Konya'da sert açıklama: İktidar toplumu yoksulluğa sürüklüyor

Konya’da konuşan Saadet Partisi Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı Ömer Faruk Çağrıcı, "İktidar, toplumu yoksulluğa sürüklüyor. Vatandaşlarımız adeta hayatta kalma mücadelesi veriyor. Türkiye’nin değişmeyen tek gündemi geçim sıkıntısı" dedi

Saadet Partisi Gençlik Kolları ‘Bölgesel İl Başkanları ve Gençlik Buluşmaları’ programı, Konya’da Saadet Partisi İl Başkanlığı binasında düzenlendi. Programa Saadet Partisi Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı Ömer Faruk Çağrıcı’nın yanı sıra; Saadet Partisi Konya İl Gençlik Kolları Başkanı Muammer Hamza Kılınç, diğer şehirlerin gençlik kolları başkanları ve çok sayıda partili genç katıldı. Saadet Partisi Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı Ömer Faruk Çağrıcı, iktidarın ekonomi politikasının psikolojik bunalımları tetiklediğine dikkat çekerek, “Toplumumuz büyük bir buhran içerisinde travmalar yaşıyor. Bilinmelidir ki ekonomik gelişmişliği, refahı, sosyal adaleti sağlarsanız, toplumu yaşadığı bu buhrandan kurtarırsanız; insanımız normalleşecek ve bu tip olaylar geride bırakılacaktır. Hak eden cezasını aldığında ise insanımız özüne dönecektir” dedi.

ACI HABERLER ART ARDA GELİYOR!

Genel Başkan Çağrıcı; ülke ve dünya olarak oldukça zorlu günlerden geçildiğinin altını çizdi. Filistin’de yaşanan vahşetin artık olağan bir hal aldığını, ambargo ve bombalarla mücadele eden şerefli bir direnişin kayıplarına alışılmışken; ülkedeki art arda gelen acı haberlerle sarsılmış durumda olduklarını dile getiren Çağrıcı, “İlk olarak geçtiğimiz ay uzunca bir süre kamuoyunu meşgul eden ve katil zanlılarının halen kesin olarak tespit edilemediği Narin kızımızın trajik kaybını yaşadık. Olaya ilişkin birçok iddia mevcut olsa da kesin olan tek şey Narin kızımıza sahip çıkamayışımız oldu. Yine geçtiğimiz hafta haber manşetlerine konu olan bir diğer elim hadise de Samsun’da yaşandı. Atakum ilçesinde meydana gelen olayda maalesef PDR mezunu bir gencimiz, KYK yurdunun üst katından atlayarak kendi canına kıydı. Olaya ilişkin soruşturma sürse de gencimizden geriye ailesinin acısı kaldı. Ülke olarak acı haberleri okumaya aşina olduğumuz şu günlerde bir diğer acı haber de Tekirdağ’dan geldi. Daha henüz 2 yaşında olan Sıla Bebek yaşamış olduğu işkence ve taciz sonrası hastanede hayatını kaybetti. Bu kötü haberlere üzülmeye koyulmuş büyük bir arzu ile adalet isterken son olarak geçtiğimiz günlerde İstanbul’dan gelen haberle kahrolmuş durumdayız. İstanbul Fatih’te hayatlarının baharında 2 genç kardeşimiz Ayşenur ve İkbal canice bir vahşetin kurbanı olarak vefat ettiler. Bu trajik kayıptan ise geriye bolca acı ile katilinin ardında bıraktığı kayıtlar ve beraberinde birçok yeni soru işareti kaldı. Yine İstanbul’un en işlek caddesinde akşam vakti iki şehir eşkıyası bir kadına tecavüze yeltendi. Ancak gördük ki aynı kişiler ifadesi alınıp serbest bırakıldı. Ardından sosyal medyada gündem olmasıyla tekrar göz satına alındılar. Geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz Polis Memurumuz Şeyda Yılmaz’ı şehit eden caninin ise 26 adet suç dosyası olan 19 yaşında bir genç olduğu ortaya çıktı. Tüm katalog suçları işleyen bu şahıs da daha önce sayısız kez serbest bırakılmış” şeklinde konuştu.

