Konya'da 6.5 şiddetinde deprem üretecek aktif fay hatları var!

Konya, depremsellik açısından Türkiye'nin en güvenilir şehirleri arasında yer alsa da; Uzmanlar, şehirde 6 ile 6 buçuk büyüklüğünde bir depremi üretebilecek aktif fay hatlarının olduğunu söyledi.

Deprem kuşağının tam ortasında yer alan Türkiye'nin, her ilinde uzun kısa birçok aktif fay bulunuyor. Bu faylarda meydana gelen olası depremlerde onlarca belki yüzlerce insan hayatını kaybederken, maddi kayıplar da ağır oluyor. Bu fayların ne zaman harekete geçeceği bilinmediği için sürekli uyarılar yapılarak, 'Yapıların gelişigüzel değil, deprem gerçeği göz önüne alınarak' yapılması talep ediliyor. İzmir Seferihisar merkezli meydana gelen 6,9'luk deprem, yürekleri ağza getirdi. Depremde 80'den fazla vatandaş yaşamını yitirirken, binden fazla kişi de yaralandı. Depremin ardından binalar, çöktü. Bu depremden sonra gözler, Konya'da da 6 ile 6 buçuk şiddetinde deprem üretecek fay hatlarına çevrildi. Konya, her ne kadar depremsellik açısından en güvenilir şehirler arasında yer alsa da, şehrin farklı noktalarındaki fayların harekete geçmesiyle yaşanacak bir depremin yıkıcı özelliğinin olmasının da akıllardan çıkarılmaması gerektiği gerçeği bir kez daha gün yüzüne çıktı. Elazığ ve İzmir depreminin ardından yapı güvenliği meselesi de en çok konuşulan konular arasındaki yerini aldı.

KONYA DİRİ FAY HARİTASINA GEÇMİŞ DURUMDA

Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Eren, İzmir depreminin ardından Konya özelinde Merhaba Gazetesi'ne değerlendirmelerde bulundu. Eren, Konya yıkıcı depremlerden etkilenme sıklığı açısından Türkiye’nin en güvenilir yerlerinden birisidir” dedi. Konya'nın bir Erzincan, Elazığ, Adapazarı olmadığını dile getiren Eren, şunları söyledi: “Ama hiç kimse bundan Konya’da deprem olmaz anlamı çıkarmamalı. Hiçbir zaman Konya’da yıkıcı bir depremin olmayacağını iddia edemeyiz; çünkü İzmir’deki fay hattının devamı Konya bölgesinde yer almakta. Bugün Konya da diri fay haritasına geçmiş durumda. Altınekin ve Akşehir gibi ilçelerimizde önemli fayzonlar var. Merkez için konuşacak olursak yine alüvyal bir zemin üzerindeyiz ve kuzey yerleşimlerimizde fayzonlar var. Bu fayzonların özelliğine bakacak olursak, tıpkı bugün İzmir depreminde gördüğümüz gibi normal bir fay özelliği mevcut ve bu fayzonun geçmiş yıllarda 6-6,5 büyüklüğünde depremlerin meydana getirdiğini görüyoruz. Peki, bu bölgedeki fayların diğer bölgelerdeki faylardan farkı ne? Bu faylar belli aralıklarla deprem üretir. Kimi faylar 250 yılda bir deprem üretirken kimileri 500 yılda bir kimileri de bin yılda bir deprem üretir. Hatta araştırmalar gösteriyor ki 10 bin yılları bulan deprem aralıkları vardır. Bunlarla beraber Konya çevresinde ve Tuz Gölü’nde yapılan fayzon araştırmaları bu fayların ortalama 6 bin 500, 10 bin yılda bir deprem üretebilme özelliğini gösteriyor. Ecemiş fayzonu da yine 10 bin yılda bir deprem üretebilme özelliğine sahip. Bu doğrultuda Konya için söyleyebiliriz ki binlerce yıl aralığından sonra harekete geçen ve uzun yıllar sessizliğini koruyan bir fayzona sahip coğrafya. Bu yüzden Konya’da da deprem riskini taşıyoruz. Merkez için bir diğer tehlike de alüvyon bir zeminde oluşumuz. 2000-2001 yıllarında ilçelerimizde meydana gelen depremleri hatırlayan vatandaşlarımız merkezin de bu depremlerden etkilendiğini bilir. Bundan dolayı Konya merkezli bir deprem olmasa dahi alüvyal zeminde oluşumuz bizi bu depremlerden etkilenir hale sokuyor. Tüm bu etkenlerle birlikte yapılarımıza dikkat edip özen göstermemiz gerekiyor. 2019 depremiyle Türkiye diri fay haritasına geçti ve birçok yapı bu haritaya geçildikten sonra yapıldı. Bu durum göze alınarak çürük bina yapılması çok büyük risktir. Deprem aralıklarını biliyoruz ama en son depremin ne zaman olduğunu bilmiyoruz.”

YAPILARIN YOĞUNLAŞTIĞI NOKTALAR RİSK ALTINDA

İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Dr. Süleyman Kamil Akın da “Konya’da deprem bölgeleri mevcut. Böyle bir depremin yarın Konya’da olmayacağı ise kesin değil. Konya fay hatlarının yarın harekete geçmeyeceğini kimsenin garanti edemeyeceği gibi alüvyal zeminimizden gelen tehdidi de göz ardı edemeyiz. 1999 depreminden sonra devlet yapı denetimi ortaya çıkardı lakin bugün bu denetimlerin üzerine düşülmediği görülüyor. Konya’da en riskli bölgelere değinmek gerekirse; yapıların yığınlaşmış olduğu merkezler tehlikelidir. Tuğla ve kum kalitesinin de Konya’da yüksek olduğunu iddia edemeyiz. Zümrüt apartmanından ders alınarak faydalı işler yapıldı ama yeni olup projesi kötü olan onlarca bina var. Tıpkı asansörlerde olduğu gibi binalar için de sarı kırmızı mavi etiketler koymalıyız. Yüksek binalardan başlayarak bu uygulama zorunlu hale gelmeli, buna imkânımız var. Yapı denetimlerin randevu ile değil de düzenli olarak gerçekleşmesi gerekir ve fiili çalışma gerçekleşmelidir. Artı olarak müteahhitliğin şartlarını daha sık ve daha dikkatle ortaya atılması gerekir” şeklinde konuştu.

EYYÜB KARAKUZU

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri