ablukaya aldı. Ancak savunma duvarına çarpan toplarda rakip, kanatlardan tehlikeli kontrataklar basınca, akışkan hücum düzenimiz de tutukluk yapmaya başladı. Bazı anlarda Letonyalıların top çevirmesine izin verdik. Özellikle hücum-savunma arasındaki orta alan bağlantısında kopmalar oldu. Arda Turan’ın oyunu rakip ceza alanına yıkma, çizgiye inen oyuncularımızı topla buluşturma ustalıkları, altı pasa yapılan ortalara bitirici vuruşlar yapılamayınca heba olup gitti.
Fatih Terim maç sonunda yaptığı açıklamada Konya seyircisine teşekkür etti. 42 bin kişilik Büyükşehir Torku Arena’yı dolduran Konyalı, Goltürkler’e 90 dakika boyunca yoğun destek verdi. Özellikle kaleci Vanins ve diğer Letonyalı oyuncuların topu oyuna geç sokup, zamandan çalma eylemsizliklerinde müthiş ıslıklarla rakibi ve hakemi taciz etti. Oyunun soğuduğu anlarda Ay-Yıldızlı delikanlılarımızı başdöndürücü tezahüratlarıyla ateşledi. Temponun hep yüksek irtifada tutulmasına katkı yaptı. Maçın hararetini düşürmemek için, bir tek sahaya çıkıp oynamadıkları kaldı. Konya taraftarı, 12. oyuncu görevini fazlasıyla yerine getirdi. Tüm Türkiye’nin takdirini kazanan bir milli taraftar performansı üretti. Bizce, sahanın en berbatı İsveçli hakem Johannesson, en iyi oyuncumuz ise tarihte ilk kez bu rolü üstlenen Konya’nın milli seyircisi idi.
Kifayetsiz bir hakemin hatalarına mı, kaçırdığımız yaklaşık 10 gol pozisyonuna mı yanalım anlamadık. İşte futbol oyunu böyle bir şey. İkiyi, üçü bulup skor kredisini açmazsan cebine koyduğunu sandığın 3 puanı son anda düşürebilirsin. 90+1’de gelen Sabala’nın golüyle adeta, 1924’den beri aşamadığımız Letonya duvarı adeta üzerimize çöktü. Uzatma golüyle soğuk duş yaşamasaydık, 3 Eylül 2015 Konya gecesi harika bir milli maç sayfası olacaktı. Hollanda’nın evinde İzlanda’ya çelmelenmesi ile Ay-Yıldızlı ekibimiz, 10 puanda kalan Portakallar’ı sollamış olacaktı. Şimdi biz 9, onlar 10 puanda. Hollanda karşısında Konya’da yeni bir futbol sahnesi kurulacak. Letonya maçına takılıp kalmayalım. Yarın yeni bir gün doğacak, diliyoruz yarın, dünden güzel olacak.