GENÇLERİMİZ UYUŞTURUCUYA VE KÖTÜLÜĞE SÜRÜKLENDİ!

“Toplumumuz bir cinnet halini yaşıyor” diyen Saadet Partisi Gençlik Kolları Genel Başkanı Ömer Faruk Çağrıcı, daha sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: “Cinnet kelimesi artık ülkemizde en çok kullanılan kelimeler arasında girdi. Geldiğimiz noktada 2024 Türkiye’sinde artık gaspın, tacizin, şantajın, işkencenin bir karşılığı yok. Darmadağın olan bu adalet mekanizması ilk önce emniyeti ve sonra da sokakların güvenliğini ortadan kaldırdı. Bugün dışarıda kolluk kuvvetlerinden çok sicil kaydı arşa ulaşmış kriminal caniler var. İktidar bozduğu sistemi yamalı bohça gibi toparlamaya çalışıyor. Bugün organize suçlarda Avrupa lideri konumundayız. Suç çeteleri ve devlet çalışanları adeta iç içe geçmiş durumda. Ülkemizin en büyük sermayesi olan gençlerimiz iktidarın acizliğinden dolayı uyuşturucuya, suça ve kötülüğe sürükleniyor. AK Parti’nin iktidara geldiği yıl doğan çocuklar, bugün üniversite mezunu oldu, askerlik vazifesini bitirdiler ve yuva kurmaya başladılar. Bunun yanında maalesef onbinlerce genç kardeşimiz suça bulaşmış durumda. Maalesef eğitim sistemimiz gençlerimize ahlâkı, erdemi, iyiliği, empati duygusunu aşılayamamış; tam tersi Discord kanallarında ahlaksızlığa itmiştir.”

ÜNİVERSİTE DİPLOMASI İŞSİZLİK SERTİFİKASINA DÖNÜŞTÜ!

