Konya’da yağan büyük kar

Ahmet Güldağ

Geçtiğimiz yıllara kadar Konya merkez şehirde kar yağışlı günlere hasret kalmıştık.

Ne idi o günler 1960’lara kadar kasımda başlayan kar nisan ayına kadar kısım kısım devam eder yağdı mı otuz santime ulaşır kar’a bata çıka yürürdük trafik ne gezerdi ki!.

Bu kar yağışlarında kardan adam yapmak bizlerin zevki idi.

***

Yağan kardan kimse şikâyetçi olmaz. Resimde gördüğünüz gibi sokaklarda kar yığınından zor geçilirken herkes mutlu yaşam içinde idi.

Hele şimdileri yapılan beş on santim kar yağınca okul tatilleri olmazdı.

Bu günün öğrenci ve öğretim üyeleri tatil beklerken o günlerdekiler okullarına gider tatil bile düşünmezlerdi.

 O kadarki aşağıda sunacağım ilk defa bir gece yarına kadar yağıp bir daha göremediğimiz seksen santimlik karda bile okullar tatil edilmemişti

Evet, o günü bizzat görmüş olan bendeniz olarak anlatayım sizlere…

***

Yıl 1943 Şubat sonu. Hatırladığım kadarı ile cemrenin toprağa düştüğü hafta idi.

Akşama yaklaşırken lapa lapa, yani büyük danelerle yağan kar yağışı altında

2. sınıfında okuduğum Sanayi Mektebi Binası’ndan akşam paydosu sonu, şimdiki Emniyet Müdürlüğü binası civarı Takkeli Sokak’taki ev arası hiçbir vasıta olmadığı için tabanvayla geliyorum. Yol süresi bir saate yakın.

Kar taneleri güzel görünümü ile yağıyor üstümüzü beyazlaştırıyordu ama bir başkalık vardı o gün.

***

Kar yağarken hiç şimşek çakmazken. Bırakın kırmızı renk ışın görünümünü…

Gök gürlemesi yanında, şimşek ışınları yem yeşil renkte çakıyor herkes hayretle bırakıyordu.

Kimileri kıyametin alâmeti derken tuhaf tuhaf bakışıyordu halk.

Zamanın tek katlı ve % 90’nı çatısız kamış çelenkli evlerin saçtan yapılmış odun sobasında ısınarak yağışı seyrediyorduk.

Yatım sonu gece yarısı rahmetli dayım Süleyman Gül dürtüşleyerek kaldırmıştı bendenizi.

Uyandığımda baktım ki pencerelerin kenarına kadar seviye yapan karı gördüm. Hayret içinde kalmıştım.

“Kalk kalk karın ağırlığı ile dam çökecek” deyince kar kürüme küreklerini alıp güç bela çıktık dama.

Herkes damlar üstünde kar kürüyordu. Eh az değil tam seksen santime yakın kar yerleri ve damları. Beyazlatmıştı.

Hava açık, kar yağışı durmuş bahar havası gibi, ay ise bembeyaz aydınlatıyordu yerleri.  

Zaten elektrik bile yoktu ki evlerde. Ya idare ya da gaz lambası kullanılıyordu.

Herkes damdan dama laf atıp sohbet ediyordu kar kürürken. Kürünen karların çoğu sokağa dökülüyor kar dağı oluşuyordu sokaklarda.

Kar makinesi, bol personel ne gezer belki on kişiyi geçmeyen Belediye işçileri ancak ana caddeleri açmaya çalışırken çift tekerli merkebin çektiği kar arabasına doldurup boş yerlere taşıyorlardı.

Belediyenin caddede kar temizliği

Okul tatil falan değildi. Zaten radyo ve telefon bile olmayan o günlerde nereden bilebilecektik!

***  

Bendeniz, önce gidenlerin açtığı kanal gibi keçi ayağı yolları izleyerek kâh kasığıma kadar kara batarak okulun yolunu tutmuştum. Bir saat sonra ki sabahın sekizinde okuldaydım.

Okul tatil olmamıştı. Açık ve öğretmenler vardı.

Atölyeye girdiğimde. “Oğlum neye geldin bu zor durumda” demişlerdi. Birkaç talebe gelmiştik zaten ama ertesi gün ve sonrası da hiç tatil edilmedi. Tedrisata devamdı öyle günlerde bile.

Bugün on cm yağınca tatil yapanların kulakları çınlasın!

***

Evet, o gün bir gecede açıklık ovalarda bir metreden fazla olduğu belirtilen seksen santim civarındaki kar yağışı…

Bir daha göremedik o kar kalınlığını. Yirmi otuz santimi görürdük yıllarca ama…

Şimdi yirmiyi bile göremiyoruz ya. Bereketimiz mi kaçtı acaba ne derken

Bu yıl Yüce Allah yağdırıverdi Konya’da elli santime ilçelerde bir metreden fazla kar kaplayıverdi. Çiftçinin yüzü güldü.

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.