Ramazan ayında israfın her türlüsünden kaçınılması, gösterişli sofralardan uzak durulması gerektiğini söyleyen NEÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akpınar, “Biz, nimete değil, nimetlerin gösteriş olarak kullanılmasına haram diyoruz” dedi.
11 ayın Sultanı Ramazan-ı Şerif'te 6 gün geride kaldı. Her yıl kurulan şatafatlı iftar sofraları ve israf, Ramazan ayına gölge düşürmeye devam ediyor. Özellikle 5 yıldızlı otellerde kurulan iftar sofralarında yaşanan israfın önüne de bir türlü geçilemiyor. Kurulan bu sofralarda ihtiyaç sahipleri de yer almıyor. İlahiyatçılar ise ibadet ayı olan Ramazan ayında; israfın üst düzeye çıkmaması ve yapılan yemeklerin çöpe gitmemesi noktasında vatandaşları uyarıyor.
İFTARIN VE SAHURUN BİR ANLAMI VAR
Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akpınar, Ramazan’ın bir mektep olduğunu dile getirdi. Her okula talebe olmak için uyulması gereken kuralların varlığına dikkat çeken Akpınar, “Ramazan ayının ruhuna uygun bir talebe olmalıyız” dedi. Ramazan’ın başından sonuna kadar imsakıyla, orucuyla, iftarıyla, sahuruyla teravih namazıyla tamamen dini ritüellerle dopdolu olan bir ay olduğunu dile getiren Akpınar, “Ramazan ayının bir anlamı var. İftar ve sahur sofralarına sadece yemek yemek için oturmuyoruz. İftar ve sahurla bir ibadetin bitişi ve başlangıcı yapılıyor. Orucun parçasıdır iftar ve sahur. İbadet ruhuna uygun hareket edilmesi gerekir bu ayda. Mesela alkolle abdest alınmaz. Alkolle iftar ve sahur da yapılmaz” diye konuştu.
İSRAFIN HER TÜRLÜSÜNDEN KAÇINMALIYIZ
“Dikkatli olmalıyız. Allah, 'Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz. Allah, israf edenleri sevmez' buyuruyor” diyen Akpınar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mideyi aşırı doldurmak israftır. Gösterişli davetler yapmak israftır. Kurulan sofralarla hava atmak israftır. Çöpe giden, dökülenler israftır. Bu konuda aşırıya kaçmamak gerekir. Hiç kimse Allah'ın helal kıldığı nimetleri haram kılamaz. Biz, nimete değil, nimetlerin gösteriş olarak kullanılmasına haram diyoruz. İftar ve sahur sofraları, meleklerin Müslümanları gözlemlemek için geldiği sofralardır. Onları incitmemek gerekir. İftardan önce, sonra dedikodu, gıybet yapılmaması gerekir. Bunları da israf olarak görmek gerekir.”
OTEL VEYA LOKANTADA İFTAR VERENLERE TAVSİYE
Sadece zenginlerin davet edildiği sofraları peygamberimizin tasvip etmediğini hatırlatan NEÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akpınar, şu cümlelerle konuşmasını noktaladı: “Akrabalarımız zengin olmayabilir. Onları sofralarımıza davet edebiliriz. Komşularımızdan durumu iyi olmayanlar olabilir, onlara soframızı açabiliriz. Konya'da birçok depremzede kardeşimiz var. Onları evimize davet edebiliriz. Fakir, fukarayı sofralarımıza çağırabiliriz. Onlar adına yapılan organizelere destek olabiliriz. Bu hayırlı işlere destek olanlar da oruç tutmuş gibidir. Ya da bir otelde veya restaurantta iftar vermek yerine, bu organizasyonu aşırıya kaçmadan evimizde verebiliriz. Ramazan ayı, paylaşma, dayanışma ayıdır. Az önce ifade ettiğim gibi, Ramazan ayı her yönüyle anlamı olan bir aydır. Allah, herkesin tuttuğu orucu, yaptığı ibadeti kabul eylesin.”
EMRE ÖZGÜL