Konyalı Jön Türk’ün bilinmeyen yönü

Sultan II. Abdülhamide iki sefer suikast düzenleyen Konyalı genç Türk Abdülaziz Efendi, kapatıldığı Der Saadet Hapishanesinde yakalandığı salgın hastalıktan dolayı can verir.
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Caner Arabacı, Sultan II. Abdülhamit’e suikast tertip eden ve fakat muvaffak olamayan Konyalı Jön Türk Abdülaziz Efendi’nin hayatını anlattı.
Konya Aydınlar Ocağı’nın Sille Kültür Evi’nde mutad olarak her hafta düzenlenen Salı Sohbeti’nde konuşan Yard. Doç. Dr. Caner Arabacı, Şerif Mardin’e göre; Genç Türkler’in 1865’lerde ortaya çıkan ve İngiliz Elçiliğinde örgütlenen bir teşkilat olduğunu belirtti. Arabacı ayrıca; Jön Türkler (Genç Osmanlılar)’in Avrupa’ya özenen, onları örnek alan, kendini, ülkesini, İslâm’ı hor gören, aralarında Almancı, Fransızcı, İngilizci olanların da bulunduğu kökü dışarıda bir örgüt olduğunu kaydetti.
Abdülaziz Efendi’nin 1900’lü yıllarda Konya’ya sürgün gelen hattat, yazar ve matbaacı Ebuzziya Tevfik’le tanıştığını ve ondan son derece etkilendiğini dile getiren Arabacı, Baba Tahir adlı birisinin Rus Harbi esnasında Ebuzziya Tevfik’i Abdülhamit’e jurnallediğini, matbaasına el konulmasından dolayı Ebuzziya’nın da müthiş derecede Abdülhamid düşmanı olduğunu ifade etti. Yard. Doç. Dr. Arabacı, Ebuzziya’nın “Türkiye’nin kurtuluşunun Abdülhamid’den kurtulmakta” gördüğü için Konya’da Kâzım Hüsnü (mebus), Mazhar Babalık, Baytar İbrahim Efendi, Abdülaziz Efendi gibi gençlerle toplantılar yaparak onları etkilemeye ve jandarma takibatına rağmen Abdülhamid aleyhtarı olarak yetiştirmeye başlar” dedi. Bu gençlerden Abdülaziz Efendi’nin tütün kaçakçılığı, kalpazanlık yaptığını ve bomba eğitimi aldığını kaydeden Arabacı, Abdülaziz’in Sultan Abdülhamid’i öldürmeye karar vermesiyle birlikte komitenin, kendi aralarında toplandığına dikkat çekti. Arabacı, suikastle ilgili şunları aktardı: “Padişaha hediye edilmek üzere sanat değeri olan ipek ve yünlü bir halı seccade dokunur. Üç kadın tarafından üç ayda dokunan seccade, gül suyu ile yıkanır. Sandıklanır ve Abdülaziz Efendi tarafından İstanbul’a götürülür. Avlonyalı Ferit Paşa sadrazamdır. Hanımlarla bağı olan Ebuzziya, ihtilalci olmayan Sadrazam Ferit Paşa’ya mektup yollar. Mektupta gönderdiğimiz halıyla birlikte adamı padişahla görüştür der. Sadrazam Ferit Paşa, Abdülaziz Efendi’nin fazla iltifatlarından huylanır. İpek dokumalı seccadeyi, halıyı dokuyanların isimlerini de alarak Padişah’a özel olarak kendisi takdim eder. Üç kadına birer Devlet Nişânı ile 500’er lira, Abdülaziz Efendi’ye de 100 lira verir. Sarığının arasına küçük bir silah yerleştiren Abdülaziz Efendi, padişah ile görüşemeden geri döner.
1905’lerin sonlarına doğru ikinci bir suikast planı yapar. Şık bir ayakkabı ökçesine mektup konulur. Trenle İstanbul’daki ihtilalci komiteye gönderilir. Tatar İbrahim Efendi, telgrafla ihbar eder. Abdülaziz Haydarpaşa’da yakalanır. ‘Ticaret için geldim’ dese de delillerle birlikte ele geçirilir. Der Saadet Hapishanesi’nde hapse atılır. 1908’e kadar orada kalır ve çıkan salgın hastalıktan dolayı ölür. Jön Türkler, “Boğduruldu ve denize atıldı” diye şiaya çıkartmak isterler. Ebuzziya Tevfik de İstanbul’a döner ve 1913’de ölür.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri