Babasının isteği üzerine ilkokulu bitirdikten sonra terzi atölyesine çırak olarak başlayan Necati Karakuş, 50 yıl önce parmağına taktığı terzi yüksüğüyle mesleğini ilk günkü gibi özveriyle yapıyor. Mesleğini hala ilk günkü heyecanı ile yaptığını belirten Karakuş, “Sağlım el verdiği sürece bu mesleği yapmaya devam edeceğim” dedi.
MESLEĞE 13 YAŞINDA BAŞLADIM
Kadın terziliği mesleğine 13 yaşında babasının isteği üzerine başladığını belirten Necati Karakuş mesleğe atılma hikâyesini şöyle anlatıyor: “İlkokulu bitirdikten sonra ailemin de kararı ile çalışmaya karar verdim. Babam beni ilk önce farklı meslek dallarına gönderdi ama gittiğim hiçbir işi severek yapamadım. Daha sonra işinin ehli benim de ustam olan Ahmet Karakuş’un yanına çırak olarak başladım. Terzi dükkânından içeriye girdikten sonra içim ısındı ve kadın terziliğine ilk adımımı atmış oldum. Kadın terziliğini sevmemde en büyük pay sahibi ustam oldu. Ustamın çalışma şeklini ve insanlara ona olan saygısı beni çok etkiledi. Kendime ustamı rol model aldım ve onun gibi işinin ehli olan bir olan bir çırak olmak için elimden geleni yaptım ve çok çalıştım bugün mesleğimde 52 yılımı devirdim. Bana bu mesleği öğreten ustama çok şey borçluyum Allah kendisinden razı olsun her zaman ziyaretine giderim”
USTAM İŞİNİN EHLİYDİ
Kadın terziliğinin tüm inceliklerini ustasından öğrendiğini belirten Karakuş, “1975’li yıllarda teknoloji şimdiki kadar gelişmiş değildi dolayısı ile bu tür mesleklerde işini iyi yapmak çok önemliydi. Ustam Ahmet Karakuş o zaman kadın terziliğinde Konya’da bir numarasıydı müşteri içeri geldiğinde işin ne olacağını anlatır ustam tamam der ve ertesi gün aynı şekilde yapardı. Bir gün ustama yabancı bir turist bir elbise diktirdi. Turist elbiseyi çok beğenmiş. Ustama Amerika’da iş teklif etmişler ama ustam kabul etmemiş. Bende Ahmet Karakuş’un yanında tam 35 yıl boyunca çalıştım daha sonra ustam mesleğini bırakıp emekli olunca bende kendi dükkânımı açarak işe devam ettim” ifadelerini kullandı.
HERKES SEVDİĞİ İŞİ YAPMALI
Çıraklığından bu yana elinden iğne ipliği hiç düşürmediğini vurgulayan Karakuş, "İlk iş olarak elimizi yüksükle bağladılar ve bir hafta hiç çıkarmadım. Ardından mesleğe elimizin alışması için iğne çektik, ilik ördük, düğme diktik ve pantolon derken mesleğimizi öğrendik. Ben mesleğimi her zamana severek yaptım insan bir işi severek yapmadığı zaman o işte başarılı olmaması imkânsız. Benimde sırrım buradan geliyor. Ben mesleğimi ilk gün nasıl sevdiysem hala aynı şekilde seviyorum. İlkokul bittikten sonra terziliğe başlamadan önce birçok meslek için girişimlerim oldu ancak terziliğe başladıktan sonra bu işi çok sevdim işimi severek yaptığım için meslek hayatımın hiçbir anında pişmanlık yaşamadım arkasında durmadığım, yapıta mahcup olduğum hiçbir işim olmadı. Her zaman müşterilerimden övgü dolu sözler aldım. Zaman zaman kötü anılarım da oldu ancak o da her mesleğin olduğu gibi bizim mesleğin de cilvesi diyelim” dedi.
İNSANLARIN MEMNUN ETMEK ÇOK ZOR
Kadın Terziliğinde yelpazenin geniş olduğunu, farklı şeyler deneyebilmenin mümkün hale geldiğini anlatan Karakuş, şöyle konuştu: “Bizim işimiz hizmet ancak bizim işimizin zorluğa şuradan başlıyor. Elbise insanların vitrinleridir ve her zaman beğenerek bakmak isterler. 52 yıllık terzilik hayatımda sayısız elbise diktim, tamir, daraltma, düzeltme yaptım öğrendiğim en önemli şey ise insanları memnun etmenin çok zor olduğu oldu. Ben meslek hayatımda çok büyük hatalar yaparak müşterime mahcup olmadım, ben her zaman müşterimin isteklerini yerine getirmeye çalıştım yapamayacağım bir işe olur diyerek mahcup olmadım. Müşterilerimiz elbise üzerindeki istetenlerine kendi yorumumu katmadım, illaki kumaşın kesimi ve uygun olan şekle göre çalıştım. Meslek hayatım boyunca hiç aklımdan çıkmayan ustamın öğütleri arasında. Asla müşterinin cebine gözünü dikme demişti. Ben mesleğimi her zaman bu öğüt doğrultusunda yaptım. Müşterilerimden ne kazanıcımdan daha çok nasıl bu işi eni iyi şekilde yaparım diye baktım her zaman bu benim mesleğimi en iyi şekilde yapmamın püf noktası bu oldu.”
SEVMEDEĞİM HİÇBİR İŞİ YAPMADIM
Terzilik mesleğinin insanların beğenisi üzerine kurulu bir meslek olduğunu ifade eden Necati Karakuş, “Terzilik mesleğinde en önemli faktörlerden birisi de insanların yaptığınız işi elbiseyi beğenmesi ve sayısız isteklerinin olması. Bir elbise de insanların sınırsız istekleri olur bir kadın terzisi olarak bu isteklere en iyi şeklide karşılık vermek gerekir. Ustamın bana vermiş olduğu bir öğüt vardı 50 yıllık meslek hayatımda her zaman bu öğüt doğrultusunda çalıştım ‘kendi beğenmediğin hiçbir işi başkasının beğenmesini bekleme’ derdi. Bu yüzden her yaptığım işte önce kendim beğenmedim sonra müşterime gösterdim. Kendi beğenmemeğim bir işi asla müşterimin beğenisine sunmadım” ifadelerini kullandı.
Terzilik mesleği sayesinde hayatını kazandığını belirten Necati Karakuş, sözlerini şöyle tamamladı: “Mesleğe atıldığım ilk günden beri ekmek paramı kazanıyorum 4 evladım bu meslek sayesinde okuttum, büyüttüm. Emek vererek yapılan her işin sonucunun karşılığını alıyorsunuz. Sağlığım el verdiği müddetçe elimden terzi yüksüğümü hiç çıkarmayacağım. Bu işi bana öğreten ustam Ahmet Kankuş'tan ve kalfalarımdan Allah razı olsun. Şimdilerde eskisi kadar çırak yetişmiyor ama genç terzi adaşlarına tavsiyem bu işi sevgi ve emek işidir severek emek vererek yapılan her işin karşılığını bir gün mutlaka alırlar aceleci olmasınlar sabırlı davransınlar ve kendilerinin beğenmediği hiç biri işi başkası tarafından beğenilmesini beklemesinler.”
SAİT ÇELİK