Ülkedeki adalet sisteminin masumu değil, adeta suçluları salıvermek üzerine evrilmiş durumda olduğuna dikkat çeken Çağrıcı, suçluların toplumdaki bu cezasızlık algısı karşısında her geçen gün daha da pervasızlaştığını; vatandaşların ise her geçen gün kendisini daha da emniyetsiz hissettiğini ifade etti. Devletin var olma amaçlarından birisinin de vatandaşlarının can ve mal emniyetini sağlamak olduğunu hatırlatan Çağrıcı, iktidara bir soru sorarak, ayrıca şunları kaydetti: “Vatandaşlarımızın yaşadığı bu emniyetsizlik halini, toplumumuzdaki bu cezasızlık algısına karşı daha neyi bekliyorsunuz? Devletin asıl görevi gerçek adaleti sağlamak ve toplumun vicdanını rahatlatacak cezaları hak edenlere en ağır şekilde vermek değil midir? Ülkemizde adalet mülkün temelidir sözünün yazılı olmadığı bir adli makam neredeyse yokken devleti ayakta tutan adaleti kim sağlayacak? Maktulde, katilde, suçluda bu ülkenin evladı. Suça meyledelen bir gençlik istemiyoruz. Bu ülkenin evlatlarının ahlak ve maneviyat temelli yetiştirilerek sokaklarımızın huzurunu ve güvenini arttırmalıyız. İktidarı uyarıyoruz, artık bıçak kemiğe dayandı. Kadınlarımız ve çocuklarımız adeta ‘sıradaki biz miyiz?’ korkusu ile yaşamaya çalışıyor. Evden çıkan vatandaşımız ne sokakta yürürken rahat ne de akşam eve dönebileceğinden emin değil. Gece veya gündüz fark etmeksizin şiddete muhatap olunmaktadır. Güvenlik kameraları suçu engellemek, güven duygusu vermek için değil işlenen suçu tüm ülkeye hatta dünyaya izletmek için var artık. Şehirlerimiz cinnete, kaosa, anarşiye ve şiddete teslim edilemez. Türkiye’nin hak ettiği yönetim bu değildir. Yarınlarımızın teminatı olan gençlerimizi çıkmaz sokaklara emanet edemeyiz. Bugünden tezi yok ilk önce ‘adalet sistemimiz’ üzerine düşeni yapmalıdır. Yetkililere çağrıda bulunuyoruz; sizler suçluların değil, masumların can ve mal güvenliğini sağlamakla mükellefsiniz. Bugünkü haliyle suçluları ödüllendirme anlayışından vazgeçin. Parça pinçik edilmiş İnfaz yasasında etkin ve radikal değişiklikler yapın. Gündüz kuşağı programlarıyla toplumu zehirleyen yayınlara son verin. Gençlerimizi zehirleyen, toplumu suça teşvik eden dizilerin kaldırılmasını sağlayın. Hiç şüphesiz yaşadığımız bu trajik olayların en temelinde insanımızın geçim problemi yer almaktadır. AK Parti Türkiye’sinin değişmeyen tek gündemi olan geçim sıkıntısı gençlerimizi, yaşlılarımızı, kadınlarımızı ve aile babalarımızı yoksulluğa sürüklüyor; insanımız adeta hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bu ise psikolojik bunalımları tetikliyor; toplumumuz büyük bir buhran içerisinde travmalar yaşıyor. Bilinmelidir ki ekonomik gelişmişliği, refahı, sosyal adaleti sağlarsanız, toplumu yaşadığı bu buhrandan kurtarırsanız; insanımız normalleşecek ve bu tip olaylar geride bırakılacaktır. Hak eden cezasını aldığında ise insanımız özüne dönecektir. Üniversite diplomalarının birer işsizlik sertifikası halini aldığı bir dönemde ne mezunlar ne de mevcut üniversite öğrencileri geleceğe umutla bakabilmektedir. Saadet Partisi Gençlik Kolları teşkilatları olarak bizler biliyoruz ki mevcut iktidarın artık yapacağı bir şey kalmamıştır. Kontrolü kaybetmiş, ‘enerci’ nadalarıyla kara para aklanmasına bile engel olamamıştır. Bizler Milli Görüş iktidarıyla bu düzeni değiştirecek; adaleti ve emniyeti tesis edeceğiz. Bizlerde tam da bu sebeple çalışmalarımıza hız vermek, milletimize ulaşabilmek ve kanayan yaralara su serpmek ve genç kardeşlerimizin umudu olmak için bugün Konya’da ve 7 farklı bölgede çalışmalarımıza ivme kazandırmak için toplanmış bulunmaktayız. ‘Önce Ahlâk ve Manevîyat’ diyerek yol aldığımız şu günlerde azimle çalışacağımıza söz veriyoruz. Herkes bilsin ki, bizler bu mücadeleyi son nefesimize kadar sürdürmeye devam edeceğiz. İnsan olmanın fazilet ve erdemini işleyen bir eğitim sistemini hep birlikte inşa edeceğiz. Suçluyu kayıran, baronlaşan adalet mekanizmasını yerle yeksan ederek, mağduriyet üretmeyen bir sistemi inşa edeceğiz. Huzur ve güvenliğin sağlandığı şehirleri hep birlikte inşa edeceğiz. Bizler; Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye, Yeni Bir Dünya idealinden ve bölgemizin huzur ve barış iklimini sağlama inancımızdan asla vazgeçmedik. Bugün ülkemizin aydınlık geleceği için inanç ve azimle gece gündüz çalıştığımız gibi dünyayı sömüren siyonizm belasıyla da mücadele ediyoruz. Şahsiyetli bir dış politika anlayışıyla mazlumların ayağa kalkmasını sağlayacağız. Dememiz o ki hakkı söylüyorsak susmamız hakka azap, korkmamız nesillere zülüm, tembelliğimiz yarınlara ihanettir. Bu yüzden yerimizde saymıyor hak ve adalet için adil bir düzen için tam yol ileri diyoruz.“

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Konya Haber Haberleri