Türkiye'de 26 Mart 2016 yılından bu yana “yaz saati” uygulanıyor. Kış saati uygulaması kapsamında her sene Ekim ayının son hafta sonunda Cumartesi gününü Pazar gününe bağlayan gece saatler 1 saat geri alınırdı. Fakat yaz saati uygulaması sebebiyle artık saatlerde değişiklik yapılmıyor. Yaz saati uygulaması, Türkiye'de kalıcı hale getiriliyor. Buna gerekçe olarak da hem daha fazla tasarruf sağlamak hem de gün ışığından daha fazla yararlanmak gösteriliyor. Ülkede kış saatinin uygulanmaması, yaz saatinde ısrarcı olunması bazı sorunları da beraberinde getiriyor.
Sabahçı olan öğrenciler, karanlıkta okula gidiyor. Havanın soğuk ve karanlık olması mağduriyetler doğuruyor. Veliler, bu uygulamanın son bulmasını, çocuklarının karanlıkta okula gitmemesini istiyor. Sadece öğrenciler değil, birçok vatandaş da karanlıkta işe gitmek zorunda kalıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yaz saati uygulamasının 2024 yılında da uygulanacağını söyledi.
ÇOCUKLAR BİYOLOJİK OLARAK BUNA HAZIR DEĞİL!
Eğitim İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul, Türkiye'de acilen kış saati uygulamasına geçilmesi gerektiğini söyledi.
Her insanın bir biyolojik saatinin olduğunu belirten Ertuğrul, “Yetişkinler sabahın erken saatinde uyanmaya veya akşam geç saatte işten dönmeye alışık olabilir ama bu çocuklar için çok zor. Sabahçı olan çocuklar, gün doğmadan sınıfa giriyor. Yine öğleci olan çocuklardan okullarından hava kararınca çıkanlar var” dedi.
HİÇBİR ÖĞRENCİ SABAHIN KÖRÜNDE OKULA GİTMEMELİ!
“Sabah penceremden bakıyorum, öğrencilerin sırt çantaları ağır. Nereden geldikleri belli değil. Karanlıkta öğrenciler okula gidiyor. İçim yanıyor” diyen Eğitim İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul, daha sonra şunları kaydetti: “Planlama eksiklikleri var. Kış saati uygulamasına geçilmeli. Bu uygulama ile sorunlar çözülmez ancak bir rahatlık sağlanabilir. Gelin bu yanlıştan vazgeçin. Çocuklara daha fazla eziyet etmeyin. Sabah okula gitmek için saat 05.30- 06.00'da kalkan bir öğrenci 1-2 saatte uykusunu atamaz. Biz, bunların birer çocuk olduğunu unutuyoruz. Ağır çalışma şartları altında çalışan insanlar gibi öğrencilerimiz. Hiçbir öğrenci sabahın köründe okula gitmesin, akşam karanlığında okuldan dönmesin. Sabah erken gidenler gibi, akşam 19.00'da dağılan okullar var. Her anne baba çocuğunu okula bırakamıyor. Ekonomik şartlardan ötürü servise veremiyor. Bu işin tehlikeli, riskli boyutları da var. Sabahın köründe sokaklarda başıboş köpekler oluyor. Çocuklarımızın canı da tehlikede. Çocuklara eziyet ediyoruz. Onların can güvenliği de risk altında.”
EMRE ÖZGÜL